Ani Ölümlere Neden Olan Sessiz Katil: Akciğer Embolisi Hakkında Her Şey
emboli, pulmoner arterin veya ona kan yoluyla bağlı dallarının trombus, tümör parçası, hava, yağ gibi cisimlerle ani olarak tıkanmasıdır. bu vakaların büyük çoğunluğu alt ekstremitte, pelvis ve karın venalarinda oluşan trombuslardan kopan parçalar neden olmaktadır. çok nadiren de olsa pulmoner arterin içinde de trombus oluşabilir. kalbin sağ boşluklarında da trombus oluşumu da akciğer emoplisine neden olur.
emboli nedeni ile pulmoner arterin yatağı daralır ve ana arter ve sağ ve ventrikul basıncı ani bir şekilde artar. bu basınç bazen o kadar güçlü olur ki, sağ ventrikulde akut dilatasyon yapar. bu klinik tabloya da akut kor pulmonale denir. genişleyen ventrikul ve yetersizliğe neden olur, genelde geçicidir ama uzarsa kişi ani olarak ölür. hatta vakada koroner sklerozu varsa çok küçük parçalar bile pulmoner emboli yapabilir..
ancak birçok akciğer embolisi tanısı daha zor olduğu için gözden kaçmaktadır. erişkinlerde dikkatli ve özenli yapılan adli tıp ve hastane otopsilerinde bu oran oldukça yüksektir..
kalp hastalarında emboli, alt ekstremite venlerindeki fletrombozlarından kopan parçaların venler aracılığıyla akciğerlere ulaşması ile yaşanır. kalp hastalarının, hareketsiz kalması ve bu nedenle dolaşımın yavaşlaması kan pıhtılaşmasına neden olur ve emboli riskini arttırır..
iç hastalıkları ve özellikle mitral kapak stenozu vakalarınındaki otopsilerde pulmoner arter embolisi oranı 1/3 gibi oldukça yüksektir.
cerrahi girişim esnasında hekimin ven cidarını zedelemesi, postoperatif hareketsizlikler nedeniyle yavaşlayan dolaşım emboli riskini arttırır. varisler, düşük yapmak, doğum yine akciğerde emboli riskini arttırır.
embolide kişiye ne olacağı, tıkanan damarın büyüklüğüne ve kalbin o andaki durumuna bağlıdır. bu yüzden her emboli vakası birbirinden çok farklıdır.
orta ve büyük büyüklükteki tıkanan pulmoner arterin embolisi, genellikle doğumun son evrelerinde veya bir cerrahi girişim sırasında oluşur. bulantı, kusma, 130 gibi bir değerde taşikardi , zaman zaman siyanoz oluşur..
bu durumda akut sağ ventrikulde yetmezlik oluşur, ikinci kalp sesinin çok sertleştigini görürüz. tabi ki sağ kalp yetmezliği bulguları da beraberinde gelir. venler, jugular.kabarir. karaciğer büyür ve ağrı başlar. pulmoner arterdeki kan dolaşımı azaldığı için sol ventrikulun basıncı
düşer...
latant ve hafif semptomlu akciğer embolisi
sıklıkla görülebilir, daha ağır ve ölümcül embolilerin habercisi de olabilirler. taşikardi , hafif göğüs ağrısı, ve sıkıntı hissi ile kendini belli etmektedir. çok uzun sürmez ve gelip geçicidir...
ağır akciğer embolileri
büyük bir trombusun neden olduğu ileri bir dispne, anksiyete zaman zaman şok hali, solgunluk ve bunu takiben sağ ve ventrikul yetmezliği başladığında ölüm kişiyi birkaç saat içinde bulur. bazen de tedaviye başlamaya fırsat bile kalmadan kişi dakikalar içerisinde hayatını kaybeder.. bu şekilde ölüm muayenesi yapan hekim dışarıdan bakınca teşhis edemez, tanısı sadece otopsi ile konulabilir.
aldatıcı klinik tabloların altında görülen akciğer embolileri.
akciğer embolisi, kliniği gürültülü olmayan sero - hemorajik veya sero fibrinö plörezi dediğimiz klinik tablolar altında görülebilir. anjina pektörise benzeyen retro - sternal bir ağrı hastanın ilk ve başlıca şikayeti olabilir. bu ağrı tipik koroner yetersizliği nedeniyle de yaşanabilir. çok nadir de olsa, damarların reflektif yolla daralması ve arter basınıncının düşmesi nedeli ile myokard ve akciğer enfarktüsü takip eder.
akciğer enfarktüsü ne demektir?
