SAĞLIK 9 Eylül 2024
12,8b OKUNMA     133 PAYLAŞIM

Gri Bir Legal Alanı Sinsice Kullanarak Büyük Kitlelere Ulaşan Uyuşturucu: Bonzai

Bonzai nedir? Zararları ve etkileri nelerdir? Türkiye'de nasıl bu kadar yaygın hale geldi? Peki ya son zamanlarda adı duyulan A4?

belki de günümüzde uyuşturucu camiasındaki en 'belirsiz' maddelerden birisi bonzaidir. türkiye'de uyuşturucu sorununun mimarlarında ilk 3e rahat oynayan bu madde etrafında çok hurafe, bilinmezlik , belirsizlik ama en önemlisi de korku taşıyor bu da insanların çoğu zaman ot diye aldıkları şeylerin içinde bonzaiden şüphelenmelerine sebep oluyor. işin aslı şu ki, her zaman da kesin olmamakla beraber, muhtemelen aldığınız otun içinde bonzai yoktu.

bonzai başta kıytırık bir ot çakması olarak başlayıp sonra kendini profesyonelce kamufle edebilen, ölümcül ve hapishanelere bile girebilen bir silaha dönüştürdü. bonzainin etrafındaki bu gizemi çözmek ve nasıl bu hale geldiğini görmek için tarihini bir inceleyelim ve her mutasyona uğradığında da 'neden' diye soralım. öyleyse başlıyoruz:

eğer çizgi filmlerdeki mutantlar ve kötü bilim adamları uyuşturuculara uyarlansaydı, kenevir (bkz: thc) bu çizgi filmde mutasyona uğrayarak bonzai'ye (bkz: selvi) (bkz: spice) (bkz: sentetik kannabioid) 'e dönüşürdü. çizgi film diyorum ama aslında tam olarak olan da bu.

bonzai ve selvi isimleri fazla belirsiz kalıyor. en temelden almak için önce kenevire gidelim

kenevirin kafa yapıcı özelliği içeriğindeki birden fazla terpenden gelse de asıl etkili olan molekül (bkz: thc) 'dir. çok da detaya inmeden, bu molekül kannabioid reseptörlerine bağlanarak etkisini gösterir. birileri bir yerlerde bu thc molekülünün orasıyla burasıyla oynayarak ve yeni şeyler ekleyip çıkararak bu yeni 'mutant thc' moleküllerinin hala kannabioid reseptörlerine etki ettiğini buldu.

bu mutant thc molekülüne tam bir isim vermememin sebebi bunlardan onlarca… yüzlerce olması. fakat genel bir kategori olarak isim vereceksek bonzai, selv, a4 grubu maddelerin hepsi “sentetik kannabioid” dir. ilk çıktığı vakitlerde bunlara (bkz: k2) (bkz: spice) deniliyordu. ıslak mendili poşeti tarzı bir şeyin içinde baharat-bitki tarzı şeylere sıkılan bonzai tıpkı kenevir gibi duman olarak tüketildiğinde kenevire benzer bir etki yaratıyordu.

ancak doğal bir kannabioid olan kenevirdeki thc'ye kıyasla bonzai türevleri, molekülle oynanma şekline göre bazen çok daha az etki yapıyor, bazen ota çok yakın bir etki yapıyor ancak bazen de ottan çok, çok daha kuvvetli bir etki yapabiliyordu. doğal kenevir ve thc molekülü ile doz aşımı yapmanız imkansız iken bonzai ile mümkün. kenevir ile fiziksel yoksunluk semptomları yaşamanız pek mümkün değil iken bonzai ile mümkün. yani thc ile akrabalıkları var gibi düşünmeyin. tam olarak bu yüzden 'mutant' diyorum. kenevire benzedikleri iki nokta var: 'bazı' bonzai türevleri 'bazı' dozlarda kenevire benzer bir kafa yaşatıyor, bir de moleküler olarak benziyorlar. onun dışında hiçbir yanları ortak değil. etki süreleri, yoksunlukları, zararları vs..

