Hermione Granger, Harry Potter'la Evlenmek Yerine Neden Ron Weasley'i Tercih Etti?
öncelikle, hermione'nin harry yerine ron'u tercih etmesi, basit bir "kalbin yolu nereden geçiyorsa oraya gidersin" durumu değil, aksine derin ve ince hesaplarla dolu bir tercihti. kafasında dönüp duran matematiksel denklemleri ve stratejik hamleleri göz önünde bulundurursak, bu tercih hermione için tam bir satranç maçıydı ve finalinde bir tercih yapması gerekiyordu, işte o tercih ron weasley oldu.
hermione'nin ne kadar zeki bir karakter olduğunu, anaç bir yapısının olduğunu, hayatında hep mantıklı kararlar aldığını unutmayalım, bu cepte olsun. birinci sebep, harry potter'la evlenmek başlı başına bir stres kaynağı olurdu. düşünsene, adam "seçilmiş kişi" ve her yerde ya hayranlık, ya da nefret ile karşılanıyor. lord voldemort'un doğrudan hedefine oturmuş ve onunla savaşmış, arada bir dünyayı kurtarmaya koşan, sürekli başını derde sokan biriyle evlenmek, hermione'nin zekasına yakışır mı? akıllı kadın, kendini sürekli obliviate yaparak hafızasını silmek zorunda kalırdı, “harry yine hortkuluk ya da bir düşmanın peşinde, tamam, bunu hatırlamak istemiyorum.” böyle bir hayatta sürekli "aman canım, yine mi tehlike?" demek olmazdı ve hermione gibi bir karakterin yapısına uymazdı, çünkü hermione tam bir sakinlik ve mantık kadını.
şimdi gelelim ron'a. bir kere, ron'un mizah anlayışı var. harry ne yaparsa yapsın, biraz fazla “kara şövalye” havasında değil mi? dünyayı kurtarırken espri yapamayan adamla bir ömür geçirilir mi ? aşırı ciddi ve biraz kasıntı harry. ron ise hermione'yi her fırsatta güldürebilecek bir potansiyele sahip. ne de olsa, birini güldürmek beyin hücreleri arasında tatlı bir köprü kurmaktır (bu, hermione'nin kafasında böyle bir mantıkla çalışıyor olabilir). ayrıca, ron'un elinden gelen bu espri yeteneği, hermione'nin stresli hallerini yumuşatmak için birebir.
bir de işin diğer tarafı var. ron, hermione'nin zekasını sürekli hayranlıkla izliyor. “vay be, sen ne kadar akıllısın hermione!” diye haykıran bir partnerin olması, her dahi insanın hayalidir. harry ise o kadar çok maceraya atılıyor ki, hermione'nin ders notlarına hayran kalmaya pek vakti yok. hermione de insan, arada bir “aferin kızım, harikasın” diyen birini arar değil mi?
tabii bir de kardeşten hallice durumlar var. harry ile hermione o kadar yakın arkadaşlar ki, aralarındaki ilişki biraz "friend zone" olayına takılmış olabilir. romantizm açısından biraz zayıf bir temel gibi düşünün. hermione'nin, ron'un hafif sakarlıkları ve esprileriyle yaratılan "karşıtlar birbirini çeker" kimyası, harry ile olan arkadaşlıklarının sakin denizinde hiç oluşmamış.
son olarak, ron'un saf ve sıcak aile ortamı. weasley'ler, kocaman, samimi bir aile. hermione gibi kitap kurdu birinin aradığı şey, belki de sürekli tartışabileceği bir partner değil, yanında huzur bulabileceği bir “ev sıcaklığı”ydı. molly weasley'nin patates püresi bile harry'nin “quidditch dünya kupası” hikayelerinden daha cazip gelmiş olabilir.