Yeni Nesil Spor Yorumculuğunu Türkiye'ye Getiren Kaan Kural'ın Hayat Hikayesi
nba'i ve dahası diğer tüm sporların kökenini ve kültürünü bana sevdiren, takip etmekten bugün bile büyük keyif duyduğum ve eğer bilmiyorsam bile öğrenmeye çalıştığım birçok spor dalı hakkında türkçe kaynak sunan önemli bir spor yorumcusudur kaan kural. ben de elimden geldiği kadarıyla kendisinin biyografisini buraya yazmak ve elde ettiğim biyografik kaynakları buraya eklemek istedim.
kaan kural 1974 yılında ankara’da doğdu ve orada büyüdü
ilkokulu ankara koleji'nde okudu. anne babasının çok erken yaşta ayrılmasından dolayı ilkokul yıllarından itibaren aslında kendi kendine yetebilmeyi, beslenme, ders çalışma, evde kendi başına vakit geçirebilme gibi durumları kendi kendine çözebilmeyi öğrendi. 1985 yılında türkiye 12.si olarak robert kolej’e girdi ve hazırlıkla birlikte 7 yıl boyunca burada eğitim gördü. üstüne üstlük yatılı okuduğu için robert kolej’in havasını, kültürünü, eğitimini, görgüsünü çok fazla soluma imkanı buldu. amerikan sistemli bir okulda, bireyselliğin ve bireysel gelişimin bu kadar ön planlı olduğu bir sistemde yetişmesinden dolayı “olabildiğinin en iyisi olmaya çalış” felsefesiyle kendisini yetiştirdi. nba’e ve basketbola olan ilgisi, robert kolej’e gelen yabancı kaynakların, gazetelerin, dergilerin basketbol bölümleriyle iyice perçinlendi. oralardan okuduğu yazılar, röportajlar, istatistikler sayesinde dönemine göre iyi bir basketbol ve nba bilgisine sahip oldu. yabancı kaynak bulmanın kısmen daha zor olduğu bir dönemde, nba’e bağlanmasında ve aktif olarak bilgi almasında robert kolej büyük rol oynadı. ayrıca bu dönemlerde ufak da olsa bir süre basketbol oynadı.
daha sonra boğaziçi üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler okudu ve 1996 yılında mezun olduktan sonra iş bakarken, yiğiter uluğ tarafından fastbreak dergisinin yazı işleri müdürlüğü kendisine teklif edildi. 1994 yılından itibaren yazmakta olduğu spor&spor dergisindeki yazıları bu teklifi almasındaki ana etken oldu. bu sayede de zaten amatör olarak yazmakta olduğu basketbol yazılarını ilk defa profesyonelliğe dökme şansı buldu. aynı dönemde yeni yüzyıl gazetesinde de basketbol yazarlığı yapmaya başladı. ayrıca 1993 yılında guns n’roses’ın türkiye konserinde bodyguardlık yaptı ve bu sayede guns n’ roses grubuyla tanışma fırsatı buldu. kendisine apartman sohbetleri isimli programda "bugüne kadar bulaştığın en garip iş nedir?" sorusu yönlendirildiğinde bu anıyı paylaşmıştı.
1998'de sabah gazetesine transfer olarak basketbol editörü görevini üstlendi
1999 yılında medyadan ayrıldı, 4 arkadaşıyla beraber bir film şirketi kurdu. fasulye isminde bir film ve uzaktan kumanda isminde bir dizi çekildi ancak 2001 ekonomik krizi hasebiyle film şirketi battı. cebinde para yokken 200 bin dolar kadar borca batmak durumunda kalmıştı ki kendisi bu dönemleri “hayatımda geçirdiğim ve sana güvenen insanları haksız çıkartmak durumunda kaldığım en kötü dönemlerdi” diyerek anlatmaktadır. 2001 yılında yine yiğiter uluğ sayesinde radikal’e geçiş yaparak medyaya geri döndü. 2000-2001 sezonunda nba’in yayın haklarını alan murat didin, sezonun ortasında italya’ya gidince kendisi 1 bölümlük maç yorumlamak için bu programa konuk oldu. daha sonrasında bu konukluk durumu birkaç program daha devam edince yayın hayatına ve televizyona da bu şekilde adapte olmuş oldu. o dönemlerde yapılan ve kendisinin de yorumcularından birisi olduğu nba stüdyo programıyla birlikte birçok konuda milat olan bir program yaptı. nba’e farklı bir bakış açısı katan, nba’i bambaşka bir ağızla ve görüşle anlatan, eğlenceli ve kendi tarzında ilk olan bu programın yapılmasındaki öncülerden birisi oldu. 2002 yılında vatan isimli gazetede "futbol dışı tüm sporlardan sorumlu yazar/editör" görevi aldı. 2005 yılında “hastasıyım bu oyunun” isimli bir kitap yazdı. genel anlamda basketbol değerlendirmeleri olsa bile çok fazla spor dalı üzerine de yazıların mevcut olduğu bir kitaptı bu. ben bu kitabın şubat 2013'de yapılan 4. baskısına sahibim, umarım bir gün imzalatmak da kısmet olur.
