Freud'un Cinsellik Çalışmaları İle Ortaya Attığı, Tüm Yönleriyle Vajinal Orgazm Olayı
vajinal orgazm kavramı freud ile ortaya çıkan bir kavram. 1931 yılında yazdığı "kadın cinselliği" makalesinde kadının cinselliğinin erkeğinkinden farklı olduğunu vurgularken arada şöyle bir laf ediyor.
"olgun bir kadın, çocuksu bir haz alma olan klitoral orgazmı değil vajinası ile ulaştığı orgazmı yaşar."
o günden bu güne kadar kadınlar arasında (ve elbette ki erkekler arasında da) vajinal orgazmı yaşayabilme/yaşatabilme takıntısı başlar. bu konuda feministler 60'lı yıllardan itibaren vajinal orgazmı bir gerçek gibi alarak kendi cinselliklerine bir tür sahip çıkış olarak göstermişlerdir. açıkcası orgazm esnasında kadının vajinal mi yoksa klitoral mi orgazm yaşadığı bilinemediği için bu olay kadınların elinde erkeklere karşı kullanılabilecek bir tür silah haline gelmiştir. erkeğe "sadece klitoraldi, vajinali yaşamadım" demek bir tür "yetersizsin" mesajı olmaktadır.
fakat bu vajinal orgazm meselesi bir ara öylesine kafa kurcalamaya başlar ki sonunda meseleye fizyolojik bir açıklama gerekliliği ortaya çıkar. konuyu iyi bilen bir kaç fizyolog ve seksolog -ki bunların içinde kinsey de var(hani belki filmini seyretmişsinizdir, binlerce insanla yaptığı seks araştırmasıyla ünlüdür.)- kadının vajinası ve orgazm üzerindeki ilişkiyi incelerler. araştırma sonuçları ilginçtir:
1. vajinanın içindeki sinir ve kas sistemi dokunmayı ya da sürtünmeyi değil sadece "dolu olma" yı algılayabilecek yeterliliktedir. bu ise orgazm olmaya yetebilecek bir his değildir. kadının vajinasının dolu olduğunu hissetmesi orgazmik bir durum olmaktan çok olsa olsa kadın için erotik bir durumdur.
2. vajinal orgazm olduğunu iddia eden kadınların açıklamaları ile yeterli düzeyde klitoral orgazm (örneğin mastürbasyon ile) olan kadınların orgazm anına ilişkin açıklamaları çoğu kez birbirini tutmaktadır. bu durum vajinal orgazm olduğunu idda eden kadınların kendi bedenlerini yanlış okumuş olabileceklerini akla getirmektedir.
yukarıdaki bulgular ışığında 70'lerin başından bu yana yapılan çalışmalar, 90'lara kadar tartışmalar doğurarak gelmişse de 90'larla birlikte diğer her şeyde olduğu gibi orgazm hakkında bilişsel açıklamalara doğru yönelmiştir. bu bilişsel yaklaşıma göre:
aslında vajinal orgazm ya da klitoral orgazm yoktur. orgazm bir tanedir.
fizyolojik bir tepkiler bütünü olmasına rağmen tetikleyicisi vajina ya da klitoris değil kadının yaşadığı cinsel deneyimi zihninde tasarlama biçimidir. sevdiği, sevildiğini bildiği bir partnerle, cinsel tutumlarına ve zihinsel şemalarına uygun koşullarda gireceği bir cinsel ilişkide orgazma ulaşması ihtimali çok yüksektir. kadın orgazmı, tetikleyicileri itibariyle fizyolojik olmaktan çok bilişsel bir yaşantıdır. yani buna göre coşkun kardeşimizin "bal köpüğü" sakallarıyla sarfettiği "oynaşma yavrum, birazdan sen de zevk almaya başlayacaksın" lafı tamamen yanlıştır.
öncelikle entry uzun ve bilgilendirici olacak. hazırlanın. biraz ezber bozalım.
kaynak vermeyeceğim. sadece bugüne kadar okuduklarımdan çıkardığım sonuçları yazacağım. dilerseniz sallamayabilirsiniz, dilerseniz de kulak verirsiniz.
1. freud gerçekten zeki bir adamdı ve malum psikanalizin kurucusu saygı duyduğumuz biri, ancak vajinal orgazm konusunda yanıldı. hem de bu öyle bir yanılgı oldu ki nice bilim insanının ömürlerinden -gerçeklikle hiçbir alakası olmayan bir efsanenin peşlerinden gitmeleri sebebiyle- ömür çaldı. pek çok bilim insanı belki kadınlar hakkında bambaşka şeyler bulabilecekken sırf bu mit yüzünden o olmayan g noktasını aradı durdu. ayrı bir organmış ayrı bir dünyaymış gibi, ancak yanıldı.
2. vajinal orgazm yoktur. esasen klitoral orgazm da yoktur, sadece klitoris kaynaklı kadın orgazmı vardır.
orgazmın klitoris kaynaklı olması kadının illa klitoristen uyarıldığı anlamına gelmez, çünkü kadının orgazmı erkeğe oranla fazlasıyla nörolojik bir olaydır. beyinde başlar, devam eder ve biter. bu sebeple konsantrasyonu boşalım esnasında kaybolan kadınların, klitoris atmaya (boşalmaya) devam etse de hiç zevk almadıklarını söylemeleri sık görülen bir şeydir.
3. g noktası denilen yer aslında hem vardır hem yoktur. gerçekten de bazı kadınlar döl yoluna yapılan aşırı baskı yoluyla klitorse hiç dokunulmasa bile boşalırlar bunun sadece iç dudaklara dokunarak boşalmaktan farkı yoktur. döl yoluna yapılan baskı buz dağının görünmeyen tarafını "gıdıklar". açıklayalım. klitoris bir buz dağıdır. sadece görünen kısmı yoktur. zevk veren sinir yığını döl yoluna doğru uzanır. (oraya varmaz, uzanır.) dolayısıyla doğru noktaya yapılan baskı kadının asıl zevk alma organına dokunmadan boşalmasına yol açar. özetle g noktası vardır evet, ama bir organ ayrı bilinmeyen bir parça değildir. klitorise alttan yapılan doğru baskı noktasıdır.
4. kadınlar sulu selli boşalmazlar. çok üzgünüm ama böyle bir şey gördüyseniz yani "fışkırtan" bir kadın. üstünüze işemiş. geçmiş olsun. kadının içeride fışkırtma mekanizması yoktur. hadi diyelim ki o suyu üretti nasıl fışkırtacak? yapmayın gözünüzü seveyim. ha kadınlar boşalınca ıslanırlar. bazı kadınlar çok fazla ıslanır ama bunun adı ıslanmadır ve vajinanın sıradışı olmayan suyudur.
5. bazı kadınların vajinal orgazm oldum iddiası tamamen döl yolundan uyarılma yoluyla oldukları orgazmın daha etkileyici oluşundan. bu şekilde boşalan kadınlar daha güzelini istiyorlarsa hiç dokunmadan boşalmayı denesinler. daha fazla zevk alacaklardı.
sanırım şimdilik söyleyeceklerim bu kadar.