İskoçya'nın Tampon ve Ped Gibi Ürünleri Halka Ücretsiz Verecek Olmasına Dair Düşünceler

İskoçya Parlamentosu'nda geçtiğimiz aylarda yapılan oylamada, tüm kadınlar için ücretsiz hijyenik pede erişim hakkına onay verilmişti. Yani marketteki pedlerin bedava olmasından ziyade ihtiyacı olanlar, kamu kuruluşları aracılığıyla pede erişebilecek. İşte buna dair Sözlük yazarı "immanuel tolstoyevski"nin düşünceleri.
İskoçya'nın Tampon ve Ped Gibi Ürünleri Halka Ücretsiz Verecek Olmasına Dair Düşünceler
iStock

- her şeyin bir maliyeti var. bir şey bedava olunca o maliyet gizlenir ve tüketimde israf, üretimde de verimsizlik olur (nasıl olsa parasını devlet ödeyecekse, daha kaliteli ve ucuza üretme teşviği yok oluyor)

- israfı önlemenin yolu, sembolik de olsa bir ücret koymak. bedava ile 50 kuruş arasında ekonomik açıdan hiçbir fark yok ama psikolojik açıdan var. örnek: plastik poşetlere sembolik ücretler getirilince bunların kullamındaki düşüş.

- üretimde verimsizliği önlemek için serbest piyasa rekabeti lazım. ama bazı durumlarda buna müdahale etmen gerekiyor sübvansiyonlarla (kısmi indirim). ne gibi durumlarda? mesela bu örnekte şöyle bir mantık ileri sürebiliriz: hijyenik ped alamayanlar, ki habere göre neredeyse beşte biri, eninde sonunda sağlık sistemine daha ağır yük olacaklar. o maliyeti de herkes ödüyor zaten. kolayca ölçemiyorsun diye yok saymak hatalı olur. devlet de üreticiye gidip "senin ped ürünlerini kısmen sübvanse edeceğim ama beni kazıklamaya çalışırsan alırım aklını" şeklinde bir sistem oturtmaya çalışacak, regülasyon yani.

- erkeklerde buna denk bir örnek yok. "traş bıçağı" denmiş ama kadınlar da traş bıçağı kullanıyorlar ve traş o derece zorunlu bir hijyen sorunu değil. ama asıl ilginç kısım, konunun kültürel boyutu, yani reglin kısmen tabu olması. epey bir insan ped satın alırken utanıyormuş. ne kadar isabetlidir bilmem ama bedava -veya ağır indirimli- olunca bu stigma da azalır gibi bir mantık var. (darısı prezervatifin başına)

- bir de olayın öncelik/ölçek kısmı var. devletler saçmasapan şeylere milyar dolarlar harcıyorlar ve birçoğu da ufak kesimlere yarıyor. görece az maliyetli olup, bu kadar çok insana yarayan -ve belki de sağlık avantajları sayesinde maliyetini zaten çıkaracak olan- bir şey için ne kadar tatava yapmalı?

- bu sorunun cevabı bence şurada gizli: bu politikayı, sosyal adalet savaşçılarına verilmiş bir imtiyaz olarak gören ve buna gıcık olan insanlar olacaktır. yani sonuçta olaylara tek tek bakmıyorsun, her şey kafanda birbiriyle ilintili oluyor, genel bir bağlam oluyor. ama bu bağlamı açıklamak zor. bazen farkında bile olmuyorsun, kelimelere dökemiyorsun. o yüzden çoğu insan, bu gıcıklıklarını doğrudan dile getirmek yerine, genelde ekonomik argümanlar/prensipler yoluyla tartışıyorlar. ama rahatsızlığın kökü daha temelde olduğu için, bu tartışmalar pek bir şeyi değiştirmiyorlar.

son olarak