Zamanla Neredeyse Bir Halk Kütüphanesine Dönüşen Sarafim Kıraathanesi'nin Hikayesi

İstanbul'da açılan ilk kıraathane Sarafim, şimdiki torunlarıyla aynı özellikleri göstermiyordu. İnceliyoruz.
Zamanla Neredeyse Bir Halk Kütüphanesine Dönüşen Sarafim Kıraathanesi'nin Hikayesi

istanbul'da açılan ilk kıraathanedir. dönem kaynaklarında sarafim efendi, kıraathanenin mucidi olarak anılmaktadır. beyazıt'ta okuçularbaşı mevkiinde, mustafa reşit paşa türbesinin tam karşısında 1857 yılının sonlarında açılmıştır. sarafim kıraathanesi, kıraathane-i osmani veya okçularbaşı kahvesi adlarıyla da bilinmektedir.


sarafim kıraathanesi krokisi

kurucusunun adıyla şöhret kazanan bu kıraathanenin istanbul'da rağbet görmesi, osmanlı basında takvim-i vekayi'nin yanında ceride-i havadis, tercüman-ı ahval, tasvir-i efkar, mirat, mecmua-yı fünun gibi özel gazete ve dergilerin matbuat alemine katılmasına paralel olarak gelişim göstermiştir. gazeteleri takip eden, okuyan müşteriler sarafim kıraathanesi'nde buluştukları için ebuzziya tevfik burayı dârü'l-kırâe (okuma evi) olarak isimlendirmiştir.

kıraathanenin müdavimlerinden olan ahmed rasim, sarafim efendi'yi uzuna yakın boyu, tıknaz yapılı ve güler yüzlü şeklinde tarif etmektedir. doğum tarihi bilinmeyen sarafim efendi, uzun süre matbaalar müdürlüğü görevini üstlenmiş ve 1880 yılında matbaa-i amire ruznamçeciliğine getirilmiştir. gaspıralı ismail, 1895 tarihli bir yazısında "kıraathaneciler üstadı" sarafimden müteveffa olarak bahsetmektedir. bu yazıdan anlaşıldığına göre, sarafim efendi 1895 yılında veya daha öncesinde vefat etmiş olmalıdır. ölümünden sonra istanbul'un ilk kıraathanesi, sarafim'in oğlu dikran tarafından işletilmeye devam etmiştir.

sarafim kıraathanesi'nde ilim ve kültürel faaliyetlere dikkate değer destek ve katkılar sunulmuştur. sarafim efendi, müşterilerine gazeteleri rahatça okuyacakları bir ortam yaratmış, okunmuş gazeteleri daha sonra ciltleyip raflara kaldırarak okuyucunun her daim istifade etmesine imkan sağlamıştır. bunun yanında yeni çıkan kitapları okuyucuyla buluşturması, sarafim efendi'nin dönemin kültürel faaliyetlerine sunduğu bir diğer önemli katkıdır. aynı zamanda istanbul dışında çıkan gazeteler, hem taşradaki gelişmelerin payitahtta duyulması hem de gurbetçilerin memleket özlemini gidermesi amacıyla sarafim kıraathanesi'ne gönderilmekteydi. kitap ve gazetelerin sarafim kıraathanesi'nde elden ele dolaşması, matbaacıları gelir kaybına uğratmış ve hatta iflasa sürüklenen yayıncılar olmuştur.

dönemin entelektüel ve seçkin simalarının toplandığı kıraathaneler, "yüksek kıraathane" olarak tanımlanmıştır. sarafim efendi kıraathanesi'nin müdavimleri olan namık kemal, ebuzziya tevfik, ayetullah, hasan subhi gibi yeni osmanlılar hareketinin öncüleri, dönemin önemli askeri ve mülki idarecilerinden olan vidinli tevfik paşa, gazi ahmet muhtar paşa, yusuf paşa, sadullah paşa, hersekli arif hikmet ve leskofçalı galib gibi divan edebiyatının önemli temsilcileri buraya kalburüstü veya diğer deyişle "yüksek kıraathane" vasfını kazandırmaktaydı. sarafim'in süreli yayınların eski sayılarını ciltletip kıraathanede muhafaza etmesi, buraya aynı zamanda bir halk kütüphanesi işlevini de kazandırmaktaydı.

ikinci meşrutiyet yıllarında sansürün kalkmasıyla birlikte sarafim kıraathanesi, adeta bir siyaset okulu/kulübü haline dönüşerek gençlerin akınına uğramış ve popülerliği artmıştır. bu dönemde sarafim kıraathanesinde ücretsiz yabancı dil kursları başlatılarak fransızca öğretilmeye başlamış ve böylelikle popülerliği daha da artmıştır. istanbul'daki diğer kıraathanelerde kahve 20 paraya satılırken, sarafim kıraathanesinde 40 paraydı. böylelikle, süreli yayınların satın alınmasına finansal kaynak oluşturulduğu gibi müşteri kalitesi de kontrol altına alınmış oluyordu.

sarafim'in dükkanında bir çeşit piyango çekilişleri yapılır ve talihliler kitap, gazete, dergi alabilirler veya istedikleri süreli yayına abone olabilirlerdi. dükkanda kırılan, yıpranan veya kaybolan bardak, fincan ve tabak gibi malzemelerin giderleri piyango gelirinden karşılanır tüm harcamalar yapıldıktan sonra artan meblağ müslüman veya gayrimüslim fukaraya dağıtılırdı. sarafim kıraathanesi'nin gördüğü yoğun ilgi, ikinci abdülhamit idaresinin dikkatini çekmiş ve hafiyelerin de uğrak mekanı olmasını sağlamıştır.

sarafim müdavimlerine, ciddiyeti ve ağırbaşlılığı telkin etmekteydi. yan oturmak, kavuğunu pencere kenarına koyarak bacaklar çekik biçimde uyuklamak, masaya vurarak ve bağırarak kahve istemek, hızlı konuşmak veya sarhoş gelmek gibi hoş olmayan davranışlar, sarafim kıraathanesinde görülmezdi. müdavimlerin üslubu ve şık giyim tarzları göz alıcı bir ahenk oluşturmaktaydı.

sarafim kıraathanesi, süheyl ünver'in kaydettiğine göre 125 yıl yaşamış ve bir eğitim-kültür enstitüsü işlevi görmüş, çok samimi dostlukların kurulmasına verimli bir zemin oluşturmuştur.

kaynaklar:
süheyl ünver, yayın hayatımızda önemli yeri olan sarafim kıraathanesi
kemalettin kuzucu, sarafim efendi ve kıraathanesi