kaba tabir ile hikaye şöyleydi: kimyasal olarak ota yakın bir etki yapan bir alternatif bulunmuştu

yani bonzai keşfedildi, sonrasında bu duman olarak alınmaya uygun hale getirilerek farklı bitkilere sıkıldı ve içildi. bazı bonzai türleri uygun dozlarda gerçekten de orjinal kenevire yakındı ancak doğru bonzai türünü bulsanız bile yine bir kumar oynuyordunuz. çünkü bonzainin sıkıldığı bitkiye 'eşit dağılmamış' olma olasılığı bir yana etkileri benzer olsa dahi bu kimyasalların arkasında bir deney grubu yoktu ve haklarında çok az şey biliniyordu. dolayısıyla kendinize ne kadar zarar verdiğinizi tahmin etmeniz çok güçtü.

bonzai gücünü daha sinsice bir şeyden alıyordu. “gri bir legal alan”dan

thc molekülü ile oynayıp yeni bir bonzai türevi elde ettiğinizde ne idüğü belirsiz belki güçlü, belki değil, kafa yapıcı bir uyuşturucu yaratmış olsanız da bu molekül daha önce bulunmamış yeni bir molekül olduğundan doğal olarak 'legal' oluyordu. uluslararası bir şekilde 'kimyasal gübre' adı altında kargolanabiliyordu. tam olarak bu yüzden bonzai üreticileri ve uyuşturucu 'savaşçıları' (buna artık devletler mi dersiniz, uyuşturucu ile mücadele birimleri mi dersiniz bilemiyorum) arasında bir hırsız-polis oyunu başladı. yeni bonzai türleri bulundukça illegalize ediliyordu fakat genelde iş işten geçmiş oluyordu. çoktan tonlarca kargolanmış, üretilmiş oluyordu ve piyasaya sürülüyordu. bu yüzden bir noktada bazı kimyasal thc grupları komple yasaklandı. ancak her hırsız-polis oyununda olduğu gibi hırsızlar bir adım öndeydi.

bu hırsız-polis oyununun mağduru genellikle bonzai kullananlar oluyordu. göreceli olarak 'az zararlı' bir bonzai türevi yasaklandığında, bonzai üreticileri yeni bir tane çıkarttığında elbette oturup bu kimseyi tribe sokar mı ya acaba diye düşünmüyordu ve veba gibi pazara salıyorlardı bunları. tam olarak bu sebep ile bonzai 'belirsiz' bir maddeye dönüştü. yani bonzai kullanan hiç kimse önceden bir labrotuvarda üst seviye cihazlarla analiz yapmadığı müddetçe (ki bu hiç olmaz) ne kullandığını bilemiyordu. aynı torbacıdan aynı haftada 2. kez aldığınız bir miktarın aynı dozu ilkinde sizi mayhoş bile yapmamışken bu sefer saatlerce kusma nöbetlerine ve bad tribe sokabiliyordu.

burada bonzai ile ilgili ilk hasar azaltma yaklaşımını da bulmuş oluyoruz. herhangi bir sebep ile bonzai kullanıyorsanız veya kullanacaksanız, aynı kişiden aldığınız ve birbirine tıpatıp benzeyen malzemeler olsa dahi bir 'test dozu' yapın. hatta iki. bu dozu olabildiğince az tutun. hatta belki de normalde kullandığınızın 5de… 10da 1i, sonra 5de 1i… vb. çünkü ne kadar deneyimli olduğunuzu düşünürseniz düşünün, içtiğiniz şeyi yaratan adam dahi etkisini tam olarak bilmiyor olabilir ve bu sefer aldığınız bonzai normal dozunuzda ölümcül olabilir. dolayısıyla bir mikrodoz ile test edin.

bonzai kendini poşetlerde gelen 'markalı' 'k2' ve 'spice'dan artık farklı şekillere sokmak zorunda kaldı. hatta direkt bonzai üreticileri bu kimyasalları topluca pazarlamaya ve önceden hazırlanmış paketlerle uğraşmamaya başladı. atıyorum, türkiyede birisi bu kimyasalı alıp ne idüğü belirsiz bitkilere sıkıyordu ve ta-da! (bkz: selvi) denilen şey oluştu. dediğim gibi bu terimler çok ucu açık ve herkes farklı bir şey söylüyor ancak genel olarak bonzai kimyasalının rastgele bitkilere sıkılmış versiyonlarına selvi deniliyor.

