20. Yüzyılın En Etkili Alman Şairi Bertolt Brecht'ten Okurken Düşündüren Alıntılar
"gölde yüz, keyf için
seni boğabilecek olan su
kaldırır seni yukarı,
yüzerken yardığın su
yeniden birleşir arkanda"
"zengin ve fakir adam
durmuş birbirlerine bakıyorlardı.
ve fakir olanı cılız bir sesle dedi ki:
ben fakir olmasaydım, sen zengin olamazdın"
"kapitalizme karşı olmadan faşizme karşı olanlar ;danayı kesmeden onun etini yemek isteyen insanlara benzer. danayı yemek isterler ama kan görmeyi sevmezler. kasap eti tartmadan önce ellerini yıkarsa tatmin olurlar. barbarlığı ortaya çıkaran mülk ilişkilerine karşı değillerdir, yalnızca barbarlığa karşıdırlar. barbarlığa karşı seslerini yükseltirler, hem de bunu aynı mülkiyet ilişkilerinin yayıldığı ancak kasapların eti tartmadan önce ellerini yıkadığı ülkelerde yaparlar."
"hakikatı yazmak - beş zorluk - 1935"
''birini öldürmenin çeşitli yolları vardır. karnına bir bıçak saplarsınız, ekmeğini çalarsınız, hastalığını sağaltmazsınız, berbat bir evde yaşatırsınız, ölümüne çalıştırırsınız, intihara sürüklersiniz, savaşa yollarsınız vb. memleketimizde bunların çok azı yasaktır.''
"büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen, birkaç adım geriye gitmek zorundadır. bugün, yarına, dünle beslenerek yol alır."
"bir banka kurmanın yanında bir banka soymak nedir ki?"
"karanlık zamanlarda şarkı da söylenecek mi?
elbette şarkı da söylenecek, karanlık zamanları anlatan."
"hiçbir şey bilmeyen cahildir, ama bilip de susan ahlaksızdır."
"zorbalık; zorbalıktan değil, onsuz elde edilemeyecek kazançlardan doğar"
"hiçbir şey yerli yerinde değilse,oraya düzensizlik hakimdir
hiçbir şey olması gereken yerde değilse,orada düzen vardır"
"sanatın apolitik olması, sanatçının egemenlerle işbirliği yaptığı anlamına gelir."
"ben, gerçeğe de tıpkı yalana inanıldığı biçimde, yani bir kanıt olmaksızın ya da yalnızca bir takım art niyetlerden ötürü inanılmasına katlanamıyorum."
"çatısının altında gülünmemesi gereken bir tiyat-ro, gülünç bir tiyatrodur. mizah duygusundan yoksun olanlar, aslında gülünç insanlardır."
“halkın kötü beğenisi, aydınların ince beğenisinden çok daha köklü bir biçimde gerçek yaşama bağlıdır.”