Zodiac Katilinin Nihayet Çözülen 50 Yıllık Şifresinde Yazan Şeylerin Anlamı
zodiac katili, amerika birleşik devletleri'nde 1960'ların sonlarında ve 1970'lerin başlarında faaliyet gösteren bir seri katildir. gerçek kimliği hâlâ bilinmemektedir ve bu durum, onu tarih boyunca en ünlü ve gizemli suçlulardan biri yapmaktadır. bunun iyi bir şekilde anlamak için 2007 yapımı david fincher'ın yönettiği zodiac adlı filmi izlemenizi önerebilirim.
neden bu kadar ünlü?
film bunu anlatsa da birde benden dinleyin dinleyin derim; zodyak katili'nin en belirgin özelliği, cinayetlerinin ardından gönderdiği karmaşık şifrelerdir. bu şifrelerin bir kısmı çözülmüş olsa da, en önemlisi olan z340 şifresi bugüne kadar çözülemedi. bu çözülemeyen şifre, katilin kimliğini ve motivasyonlarını anlama konusunda en büyük engel olarak durmaktadır.
diğer bir kriter ise o dönemde medya, zodyak katili'ni adeta bir süperstar gibi göstererek olayı ulusal bir çapta duyurmuştur. bu durum, hem katilin ününü artırmış hem de diğer potansiyel taklitçileri cesaretlendirmiştir.
ayrıca katilin kimliğinin hala bilinmemesi ve cinayetlerin çözülememiş olması, zodyak katili'ni sırlarla dolu bir efsane haline getirmiştir. işte bu kriterlerin hepsi birleştiğinde, bir çok soru yıllardır birçok araştırmacı ve meraklıyı meşgul etmiştir. farklı teoriler ve şüpheliler olsa da, her seferinde bir teori olarak kalmıştır ve kesin bir kanıt bulunamamıştır. bazılarına göre zodyak katili, zeki ve psikolojik sorunları olan bir kişiydi. bazılarına göre ise birden fazla kişi tarafından işlenen bu cinayetlerin tek bir faili yoktu teorileri üretilmiştir.
işte bu gizem ardında katilin gönderdiği mektupları bırakmıştır. en meşhuru ise z340 adlı mektuptur. işte bu mektup olarak bildiğimiz karmaşık sembollerin ikinci şifresi, 8 kasım 1969'da the san francisco chronicle'a gönderildi ve ardından çözülmesinin şaşırtıcı derecede zor olduğu ortaya çıktı. aslında o kadar zordu ki, birinin onu çözebilmesi 51 yıl sürdü diyebilirim.
abd merkezli yazılım geliştiricisi david oranchak, avustralyalı matematikçi sam blake ve belçikalı şifre uzmanı jarl van eycke, zodiac katili'nin şifresinin ardındaki gizemi ortaya çıkarmayı kafalarına koymuşlardır. çalışmalarının sonunda ilk ürettikleri fikirleri şifrenin, homofonik ikame, transpozisyon veya polialfabetik ikame gibi iyi anlaşılan klasik sistemlerden biri olsaydı fakat birçok denemenin ardından oldukları yerde saydıklarını fark ettiler.
çünkü katil şifreyi sadece dikdörtgen bir ızgaraya yerleştirilmemişti, aynı zamanda yatay veya dikey eksende olup olmadığına göre değişen bir noktaya göre soldan sağa ve çapraz olarak okunabilirdi.ayrıca mesaj, eşit olmayan uzunluklarda dört bölüme ayrılmıştı ve birinde başarılı olan bir şifre çözme algoritması ya da anahtarı bir sonrakinde işe yaramayabilirdi. işte bir dizi kafa karıştırıcı taktik katilin ne kadar zeki bir kişi olduğunu onlara göstermekteydi.
azdecrypt programı kullanarak şifre içindeki tüm satır-majör, sütun-majör, satır-sütun dönüşümlü, sütun-satır dönüşümlü, içe doğru spiraller, dışa doğru spiraller, köşegenler ve uygun tek boyutlu ve iki boyutlu ondalık ayırma transpozisyonlarını test etmişler (ileri matematik olduğundan, ben de bir şey anlamadım).
bu deney çözüme benzeyen hiçbir şey üretmediği için tüm transpozisyon çiftlerini test etmişler.sonra tüm 3'lü transpozisyonları test etmeyi düşündüklerinde; bunun da 155.929.364.660.224 aday şifrenin test edilmesini gerektireceği düşündüklerinden bir birlerine bakıp güldüler, çünkü saniyede birini kontrol etseler bile hepsini kontrol etmek beş milyon yıldan fazla sürecekti. bu yüzden deneylerini daraltıp elle yazılması makul olacak ondalık ayırmalarla sınırladırdılar ve sonra yalnızca yüksek bigram sayısına sahip adayları test ettiler. sonuç bir kez daha, bu arama hiçbir şey ortaya çıkarmamıştı.
ardından ardından bir transpozisyon ve homofonik bir ikame ile şifrelendiğini varsaydılar ve şifreyi farklı boylarda düşünerek farklı transpozisyonumuzu ve azdecrypt'i kullanarak "umarım varsınız", "beni yakalamaya çalışıyorsunuz" ve "gaz odası" ifadelerini ortaya çıkardılar ve doğru yolda olduklarını gördüler.
sonuç
beni yakalamaya çalışırken çok eğlendiğinizi umarım!! tv programındaki ben değildim.bu benim hakkımda bir noktayı ortaya çıkarır.
gaz odası'ndan korkmuyorum, çünkü beni çok daha çabuk cennet'e gönderecek. çünkü
artık benim için çalışacak yeterince köle var, diğer herkes cennet'e ulaştığında hiçbir şeye sahip değil, bu yüzden ölümden korkuyorlar. korkmuyorum, çünkü yeni hayatımın cennet ölümünde kolay olacağını biliyorum.
tabii ki katilin hala kim olduğu bilinmemektedir.