ABD'nin Hak Ettiği Değeri Görmeyen İnanılmaz Güzellikteki Eyaleti: Oregon
amerika'nın belki de en underrated eyaleti olan ve california'nın dibinde olmasına rağmen california'nın yaptığı karizmanın 10'da birine bile sahip olmayan (aslında bu iyi tarafı çünkü deli gibi göç almıyor; iki yıl sonra gelen edit: artık alıyor) oregon eyaleti hem coğrafi hem de kültürel olarak 2 parçaya ayrılmıştır. eyaletin önemli bir kısmı i-5 karayolunun etrafında toplanırken diğer kısmı da üs-101 karayolunun etrafında toplanmıştır. i-5 genel olarak california ve oregon'un iç kısımlarını kateder ve bol bol orman ve tarla manzarası gösterir. us-101 işe amerika'nın, hatta belki de dünyanın sayılı doğal güzelliklerinden birine sahnedir, batı sahil şeridini boydan boya gezdirir.
oregon'da göze çarpan bir tane büyük şehir var, o da portland. eyalette portland dışındaki hemen hemen tüm şehirler ya koydur ya ufak-orta boyda kasabadır. yani simpsons gibi herkesin birbirini tanıdığı, ufak kasaba hayatı yaşamak isteyenler için oregon'un bir çok kasabası birebirdir. oregon iklim ve bitki örtüsü olarak türkiye'deki karadenizi çağrıştırır, hem dağlarıyla, hem ormanlarıyla hem de uçsuz bucaksız plajlarıyla dikkat çeker. böylesine doğa güzelliği olan bir eyalette outdoor aktiviteler de bitmek tükenmek bilmeyecektir. zaten columbia sportswear, adidas usa ve nike gibi şirketlerin genel merkezi de oregon'dadır.
oregon'da satış vergisi (tam olarak karşılamasa da türkiye'de kdv'ye tekabül ediyor) %0 ama gelir vergisi diğer eyaletlere göre daha yüksek. zaten oregon iki çeşit insanı kendine çekiyor, 1) küçük kasabalarda huzur arayan emekliler, 2) portland ve çevresindeki hipster yaşam stiline bağlanan gençler.
yukarda bahsettiğim üzre türkiye'deki karadeniz bölgesini andıran oregon'un iklimi dört mevsim yağışlıdır. özellikle us-101 civarında iklim çok yumuşak ve hava ne bunaltıcı derecede sıcak, ne de bayacak kadar soğuk oluyor. genel olarak kışlar hafif soğuk ve yağmurlu, yazlar ılık ve yağmurlu geçiyor ve kışın yağan yağmur miktarı yaza göre daha fazla.
insanlar genelde doğa sporlarına, road trip'e, kampa gitmeye, dağa tırmanmaya, rafting gibi sporlara merak salan oregon abd'de suç oranlarının en düşük olduğu yerlerden biri olsa da macera yaşamak için olanaklar oldukça fazladır.
oregon küçük kasabaların yoğun olduğu bir yer olsa da gayet liberal bir nüfusa sahiptir. özellikle portland'ın nüfusu liberallık konusunda boston, new york, san francisco gibi şehirlerle yarışır. bunun dışında küçük kasabalarda da amerika'nın diğer küçük kasabalarına göre demokratlar daha fazla oy toplarlar. genelde yaşlı nüfus dindar ve muhafazakardır ama ırkçılık amerika'nın diğer yerlerine göre çok daha az görülür.
oregon'un en büyük sorunlarından biri gelir vergileri ve şirket vergileri yüksek olduğu için şirketlerin burayı pek tercih etmemesidir. bu yüzden oregon'da iş olanakları biraz kısıtlıdır. oregon'da portland hariç pek gece hayatı beklemeyin, bu eyalet daha çok doğa sporlarıyla ve kamp yapmayla ilgilenen insanları çeker. kasabalarda gece hayatı yok denecek kadar azdır.
oregon'un en sevdiğim taraflarından biri üs-101 üzerinde 40-50 yıldır tutunmaya çalışan yerel esnaf. bazen yol kenarında bir çikolatacı görüyorsunuz, içeri girdiğinizde şirin bir amca ve teyze görüyorsunuz. sizinle çok iyi bir şekilde ilgileniyorlar ve yaptığınız ufak muhabbette elemanların 20 yasında açtıkları dükkanı hala işlettiğini öğreniyorsunuz. eyaletin bir çok yerinde eski yatların ve batık gemilerin kıyıya vurdurulup hediye eşya satan dükkan veya restorant haline getirildiğini de görüyorsunuz.
oregon'un güneyindeki california ve kuzeyindeki washington state deli gibi pahalıyken hayat şartları bu eyalette oldukça uygun. bunun sebeplerinden biri de iş imkanları az olduğu için genelde emekli veya öğrencilerin burada yaşaması. oregon genelde kapalı havaya sahip olduğu için (ve dışardan fazla göç almadığı için) amerika'nın en açık tenli insanlarına sahip eyaletlerinden biridir. bazen sokakta dolaşırken göreceğiniz beyaz tenli, güler yüzlü insanlar hayalet gördüğünüzü düşünmenize sebep olabilir.
okyanus, ormanlar, dağlar yetmezmiş gibi oregon aynı zamanda çok sayıda göl ve nehirle beslenmektedir. özellikle eyaletin her tarafına yayılmış olan krater göller mutlaka görülmelidir. insanlar haftasonları nehir ve göl kenarlarına akarlar ve kamp yerleri kamyonetlerle dolup taşar. oregon'un bu şekilde kendine ait bir kültürü var.
oregon hem doğal güzellikleri, hem bitki örtüsü, hem insanları, hem de kültürüyle ile iskandinav ülkelerini andırıyor. tabi oregon'un iskandinav ülkeleri gibi pahalı olmaması, havasının aşırı soğuk olmaması, 6 ay boyunca karanlıkta kalmaması ve herkesin ingilizce konuşması iyi bir avantaj. oregon'a "amerika'nın norveç'i" desek yanılmış olmayız.
oregon'dan bazı resimler:
https://www.flickr.com/…estingness-desc&text=oregon