SİNEMA 28 Nisan 2016
104b OKUNMA     1283 PAYLAŞIM

American Psycho Filmi Hakkında Muhtemelen Duymadığınız Şeyler

SPOILER İÇERİR!

yazar bret easton ellis romanının 1991'de yayımlanışından sonra bir de yönetmen stuart gordon'a film için senaryosunu yazmaya başlar. bu ilk denemede patrick bateman olarak johnny depp'i düşünür. gordon da filmi siyah beyaz ve mümkün olduğu kadar kitaba bağlı çekmeye karar verir, ki bu da filmin +18 olmasını kaçınılmaz kılıyordu. ama bu proje suya düşünce gordon'un yerini david cronenberg alırken, johnny depp'in düşünüldüğü başrol de brad pitt'e geçer. daha sonra bu proje de suya düşer.

daha sonra lions gate filmin hakları satın alınca mary harron'ı yazıp yönetmesi için iş başına geçirir. mary harron da başrol patrick bateman için billy crudup (ki rol ona teklif edilmiş ve reddetmiş), ben chaplin, robert sean leonard, johnathon schaech, jonny lee miller ve jared leto gibi çeşitli isimler düşünür. sonunda rol christian bale'e teklif edilir ve bale de kabul eder. 

Christian Bale (Patrick Bateman)

bu sıralarda yapımcılar rolü edward norton'a vermesi için mary harron'u ikna etmeye çalışır ama harron kabul etmez ve sonunda yardımcı rollerde en az iki büyük yıldız oynatma şartıyla bale ile devam etmesine izin verilir. harron da bunun üzerine willem dafoe ve reese witherspoon ile anlaşır. bütün bunların üzerine, yine de, lions gate harron'a patrick bateman'ı oynaması için leonardo dicaprio'ya teklif götüreceğini söyler. harron da eğer böyle bir şey yaparlarsa projeyi terkedeceğini söyler, ve terkeder de. harron'un yerine matt markwalder'ın yazdığı senaryoyla çalışmak üzere (tiksindiğim) oliver stone geçer. stone da willem dafoe'nin rolüne james woods'u, reese witherspoon'un yerine de cameron diaz'ı düşünür. ayrıca jared leto'yu da aynı rolüyle tutmayı düşünür. ama leonardo dicaprio projeyi the beach filmini çekmek için bırakıp gidince ve bütçe de kontrolden çıkınca, oliver stone da hadi bana da eyvallah diyerek kaçar. kaçarken de lions gate'e harron'u geri almalarını tavsiye eder. ve proje harron ile kaldığı yerden devam eder.

filmden enteresan notlar:

* christian bale filmden önce bir çokları tarafından bunun bir kariyer intiharı olacağı şeklinde uyarılmış. ama bu bale'i bu projede yer almak için daha da hırslandırmış.


* patrick bateman karakterini yaratmak için yollar arayan christian bale bir gün letterman show'da tom cruise'a denk gelir. yönetmen harron'a göre bale, tom cruise'da o an arkasında başka hiç bir şey gizlemeyen yoğun bir samimiyet görür. ve sonradan bale karakteri bunun üzerine inşa eder. ilginç olan ise, tom cruise gerçekten de romanda geçiyor. bateman'la aynı apartmanda yaşıyorlar. hatta apartmanda karşılaşıyorlar ve bateman adamın cocktail filmini karıştırıp filme "barmen" diyor.

* patrick bateman sherman mccoy'un the bonfire of the vanities filminde çalıştığı şirkette çalışmaktadır.

* christian bale de, willem dafoe da daha önceki filmlerinde isa karakterini oynamışlardı. bale mary, mother of jesus'da ve dafoe da the last temptation of christ'de.

* bateman evde egzersiz yaparken tv'de the texas chainsaw massacre açıktır.

* filmdeki bütün kartvizitlerde başkan yardımcısı yazmaktadır.


* bateman'ın filmde izlediği ilk porno film white angel, ikincisi de red vibe diaries object of desire.

* bateman'ın avukatının telesekreterine bıraktığı mesajda bahsettiği olaylar, romanın yazarı bret easton ellis'e kitabı yazarken ilham veren ama filmde olmayan şeylerdir.

* filmin dvd versiyonundaki yorumlarda mary harron, bateman'ın ilk duş sahnesinde, setteki bütün bayanların christian bale'i duş yaparken izlemek için toplandığını söyler.

Kaynak: Tumblr

* filmde christian bale'in jared leto'nun karakterini öldüreceği sahnede ettiği dans tamamen doğaçlama olarak gelişmiş. ve mary harron sahne sonrası kahkahalara boğulmuş.


* iki fahişeyle çekilen seks sahnesini mahrem yerleri göstermeden estetik hale getirmek için bale ve harron beraber erotik filmler izlemişler. christian bale harron'a çizimler yaparak en iyi gidecek pozisyonun hangisi olduğunu göstermiş.

* çekimlerde harron willem dafoe'dan kimbell karakterini üç şekilde oynamasını istemiş. 1- paul allen'ı patrick bateman'ın öldürdüğünü bilen kimbell, 2- paul allen'ı patrick bateman'ın öldürdüğünü bilmeyen kimbell ve 3- paul allen'ı patrick bateman'ın öldürdüğünden emin olmayan kimbell. böylece izleyiciyi kafa karışıklığına itip, kimball'ın ne düşündüğüyle ilgili çelişkili bir izlenim bırakmışlar.

* romanın yazarı bret easton ellis'in filmde beğenmediği tek sahne bateman'ın paul allen'ı öldürmeden önce yaptığı moonwalk ve öldürürken aşırı bağırması imiş.

* bateman'ın dairesindeki iki büyük poster robert longo'nun men in the cities adlı serisinin parçaları. çerçeveli siyah resimler de allan mccollum'un surrogate paintings serisinin parçaları.


* filmin 1987'de geçtiği, final sahnesinde ronald reagan'ın konuşmasından referans alınabilir. konuşma 4 mart 1987'de yapılmış. ayrıca bateman'ın paul allen'i öldürdüğü sahnede masada 1987 yılından iki adet gq dergisi durmaktadır. hatta sayılar da haziran ve ağustos sayılarıdır.

* bütün set ekibi çekimlerden önce şu filmi izlemiş.

* film yapım aşamasında sponsorlarla bihayli sorun yaşamış. cerrutti, christian bale'in karakterinin, kıyafetlerini giyebileceğini ama birini öldürürken asla giymemesini istemiş. rolex de filmde christian bale hariç herkesin saatlerini takabileceği konusunda anlaşmış. celvin klein de iç çamaşırları konusunda son anda olaydan elini ayağını çekmiş.

* çekimler boyunca christian bale sette amerikan aksanıyla konuşmuş. film tamamlandıktan sonra verilen partide kendi ingiliz aksanına dönünce ekiptekiler 'herhalde başka bir filme hazırlanıyor' diye düşünmüş. bütün set, bale'i başından beri amerikalı sanıyormuş.

* yayımlandıktan sonra romanın yazarı ellis bir kaç ölüm tehdidi almış.

* christian bale çekimler boyunca patrick bateman'ın filmin başında anlattığı sabahki rutin çalışmaları aynen filmdeki gibi sürdürmüş.

Patrick Bateman'ın sabah rutini