SİNEMA 25 Ağustos 2020
26,3b OKUNMA     493 PAYLAŞIM

Düşük Bütçeyle Çekilmesine Rağmen Kültleşen Hollywood Filmi: Escape From New York

Yönetmen John Carpenter ve başrol Kurt Russell ortaklığında hayata geçirilen filmi hatırlayalım.

Filmin VHS fragmanı


escape from new york... 1981 yapımı kült ötesi film. yönetmenliğini hollywood'da bir türlü hak ettiği saygıyı göremeyen efsane yönetmen john carpenter yapmıştır. başrolünde ise yine hollywood'da bir türlü hak ettiği değeri göremeyen muhteşem oyuncu kurt russell vardır. ayrıca lee van cleef, isaac hayes ve harry dean stanton gibi karizma abidesi oyuncular da filmde rol alır.

bütün john carpenter filmleri gibi bu film de yeterince bütçe bulamadığı için prodüksiyon kalitesi hakettiği kadar yüksek değildir. buna bağlı olarak sanki kalitesiz/düşük kaliteli bir filmmış intibası uyandırabilir ama john carpenter'in büyücülüğü de her türlü imkansızlıklara rağmen çağının ötesinde mükemmellikte işler çıkarabilmesidir zaten. karanlık sinematografisi, kaliteli kamera acıları ve carpenter'in elinden çıkan gaz müziklerin de etkisi ile distopik bir başyapıta dönüşür escape from new york filmi.


konusu kısaca; new york'un manhattan adası bir açık hava hapishanesine çevirilmiş, içeri girenin bir daha çıkamadığı karanlık bir beton ormanına dönmüştür. dış dünyanın bu durumdan haberi yoktur. bir gün amerikan başkanının uçağının kaçırılıp buraya indirilmeye çalışılırken başkan açık hava hapishanesi haline gelmiş manhattan adasında kaybolur. üstelik üzerinde soğuk füzyona dair belgeler içeren bir kaset taşımaktadır. bu umutsuz kurtarma görevi için gönülsüz olarak da olsa snake görevlendirilecektir.

tabi hınzır carpenter bu filmde alttan alta rüyalar şehri ve herkesin göç edebilmek için her şeyini verdiği bir şehir olarak ünlenen new york'u bir hapishane olarak resmederek şiddetin, açgözlülüğün ve suçun başkenti haline çevirmesi müthiş bir alt metindir (o zamanlar bu tarz cesur alt metinler yoktu, bugünden bakıp alay etmeyin bununla). aynı şekilde yasa dışı olarak amerika'ya sızmaya çalışan göçmenler konusunu tersine çevirerek amerika'dan kaçmaya çalışan göçmenler şeklinde yansıtması da efsanedir. amerikan kültürünün altyapısını resmen iğdiş eder bu filmde carpenter. yani basit bir aksiyon filmi değil, amerikan rüyası karşıtı bir manifestodur öz be öz amerika'lı bir yönetmenin elinden çıkan. tabi bu tarz cesur işleri yapanlar hep batıdan çıkar, bu gibi işleri doğuda yapmaya kaba tabirle kimsenin gözü yemez o ayrı. bu bile batının düşünce dünyası açısından doğudan fersah fersah önde olduğunun kanıtıdır.


21. yüzyıl'da oyunlardan müziğe kadar pek çok alanda bu kült filmden alınan sayısız ilhamın katkısı vardır, distopya denildiğinde ilk akla gelen görsel işlerden biridir kısacası. dikkatli gözle izlerseniz bu filmdeki sahnelerin, karakterlerin, ve genel atmosferin günümüzde sayısız filmde ve dizide taklit edildiğini görebilirsiniz.

eğer 70'ler-80'lerdeki o kendine özgü yaratıcılığı sevenlerdenseniz mutlaka izleyin bu filmi. hatta hazır başlamışken bütün john carpenter usta filmlerini de seyredin. bu değeri bilinmemiş hazinenin yaşarken hakkını verin.