KÜLTÜR 1 Temmuz 2021
32,6b OKUNMA     534 PAYLAŞIM

A Nightmare on Elm Street Filminin Zorluklar İçinde Ortaya Çıkış Hikayesi

1984 tarihli kült filmin çekilmesi hiç de kolay olmamış. İşte filmin arkasındaki hikaye.

wes craven, korku sinemasında bir klasiğe dönüşecek olan "a nightmare on elm street" filmini kaleme aldığında 44 yaşındaydı. filmin senaryosunu yazdığı güne kadar da toplamda dört film çekebilmişti. bunlar, the last house on the left (1972), the hills have eyes (1977), deadly blessing (1981) ve swamp thing (1982) filmleriydi. bu filmlerden ilk ikisi daha sonra yeniden sinemaya aktarılacak önemli filmlerdi. yani demem o ki "a nightmare on elm street" filminin senaryosunu yazdığında aslında az çok bilinen bir isimdi. ancak "a nightmare on elm street" filmi yapımcılar tarafından sürekli reddediliyordu. kapısını çalmadığı yapımcı kalmamış, paramount'tan universal'a kadar pek çok ünlü yapım şirketinden de hayır cevabı almıştı.

Wes Craven

bu anlamda yapımcıları da suçlamamak lazım

hangi senaryonun para kazandıracağını kestirebilmek gerçekten zor iş. özellikle de alışılmışın dışındaki senaryoların taşıdıkları risk sebebiyle seçilmeleri daha zor olabiliyor. "a nightmare on elm street" filminin de şanssızlığı buradan geliyordu. aslında slasher türünde bir korku filmiydi ve bu türe amerikan sineması fazlasıyla aşinaydı. bu yüzden yapımcılar için bu tarz filmler, para yatırmak konusunda çekinebilecekleri filmler değildi; ancak "a nightmare on elm street" filmi diğer slasher filmlerine hiç benzemiyordu. "rüyalarında ölen çocuklar" fikri, yapımcıları o yıllarda risk açısından korkutmuş olmalıydı.

Slasher: Bir korku filmi alt türü. Bu tür filmlerde bir psikopatın insanları takip ederek onları genellikle keskin aletlerle öldürmesi konu edinilir.


wes craven, elindeki senaryoyu en son new line cinema şirketine kadar götürdü

bu şirket aslında yapımcı bile değil sadece film dağıtıcısıydı ve garip bir şekilde craven'in senaryosuna para yatırmayı kabul etti. o gün verdikleri bu basit gibi görünen önemli karar, şirketin kaderini değiştirecekti. söylenenlere göre yapımcı, filmi finanse etmek için evini ve arabasını bile ipotek ettirmişti. oradan buradan toplanan 1,1 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen film, tüm dünyada 57 milyon dolarlık büyük bir hasılat elde etti. film, şirket adına resmen altın yumurtlayan tavuğa dönüşmüştü. devam filmleri de ilki gibi düşük bütçelerle ciddi gişe rakamlarına erişecekti. bu beklenmedik başarıların ardından şirket, "the house that freddy built" yani "freddy'nin inşa ettiği ev" ismiyle anılacaktı.

film, vizyona girdiği dönem yalnızca yapımcısı için değil korku türü için de büyük bir işe imza attı

70'li yıllarda parlamaya başlayan ve 1978 yapımı halloween filmiyle de zirveye çıkan slasher (bir altı da teen-slasher) türünü bambaşka bir noktaya taşıdı. her şeyden önce robert englund'un harikalar yarattığı freddy krueger karakteri, daha önce görmeye alışık olmadığımız türden bir katil portresi çiziyordu. slasher türünde katiller genel olarak kurbanlarıyla konuşmaz ve hatta yüzlerini bile göstermeyip maske takarlardı. gerçi krueger'ın da yanmış yüzü aslında onun bir nevi maskesiydi. ancak krueger olabildiğince geveze bir karakterdi. espri yapıyor, durmadan konuşuyor ve acımasızlığından da hiç taviz vermiyordu. bazı filmlerinde o kadar iyi espriler yapıyordu ki kendinizi ona gülerken buluyordunuz.


filmin sadece kötü karakteri değil, filmin konusu da o güne kadar alışık olmadığımız türden bir dehşeti bize sunmuştu. kabus görerek ölme fikri, korku türüne şahane bir yaklaşım getiriyordu. craven'ın esinlendiği gazete haberlerinin dayandığı gerçeklik bile insanı ürkütmeye yetiyordu aslında. film, konusunu 1970'lerde los angeles times'da yayınlanmış birkaç sütun haberden alıyordu. habere göre kamboçya ve vietnam gibi ülkelerden amerika'ya kaçan savaş mağduru bazı erkeklerin rüyasında öldüğü söyleniyordu. bu hastalar gördükleri korkunç rüyalardan ötürü uykuya dalmak istemiyor, uyuduklarında rüyalarında öleceklerine inanıyorlardı.

"a nightmare on elm street" filmi peşi sıra pek çok filmi etkiledi

sadece filmler değil bizlerin üzerinde de iz bırakmayı başardı. özellikle 90'larda çocukluğu geçmiş nesil için freddy krueger gerçek anlamda bir kabustu.