gerek adı bonzai olsun, gerek selvi, her bir paketi arasındaki etki, etki süresi ve yan etkiler tahmin edilemezdi

çünkü her seferinde sıkılan şeyin yoğunluğu, dağılımı ve herpsini geçtim sıkılan şeyin kendisi bile değişiyordu. mesela bazılarına örnek vermek gerekirse: (bkz jwh-018) adlı bonzai türü göreceli olarak kenevire benzer etkiler yapabiliyorken (bkz: jwh-210) kenevirden çok daha güçlü ve tehlikeli. öte yandan (bkz: hu-210) ise normal kenevirden yaklaşık 600 kat daha kuvvetli ve ölümcül.

iş uyuşturucu testlerine gelince, bonzailer kanda ve idrar testlerinde kenevir için pozitif olarak çıkmıyordu. dolayısıyla bu hırsız-polis oyunu uyuşturucu testlerine başta 1… sonra 2… sonra da 3 farklı sentetik kannabioid grubunun test edilmesi gereksinimi de getirdi. günümüzde hala bazı bonzai türevleri uyuşturucu testlerinde görünmeyecektir.

türkiyenin uyuşturucu sorununun en büyük yapıtaşlarından biri olan bonzai gördüğünüz gibi gri bir legal alanı kullanmasından, test edilememesinden, farklı türlerinin beklenmedik ölümcül etkiler yapabilmesinden, bağımlılık ve yoksunluklarının normal kenevire kıyasla gayet ciddi ve tehlikeli olmasından geliyordu. daha ne olabilir derken olan oldu!

a4

yaklaşık 2 yıl önce ilk kez bana 'a4' adlı bir madde hakkında soru soruldu ve bir türlü olayı çözememiştim. normal sigaranın ucuna konulan çok, çok küçük bir kağıt parçası sadece bir iki fırtta kafa yapıyormuş. başta bu kulağa çok manıtklı gelmiyordu. herhangi bir kokusunun, tadının veya belirgin bir rengi, yapısı olmadığını söylediler. güneşte bozulmuyordu. (lsd olabileceğini düşünmüştüm ancak lsd yanınca aktif olmuyor ve güneşte de bozulur) sonra da opioid türevlerinden şüphelenmiştim. (ancak fentanil dışında herhangi bir opioid türevi o kadar düşük dozlarda etkili olamazdı ve kullanıcı raporlarına göre etkisi opioidleri de andırmıyordu.)

sonrasında (bkz: noid) adı verilen bazı forum raporlarına ulaştım. noid bu bonzai türevlerinden bizim “a4”e verdğimiz adın onlar için karşılığı. onlar da “noid” diyor. bonzainin yeterince adı yokmuş gibi. tabi bu isim bonzainin en kurnazca kullanıldığı yöntem diyebilirim.

bonzaiyi bir bitkiye yedirmekten ziyade bildiğiniz “kağıtlara” bandırıyorlardı, özellikle de aşırı, aşırı kuvvetli bonzaileri. böylece uyuşturucuların içilmesinden satılmasına ve gizlenmesine bütün getirdikleri sıkınıtlı faktörleri aynı anda çözmüşlerdi.

küçücük bir alanda bir kağıttan farksız, kokusuz, tatsız, gizli ve aşırı kuvvetli 'pratik' bir uyuşturucu yaptılar. bonzaiyi selvi gibi bir bitki üzerinden değil de normal sigaranızın ucuna takabileceğiniz basit ve yakalanması çok zor bir kağıda hapsetmişlerdi. tabi bundan bir parmak kadar satın alınıyor ve böyle parça parça koyuyorlardı böylece fazlasıyla pratik bir kafa yapma yöntemi olabildiğince yüksek kar marjı ile hızlıca uyuşturucu camiasına yayıldı.

