Zamanında Roma'nın Korkulu Rüyası Olan İmparatorluk: Sasaniler
islam'ın kısa sürede genişlemesinde maddi rol oynamış büyük bir imparatorluk sasaniler. ii. hüsrev zamanında baharat ve ipek yolları sayesinde çok zengin bir konuma gelmişlerdir. göktürklerle doğu roma'yı müttefik yapacak kadar güçlenmişlerdir.saraylarında kilolarca altından döşeme olduğu ve fil ile katafrakt zırhlarına kadar altın kaplamalı süsler bulunduğu bilinir. tizpon (bkz: ctesiphon)'un m.s 221'den 637'ye kadar dünyanın en zengin ve büyük şehirlerinden biriydi. son tarihe dikatinizi çekerim; kuşatılıp sa'd bin ebi vakkas tarafından en ufak noktasına kadar yakılıp yağmalanıp yok edilmiş, kütüphanesinden hamamlarına yollarından duvarlarına kadar her yeri sökülmüştür.hatta asker başına 11 kg altın kadar bir mal düştüğü söylenir. ileride 40 km kuzeyinde kurulacak bağdat şehrine örnek olmuştur.
ordusunda bulunan part temelli atlı okçu ve ağır süvarilerle destekli hafif piyadeleri dönemin en güçlü ordusudur. part atışı denilen -türklerden öğrenildiği varsayılıyor- at üzerinde arkaya dönüp seri atışlarla yavaş hareket eden roma lejyonlarının korkulu rüyası olmuşladır.kuşan (bkz: akhun) krallığını zor da olsa yıkmış göktürk ve roma ittafıkını defalarca püskürtmüşlerdir.okul kitaplarında yazan bu ittifakla zayıflama olayı tamemen zırvadır ki bu adamlar 627 yılında bizansı öyle bir yenmişlerdir ki mısır suriye ve doğu ile iç anadoluyu ele geçirmişlerdir.bu olay tabi yıkılmalarına ön ayak olmuştur.bu topraklar günümüzden 1500 yıl önce de aynıydı.karışık dinli bölgeler farklı kiliseye bağlı oluşumlar istemeden de olsa hakimiyet altına alınmıştır.oluşan iç huzursuzluklar ermeni ve süryanilerin tekrar zerdüştlüğe geçirilmeye zorlanması ve hatta mısırda antik tanrılara tekrar tapan insanların türemesi derken ülke kaosa doğru sürüklenmiştir.628'de ii. hüsrev'i öldürerek tahta geçen oğlu ve sonrasında 5 yıl içinde 10 kere değişen bir saltanat ülkeyi iyice zayıflatmıştır.işte tam bu yıllarda arabistandan koordineli arap saldırılarına maruz kalındı.arada tampon olan yılların satraplığı arap lakhmid krallığının müslümanlarla iş birliği yapması yüzünden sert bir savaş verilmiş arap unsurlarının da gerginleşmesine neden olmuştur.arapların da ilk hedefi fırat-dicle arası yani zengin başkent ve çevresidir.satrapların da güce ve paraya tapıp isyan etmeleri bizans'ın anadoluda tekrar harekete geçmesiyle -antakya ile trabzon arasını geri alıyor- ülke 6 yılda 3-4 şehirle kalana kadar yutulmuştur.647'de yıkılmasının sebebi kraliyet ailesini sürekli müslümanlardan kaçması ve sırasıyla soğdianalılara ve çine sığınmasıdır.
vaktinde türklerle ilişkilerde bulunmuş; sogdiana üzerinden mani dinini -sasanilerde yerel bir dinken büyüyor ve uygurlara kadar ilerliyor- alfabelerini ve paralı askerliklerle oluşan bir kültür alış verişi başlamıştır.günümüze kadar islam hilafetinden sonra iran'da kurulan devletlerin tamamının türk kaynaklı olması her iki toplumun birbirlerine olan saygı ve benzerliklerinin kanıtıdır.günümüz iranında türkçe konuşan kişi sayısı hayli fazlayken -azeri kaynaklı- türkiyede farsçanın duyulmamış olması yine bu düzen ve refah karşıtı arapseverlerden kaynaklıdır.safeviler'de ahura mazda üzerine araştırmalar yapılması ve adının unutulmasının engellenmesi gibi; celaleddin harzemşah'ın moğollara karşı giriştiği direnişte türk ve persi etnikleri koruyup bağdat halifesinden yardım alamamasıyla anadoluya doğru çekilmesi -ki sonra bağdata ne olduğunu biliyoruz- olası bir memluklu-anadolu selçukluları ittafıkını kuramayıp darbe üstüne darbe yemesi yine o dönemin insanlarının günümüz gibi bir arada olamamasıyla açıklanır.
sasaniler, romalılar'ın pers olarak adlandırdıkları bir imparatorluk. bugün ise kronolojik olarak ahameniş imparatorluğu (mö 559-mö 330) ve part imparatorluğu'nun (mö 247-ms 224) devamı olarak kabul edilirler. ikinci şapur (309-379) döneminde, roma imparatorluğu'na denk sayılabilecek bir süper güç oldular.
romalı tarihçi ammianus marcellinus, ikinci şapur'un amida kuşatmasından kurtulmayı başarabilmiş üstüne 363'te imparator julianus the apostate ile birlikte doğu seferi'ne katılmıştı. dolayısıyla sasaniler'e dair pek çok bilgiyi, yazmış olduğu mükemmel eseri roma tarihi'nden öğrenmekteyiz.