enfarktüs, dokuyu besleyen kan damarlarının tıkanması sonucu kansız kalan dokunun işlevsiz kalmasıdır daha ileride dokunun ölümü nekroza döner. akciğer dediğimiz organ, hem bronşiyal hem de arterlerden gelen kanla beslenen bir yapıdır. ama bronşiyal arterlerden gelen kan, tek başına akciğeri beslemeye yeter bu yüzden her pulmoner emboli enfarktüs tablosu ile sonuçlanmayabilir. bunun tabi istisnaları var. kalp hastalığına bağlı yatalak hastalarda bronşiyal arterleri yetersizliği varsa, olay daha da ilerleyip nekroz dediğimiz doku ölümüne gider. enfarktüs bulgusu 24-48 saat içerisinde [ bazen daha kısa]kendini belli eder.
hastada derin solunumla artan bir göğüs ağrısına eşlik eden öksürük vardır. göğüs ağrısı 1-5 gün içinde kaybolur ama öksürük kesilmez. önce çok koru kırmızı, daha sonraları siyah görünümde, bir hafta süren bir hemoptizi dediğimiz halk arasında kan öksürmesi görülür.
akciğerde enfarktüs genelde orta alt zonlarda tek taraflı oluşur. [kalp hastlarında değişkendir] vakaların büyük çoğunluğunda ölü doku bir fındık büyüklüğündedir. henüz yeni oluşan enfarktüs koyu kırmızı bir renktedir. alveolların içi, enterstisyel sahaların içi kanla dolmaya başlar. enfarktüs ne kadar büyükse, solunum seslerinde azalma ve çevresinde raller tesbit edilebilir. plevra frotmanı duyulabilir...
embolide radyoloji semptomları
küçük ve orta boylu embolilerde radyoloji normal olabilir. hilusun bir büyük dalında oluşan veya oraları ilgilendiren bir embolide amputasyon arazı görülür. hilustan çıkan silindirik opak arter, birdenbire kesintiye uğrar ve önündeki pulmoner arterin dallanmaları da görülmez.
akciğer embolisi enfarktüse çevirilirse radyolojisi hemen değil emboli zamanını takiben 2 gün sonra ortaya çıkar. diyaframa yakın bölgelerde badem büyüklüğünden daha büyük mandalina büyüklüğüne kadar değişken bir tümörü veya bronkopnömoniyi andiran heterojen bir gölge kuyruğu görülür. ama bunu tespit etmek zor bir olaydır çünkü radyolojide kalp gölgesinin ve diyafragma kubbesinin arkasındaki enfarktüsleri fark etmek zordur. bunun için en güvenilir yöntem olan akciğer anjiyografisiyöntemi denendir. ön kol veninden pulmoner artere kadar sokulan bir kataterin içnden hızla radyoopak bir maddee vererek film çekilir. bunun için anjiyografi ağır klinik tablosu olan vakalarda da denenmelidir. anjiyografide tıkanma görmek zaten emboliye direkt tanı koymak demektir. ama tabi her şeyi de göremek mümkün olmuyor çünkü akciğer anjiyografisinde mikroemboli dediğimiz 2 mm den küçük arterlerdeki tıkanmalar anjiyografide her zaman teşhis edilemezler. bunlar için pulmoner artlerden gelen basınç yükselmesi teşhisine gidilir. ama tabi çok sık olmasa da olsa pulmoner arterde oluşan bir ödem de aniyografide emboli gibi tanı verebilir....
birtakım emboli çeşitleri:
post operatif emboliler
karın ve pelvisi ilgilendiren ameliyatlardan sonra görülürler. kardiyaklara göre daha büyük arterleri tutarlar. şişmanlık, ileri yaş, uzun süre yatakta hareketsiz kalma, dehidratasyon [sıvı kaybı] ven dediğimiz damarın içindeki pıhtının oluşumunu kolaylaştırmaktadır. bazen ani ölümler de yaşanabilir.
doğum ve düşükten sonra oluşan emboliler
post operatif olan emboliye göre daha seyrek görülür, daha stabil devam eder ama tekrar edebilir. geç dönemde oluşan emboliler 2-3 hafta sonra annenin ayağa kalktığı zamanlarda yaşanabilir, bunlar ağır olabilirler. pulmoner nedenli ani emboli ve ölümler yalnızca otopsilerde ortaya çıkarılabilir, bu yüzden akciğer embolilerinin vaka potansiyeli de pek bilinememektedir.
yağ embolisi
en başta femur, tibiagibi uzun kemiklerin travma sonucu kırılması ve serbest hale geçen kemik iliği yağının ven [damar] yolu ile akciğere gelerek pulmoner arterleri tıkaması ile meydana gelir. yağ burada parçalara ayrılarak pulmoner arterin birçok küçük dallarını tıkar. akciğerlerden geçerek beyin, böbrek ve derin gibi organlarda da emboliye neden olabilir.