benim en ilginç bulduğum kısım ise aslında kimse bunu başta akıllarında 'yüksek kar ve gizlilik' planı ile yapmamıştı. a4 adı verilen bu yeni bonzai yönteminin asıl keşfedilme sebebi hapishanelere uyuşturucu sokmak içindi. gerek mektup olsun gerek başka bir şey, sadece bir kağıt parçasını az dikkat çeken ve bol miktarlarda hapishanelere sokmak için kullanılan bir yöntemdi. bir noktada birisi sanırım “ bir dakika ya, bunun hapishane dışında da kullanabiliriz “ mi dedi yoksa ne oldu bilmiyorum ama bonzai ve selvi gibi sentetik kannabioid yöntemleri çoğunlukla yerini a4'e bıraktı.

elbette konu a4 olunca hasar azaltma gereksinimi çok daha ciddi boyutlara ulaştı. çünkü küçük bir sinek kadar bir kağıt ile o kağıt parçasının yarısı ölüm ile kafa yaşamak arasındaki çizgi olabiliyordu.

bütün bonzailer hakkında genelleme yapmak pek doğru olmasa da kuvvetli bir bonzainin etkisi genellikle çok daha hızlı gelir ve çok daha yoğun hissedilir. zaman ve mekan algısı şiddetli bir şekilde bozulur. gülme krizleri ve acıkma gibi standard kenevir etkileri olsa da bonzaide kötü trip riski daha fazladır. etki süreleri genellikle ota benzer olsa da ota kıyasla bonzainin 'yoğun' kısımı çok daha hızlı gelir ve çok daha hızlı geçer. içildiği neredeyse ilk 2 dakikada maksimum etkilere ulaşırken en yoğun etkileri 45dk - 1 saatte geçer, bazı bonzai türleri normal kenevirden bile uzun etki gösterebilir.

kenevire kıyasla halüsinasyon görme olasılığı daha fazladır. olduğunuz yere çakılmanız daha olasıdır ve dışarıda içmek için en yanlış maddelerden birisidir. hafızanızda ciddi bulanıklıklara yol açabilir.

toleransı ise ottan çok daha hızlıdır. başta “ bu bize bir ömür yeter” dediğiniz bir miktar bonzai veya a4 aynı gün içinde bitebilir ve tolerans hızla gelişir. a4'ten sonra ot çok, çok az etki eder.

aynı şekilde bağımlılığı ve yoksunluğu da kenevirden farklı olur. ciddi bir fiziksel bağımlılığı olabilir. geceleri terleme - üşüme nöbetleri, kabuslar, elektrik çarpması, ağrılar, huzursuz bacak sendromu ve uyku sorunları yaşayabilirsiniz. kalıcı bir hasar bırakıp bırakmadığı konusunda literatürde kesin bir şey var desem yanlış olur. çünkü bu noktada hangi bonzai türünden ne kadar kullanıldığı devreye giriyor. ancak hiçkimse hangi türden ne kadar kullandığını hesaplayamayacağı için böyle bir riskin olduğunu bilmeniz iyi olur.

kenevire kıyasla düzenli bonzai kullanımı neredeyse (bkz: roj) veya (bkz: xanax) ı andıran hafıza sorunları ve anı bulanıklıkları getirir. 2-3 ay düzenli kullanımından sonra 1 yıl bırakırsanız dönüp baktığınızda o kullandığınız vakte dair neredeyse hiçbir şey hatırlamadığınızı keşfedebilirsiniz.

yani hikaye az çok böyle

başta kıytırık bir ot çakması olarak başlayan bonzai, sonra farklı türlerinin farklı bitkilere sıkılması ve kimyasal gübre adı altında ne idüğü belirsiz bir sürü türünün çıkması ile devam ediyor ve nihayetinde küçük kağıt parçalarına bandırılan formlarının sigara ucunda kullanılması ile de günümüzde hala yerini korumakta. thc molekülünden esinlenerek üretilen bu sentetik kannabioidler thc'ye kıyasla ciddi bir bağımlılık, yoksunluk ve hasar profili ile gelebiliyor. hafif bir etkiden akılalmaz bir dehşet tribine kadar esneyen etki spektrumu tırnağınızın ucu kadar diyebileceğim miktarlar arasında yer alırken bir tırnağınızın ucunu daha eklerseniz direkt öldürebiliyor.