1. eserde hemen hemen hepsinin ince, uzun ve esmer olduğu belirtilir. sakallarının ve gözlerinin hemen dikkat çektiği anlaşılıyor.
2. kutsal günlerde, törenlerde, bayramlarda dahi silahlarını ellerinden bırakmadıkları vurgulanır.
3. üçüncü yüzyıldan beri roma'nın doğu eyaletlerine her zaman baskın yaptıklarını, bu baskınlarda ele geçirdiklerini, köle olarak ülkelerine götürüp sulama kanallarında çalıştırdıklarını anlatır. dolayıyla sulamada ve tarımda başarılı olduklarını söylemek mümkün.
4. cinsel ilişkiye düşkündürler. cariye cennetinde olsalar bile bununla yetinmezler. genç oğlanlara da ilgileri vardır, bu konuda serbesttirler.
5. görkemli yemekleri sevmezler. ölene kadar içmeyi sevmezler. yani içkiyi ağzıyla içerler.
6. yemek yeme saatlerinin kişiden kişiye değişir. acıkan istediği vakitte yer.
7. tutumlu ve tedbirlidirler. zehirlenmekten ve de büyünün etkisi altına girmekten çok korktukları bellidir. mesela tanımadıkları bir coğrafyadan geçerken bile o kadar şüphecidirler ki üzüm tanelerinde zehir olabileceğini düşünürler.
8. işeme konusunda da oldukça rahattır. etraftakilerden hiç çekinmeden kafalarına göre takılırlar.
9. uzaktan oldukça ürkütücü görünürler fakat yaklaştıkça bu görüntünün o kadar da korkulacak bir şey olmadığı anlaşılır. paytak paytak yani rahat rahat yürümeyi severler. tüm bunların yanında iyi bir savaşçı oldukları, tüm düşmanları tarafından kabul edilir.
10. kölelerine karşı oldukça zalim oldukları kabul edilir. köleleri üzerinde her türlü hakka sahip oldukları inancındadırlar. insanların derilerini tek hamlede yüzmede ustadırlar. bunu da kişi canlıyken yaparlar. özellikle onlara hizmet eden kölelerin izinsiz konuşmaya dahi hakları yoktur. konuşurlarsa yapacaklarını ancak tahmin edebiliriz.
11. hem olumlu hem de olumsuz anlamda tehdit etmeyi iyi bilirler. yani diplomaside çetin cevizlerdir.
12. kendi ülkelerinin kanunlarından çok korkarlar. özellikle asker kaçaklarına karşı amansız olan bu kanunlar, sadece asker kaçağını bağlamaz. kaçağın tüm ailesinin de katledilmesine yol açar. dolayısıyla ölümüne -mecburen- savaşırlar.
13. kamu hukukunda yetenekli insanları seçerler. romalılardaki çok güzel konuşana değer verilen hukuk sistemiyle dalga geçerler.
14. askeri talimlerinin etkileyici olduğu kabul edilir. roma lejyonları ne kadar güçlüyse, sasaniler'in de süvarileri meşhurdur. piyadelerinin, romalı gladyatörler olan murmillolar gibi silahlandırıldığı söylenir.
15. iç ve dış mihrakların, sasani ülkesini rahat bırakmadığı kabul edilir. yoksa oldukça geniş alana yayılmaları için bir neden yoktur.
16. hem askeriyede hem de sivilde kıyafetlerin oldukça açık olduğunu sağa sola uçuştuğu anlatılır. yine de, ayak bileklerin dahi görünmediği de belirtilir.
17. altın bileziklere, gerdanlıklara, mücevherlere ve de incilere oldukça düşkündürler.
18. başkentleri ctesiphon 'dur. imparator julianus the apostate'nin hedefi burayı ele geçirmek ve sasani devleti'ni yıkmaktı. part imparatorluğu döneminde ise imparator trajanus yine burayı mahvetmişti.
19. surena, imparatordan sonra en güçlü kişidir. surena bir rütbedir, bizdeki sadrazama denktir. (mö 53 yılındaki carrhae muharebesi'nde, o sıralar dünyanın en zengin kişisi olarak kabul edilen romalı general crassus'u yenen ve de onun boğazından aşağıya kaynar altın döken kişi de spahbed surena/suren ismini taşıyordu.)
20. persia bölgesindeki kadınların güzelliğiyle o zamanlarda bile nice canlar yaktığı ortak bir görüştür.
21. bu coğrafyada, meşhur vahşi ayıların olduğunu hatta aslanlardan daha kıllı yaban domuzlarının avlandığını öğreniyoruz.
tarihçimiz ammianus marcellinus'un dördüncü yüzyılın sonlarında kaleme aldığı eserindeki sasaniler böyledir. unutmayalım ki, ne kadar objektif olmaya çalışırsa çalışsın ammianus neticede bir roma tarihçisidir.