başlangıç travmasını takriben 2 gün sonra plevra ağırıs, taşikardi, öksürük, dispne gibi birden ortaya çıkan belirtileri vardır. beyin damarlarının tıkanmasına bağlı serebral belirtiler, deri tıkanmasına bağlı gövdenin üst kısmında bıyun ve başta peteşi dediğimzi derialtı kanamaları oluşur. bu yüzden kemikleri çok dayanıksız olduğu için çabucak kırılan yaşlılara çok dikkat etmek gerekir. yaşlıların yüksek yerlere çıkarmamak, düşmelerine imkan tanımamak gerekir. eğer kırık nedeniyle başvurulmuşsa, derhal heparin ve dextranla yapılan bir tedavi gerekir. hipoksi ile mücadele etmek gerekir.
hava embolisi
boyun, aksiller bölge de basıncın sıfıra yakın oluşu travma anında bu basıncın negatif olabilmesi nedeniyle, özellike buraları ilgilendiren ameliyatlarda trafik kazalarında ve kesici aletlerle yaralanmalarda ven [damar] yırtılırsa basıncın negatife düştüğü anda damarın içine birdenbire çok fazla hava aspire olur. küçük küçük büller halinde geçen hava tehlikeli değildir ancak çok kısa zamanda çok fazla hava dolarsa hemen klinik beliriler başlar. otopside akciğer dolaşımının hava bülleri ile tıkantığı ve sağ ventrikülün çok fazla genişlediği görülür. hatta çok ileri vakalarda akciğer dolaşımından geçerek beyinde büyük dolaşımda etki yapar ve serebral belirtiler göstererek vaka hayatını kaybeder.
amniyos sıvı embolisi
çok nadir görülür, sıvı, kı ve döküntüler gibi amniyos materyallerin yaptığı yaygın akciğer embolisi artan dispne [ solunum güçlüğü] yapar. genelde [benim gördüğüm kadarıyla] yaşlı ve çok fazla doğum yapmış annelerin artık gerçekten zor doğumlarında görülür. yine tedavisi solunum ve dolaşım bozukluğunu gidericidir.
kişi emboli riskini nasıl en aza indirebilir?
akciğer embolilerinde tedbir almak tedaviden çok daha faydalıdır. doğumdan sonra anne mümkün olunan en kısa sürede ayağa kalkmalıdır. anne ve yatakta uzun süre yatan hasta eğer kalkamıyorsa, yatakta sık sık pozisyon değiştirmelidir. derin ve tempolu bir solunum yaparak bol bol sıvı tüketip dehidratasyonu [sıvı kaybı] önlemelidir. bacaklara sık sık masaj yapılmalı sırt üstü yatarken bacakların bisiklet sürer gibi egzersiz yapmalıdır. varisi olan insanların, cerrahi girişimlerle düzeltilmeyen varisler için elastik varis çorabı kullanılmalıdır.
peki emboli nasıl tedavi edilir?
eğer yukarıda belirtilen semptomlar görülyorsa hemen orada 112 aranmalıdır. akciğer grafisi ve ekg alınır tanı eğer muhtemelse kesinleşmesi beklenmeden hemen tedaviye başlanmalıdır. tedaviye ne kadar erken başlanırsa hayati tehlikenin savuşturulması o kadar düşük olur. .
tedavi iki temel prensibe dayanır. ilki acil durumda müdehale etmek ikincisi embolinin tekrarını önleyici tedbirler almaktır.
buradan sonrası klinik tıbbi girişimleri anlatır, lütfen kendi başınıza uygulamayınız
eğer vakada dispne ve şok varsa hemen oksijen verilir. oksijenin pulmoner vasküler yatağı genişletici bir etkisi vardır. ağrı ve huzursuzluğa karşı analjezikler gerekirse küçük dozlarda da morfin verilebilir. emboli spazmını önlemek için adrenalin veya 1-2 mg atropin + 30 mg papaverin tavsiye edilir.
arteryel bir hipotansiyon varsa noradrenaline , aramine ve benzeri ilaçlarla tansiyon normale çıkarılabilir.
embolinin tekrarlanmaması için, derhal antikoagülan [pıhı önleyici] tedavi yapılmalıdır. burada kişiye ani bir etki istediğimiz için heparin kullanılabilir. 15.000 ünite heparin iv yoluyla verilir, sonra her 4 saatte bir 5000 - 7500 ünive dozlarla aynı yolla tedaviye devam edilir. burada dozu abartmamak, kanın pıhtılaşma zamanına göre ayarlamak lazımdır. [genelde 10 dakika] heparin dozunu pıhtılaşma zamanını normalin 3 misli [30 dakika] tutacak şekillerde ayarlamak lazımdır. heparin tedavisine 5-7 gün devam edilir.
tedavinin son iki gününde oral olarak antikoagülan bir ilaç verilir. bu ilaçlar da kandaki protombin konsantrasyonuu azltmada görevlidir. protombin zamanı ölçülür [normali 13-15 saniye] daha sonra oral ilaç tavsiyesi yapılır [dikumarol gibi] tabi burada akut sağ kalp yetersizliği de ortaya çıkabilir, burada da digoksin ile hızlı dijitalizasyon yapılır, artimi de eşlik ediyorsa antiaritmik ilaçlar eklenebilir..