EKONOMİ 10 Temmuz 2023
20,4b OKUNMA     342 PAYLAŞIM

Almanya ve Japonya, Büyük Ekonomilerine Rağmen Neden Fazla Dev Şirket Çıkaramıyor?

Dünyanın en büyük ekonomileri arasındaki Almanya ve Japonya, en değerli şirketler listesine neden fazla sayıda isim sokamıyor?
iStock

japonya, 2023 itibarıyla imf verilerine göre 4.4 trilyon dolarlık ekonomisi ile dünyanın en büyük 3. ekonomisidir. önünde yer alan iki devletten biri küresel süper güç abd, diğeri ise dünyanın altıda biri olmak ayrıcalığını haiz çin. japonya, küresel ekonomiler arasında, almanya hariç, bütün kıta avrupası devletlerinden daha gelişkin bir endüstriye, daha hacimli bir ekonomiye, kimilerine göre kökleri konfüçyus'a dayanan refah devleti politikaları sayesinde ise görece daha egaliteryan bir refah dağılımına sahip.

fransa'dan, ingiltere'den daha büyük bir ekonomi üretmesine rağmen ise şurada görülebilecek piyasa değeri listesinde yalnızca, yalnızca tek bir japon şirketi var: toyota. o da listenin zirvelerinde değil, ortalarında yer almakta. japon ekonomisinin onda biri eden danimarka'nın novonordisk şirketi listeye 22. sıradan giriş yapmış. tayvan'ın tsmc'si 10. sırada. fransız lvmh ise 11. sırada. koreli samsung, isviçreli nestle, hepsi japon toyota'nın oldukça önünde. japon ekonomisinin yarısı olan fransa listeye 6 şirket sokmuş. yine japon ekonomisinden hatırı sayılır derecede daha küçük olan ingiltere ise 5 şirket sokmuş. gdp listesinin 4.'sü, 4.3 trilyon dolarlık hacmiyle japonya'nın en dişli rakibi almanya ise listeye sadece iki şirket sokmuş, ikisi de sonlarda yer alıyor: sap ve siemens.


iyi, güzel dedin bunları da, neden dedin?

dünyanın en büyük 3. ve 4. ekonomileri olan almanya ve japonya, en değerli şirketler listesine toplamda yalnızca 3 markasını sokmuş, hiçbirisi zirveye yakın dahi değil. oysa ki bu ülkelerin onda biri eden danimarka ekonomisi bile, isviçre ekonomisi bile küresel boyutta lider şirketler üretmiş, alman ve japon şirketlerini marka değerinde geçiyor, hem de oldukça geçiyor. bu bir tezat. bu tezatın sebebi ise 2. dünya savaşına dayanıyor. iki ülke de 2. dünya savaşında büyük şirketlerin tesiri altında idi. japon zaibatsu'lar japon ekonomisinin bel kemiği olup bir avuç şirket japon ekonomisini neredeyse tamamen kontrol etmekte idi. misal dönemin mitsubishi'si bir zaibatsu ağır sanayi şirketi olup o dönemki rölatif hacmi bugüne kıyas dahi kabul etmezdi. bu şirketler japonya'da militarist, genişlemeci rejimlere destek olup kendilerine hammade, kaynak, insan gücü ve pazar aramış, 2. dünya savaşının asya-pasifik perdesinde tanklar, uçaklar sağlayarak kan banyosunun musluğunu açmıştır. yine nazi almanyası'nın bayer'i, dönemin siemens'i, opel'i ve hatta vereinigte stahlwerke gibi artık var olmayıp, döneminde sanayi, hammade, kimya tekeli olan şirketler genişlemeci, rövanşist politikaları sebebiyle hitler'i desteklemişlerdi. özetle 2. dünya savaşı'nın ardında ciddi bir şirketler ekonomisi vardı, devasa japon ve alman holdingleri sahip oldukları finansal güç ile 2. dünya harbi'nin finansmanında büyük etki sahibi idi.


2. dünya savaşı bitti, almanya ve japonya mağluplar defterine adını yazdırdı

iki ülke de müttefik devletlerin işgalinde bir rekonstrüksiyona girdi. yapılan değişimlerden biri de şirketler hukukunda oldu. artık japon zaibatsu'lara müsaade edilmeyecek, keiretsu'lar yerini alacaktı. keiretsu'lar, zaibatsu'lardan daha gevşek bir hiyerarşide bulunan şirketler grubuydu, temelde tek bir aile bütün şirketlere egemen olamıyordu. holding ile konsorsiyum arası melez bir yapıyla şirketler arasında işbirliği ön plana alınıyor, satın alım yoluyla genişlemeler, monopolleşmeler önleniyordu. benzeri almanya'da da yapıldı. dev alman şirketleri bölündü, kimisi bu bölünmelerden sonra da yaşadı (bkz: opel), kimi devler ise 50'lerde satıldı ya da iflas etti.

hasıl kelam geçmiş yüzyılın olayı, neredeyse 80 yıllık bir hadise olan 2. dünya harbi halen alman ve japon şirket modellerini etkilemekte. almanya ve japonya'da abd modeliyle devasa bir şirket olmak pek mümkün değil, yerel kanunlar, oturmuş iş kültürü, oturmuş iş ilişkileri ve iş modelleri bu duruma engel oluyor. öyle ki, 21. asrın ilk çeyreği biterken dahi dünyanın en büyük 3. ve 4. ekonomileri olan japonya ve almanya totalde yalnız 3 şirketi, kendi ölçeklerine göre pek de etkileyici olmayan sıralamalarla top 100 listesine sokabiliyor.

ekleme: yanlış anlaşılmalara mahal vermemek için editlemek istedim, bu yazı kasten popülasyon kıyası yapmamaktadır. iki katı, yarısı gibi kıyas ifadeleri tamamen imf verilerine göre gdp üzerinedir. popülasyonun faktör alınmama sebebi ise 1.5 milyarlık hindistanın totalde 3.7 trilyon dolar gdp'si olmasıdır. 90 milyon almanya, 1.5 milyar insanı geride bırakıyor. mealen, marifet her zaman nüfusta değildir. ikinci olarak da japonya ve almanya kötü ekonomidir iddiasında da değildir bu entry. japonya ve almanya'nın şirket modellerinin 2. dünya savaşı sebebiyle farklı organize olmasını konu almaktadır.