Fenerbahçe Beko'nun Koçu Igor Kokoskov, Neden Ani Bir Kararla Takımdan Ayrıldı?
ilk akla gelenler
kokoskov'un basketbol bilgisini tartışmaya gerek yok diye düşünüyorum. iyi bir koç, iyi bir donanımı var lakin belli ki bir karakter veya özgüven problemi yaşıyor.
tabii ki olaya tek taraflı bakmamız doğru değil, belki içeride bize yansıtılmayan farklı olaylar gelişmiş olabilir ancak bize yansıdığı kadarını değerlendirebiliyoruz.
koç bu sene için bekleneni karşıladı ama takımın seviyesi sezon başında o kadar aşağılardaydı ki sonra beklentileri karşılarken absürt bir seviyeye çıkış gerekliydi. biraz şans ve özgüven ile onu yakaladı ama sonunda bir kez daha paraşütsüz düşüş geldi. her takımın sezon içerisinde belli bir çizgisi ve o doğrultuda iniş ve çıkışları olur. kritik zamanlarda ivmeyi çıkış yönüne çevirebilenler ise başarılı olur. fakat koçun takımı geçen sezon bu anlamda sürekli bir gece gündüz farklılığı yaşattı. bu kadar büyük zikzaklar türkiye gündemine uzak olmasa da türkiye gibi rakibinin başarısızlığını kendisine hedef olarak benimseyip, bundan zevk alan bir toplumda bir iş yapmaya çalışmak kesinlikle psikolojik olarak daha ağır.
sezon sonunda gerek covid süreci, gerek vesely'nin sakatlığı, gerek anadolu efes'in form durumunu artırması ve kupaları süpürmesi ile bir kez daha gece moduna dönülmesinin ardından sırbistan (ki spora bakış açısı bize benzer profilde bir ülke) ile de yaşadığı başarısızlık sanırım psikolojisi ağır geçen bir sezonun ardından kendisi için bir yıkım getirdi ve kaba tabirle bu kaçışı başlattı.
taraftarın şu anda kendisine karşı hayal kırıklığı yaşaması doğal ama büyük tepkilerden kaçınmak gerekiyor
koç bu kararıyla kendisi için avrupa defterinin tamamen kapandığının farkında olacak kadar zeki bir insan. bir plan dahilinde takım kurdurup sezon başlamadan başka bir organizasyon için onu bırakmak avrupa kıtasının basketbolunda affedilmez bir şey. zorluklarla yüzleşecek bir psikolojiye sahip olmaması kendisini nba içerisinde de bilgisine saygı duyulan ama görev tanımı kısıtlı olacak bir yerde tutacak.
fenerbahçe için ise hayat devam ediyor. bu konuda yapılacak her profesyonellik dışı hareket önümüzdeki dönemde gelecek oyuncu ve koçları, yapılacak yatırımları etkileyecektir. bu konunun mağduru fenerbahçe oldu, konu özelinde kulüp ve taraftar bu imajı bozmadan kapatıp önüne bakmalı.
igor'a yeni kariyerinde başarılar.
ekstra bir yorumla bitirelim
sosyal medyada taraftarlar koçun karaktersizlik yaptığını yazmış ama bence adam aksine sırf karakter sahibi olduğu için gidiyor. ulan bu kulübün eski başkanı daha bir iki hafta önce sanki basketbol şubesinin hali hazırda koçu yokmuş gibi "şubeyi bana verin yarın obradoviç'i getireyim" dedi, ali koç da bunun üstüne "ya kardeş bizim zaten dünya çapında bir koçumuz var sen ne diyorsun" diyeceğine, "teklifinin detaylarını anlat konuşalım" dedi. bu başlı başına bir rezalettir. taraftar zaten obra partizan'la imzalayana kadar her gün kokoşkov'u gönderip obra'yı alalım diye kampanya yapıyordu. şimdi soruyorum, bu adam kıymetinin bilinmediği bir ortamda niye kalsın? kokoşkov öyle hakkında rahatça atılıp tutulabilecek bir koç değil. adam avrupa şampiyonu. üstelik nba tarihinin ilk ve tek avrupalı head-coach'u. birilerinin dediği gibi uyduruk bir asistan pozisyonu buldu diye takımı bırakmıyor yani. koç zaten fenerbahçe'ye nba'deki benzer bir pozisyonu bırakıp geldi. amacı kendini bir kez de euroleague'de ispatlayıp, nba'de tekrar head-coach olmaktı. yani bu adam bu sene fenerbahçe'de amacını gerçekleştirebilecek güzel bir kadro kurmuşken, asistan olarak nba'e gitmek istiyorsa anlayın ki kendisine yapılan saygısızlıklardan bıkmıştır. üstelik yarın kokoşkov değil başka bir koçumuz olsa onun da başına aynı şeyler gelecek muhtemelen. obra travması kulübü yiyip bitiriyor. acilen bu psikolojiden çıkmak lazım. obra gitti işte, kulübe geri dönmeyecek. bari yeni gelenlere huzur verin artık.