2013 yılında bir mide küçültme ameliyatı oldu ve 82 kilo civarı bir kilo kaybı yaşadı
2015 yılında kendisi goblin oyun kafe isimli bir oyun kafesi açtı ve bir ortağıyla birlikte 5 yıldır bu kafeyi işletmekte. son dönemlerde ise televizyondan çok dijital medya ve yazılı materyaller üstüne üretim yapmaktadır kendisi. hayatının her döneminde olduğu gibi bu dönemde de birden fazla işle uğraşmaktadır. socrates dergi bünyesinde hem yazı yazmakta hem de amerikan mutfak isimli bir nba programı yapmaktadır. bilyoner.com'un youtube hesabında orkun çolakoğlu ile birlikte hem euroleague'i, hem türk basketbolunu, hem de nba'i yorumladıkları çift pota isimli program yapmaktadır. ayrıca tivibu spor bünyesinde niko yenibayrak ile birlikte ribaund isimli programı, erman özgür ile birlikte de ters köşe isimli programı yapmaktadır.
kaan kural'ın hobileri ve sevdiği şeyler bölümünde ise shogun dizisi dolayısıyla japon tarihi sayılabilir. bu diziyle birlikte başlayan ilgi, robert kolej'in kütüphanesinde bu kültür ile alakalı kitapları incelemekle devam etmektedir. ayrıca deli bir carl sagan ve bilim kurgu filmleri/kitapları ve bilumum bilim kurgu materyalleri hayranıdır. rock müzik dinlemeyi sever ve özellikle the rolling stones'a büyük hayranlık ve sempati duymaktadır. tabii kendisini yakından takip edenler çok iyi bilecektir ki büyük de bir oyun tutkunudur. hem masa oyunları olsun, hem bilgisayar oyunları olsun birçok farklı oyun çeşidini bilmekte, oynamakta ve hatta yorumlamaktadır. ayrıca da maske tutkunudur ve maske toplamayı sever. evinden yaptığı yayınlarda veya programlarda, duvarda asılı birçok maske rahatlıkla görülebilmektedir.
kendisi daha genç, uzun süredir spor üzerine bildiklerini paylaşmakta ve umarız ki uzun yıllar daha bunu yapmaya devam edecek. biz kaan kural'ı nba ile tanıyor, biliyoruz belki ama kendisi gerçekten muazzam bir genel kültüre ve özellikle de spor kültürüne sahiptir. sadece ters köşe programına bile baktığımızda basketboldan, nfl'e, nhl'e, lol'e, f1'e ve tenise hatta bisiklet turlarına kadar birçok farklı spor dalını yorumlayabilme meziyeti olduğunu görmekteyiz. ben şuna inanıyorum ki kendisi sadece türkiye'de değil, global olarak baktığımızda kendisini en iyi yetiştiren spor yorumcularından birisidir. tabii çok iyi spor yorumcusu olmak sadece çok fazla spor dalını izlemekten geçmiyor. kendisi aynı zamanda bu spor dallarını yorumlayacak, tarihlerini araştırıp bilecek ve zamanına kendini entegre edecek birisidir. mesela nba ile yola çıkmasına rağmen günümüz e-spor dünyasına bihaber kalmamış ve 4-5 aylık sıkı çalışma sonrasında e-spor yorumculuğu yapacak kadar kendisini geliştirmiştir. sporu hiçbir şekilde kategorize etmeden keyif aldığı her şeyi öğrenmeyi amaç edinmektedir.
gerçekten türkiye, kendisi gibi bir spor yorumcusuna sahip olduğu için şanslıdır. böyle adamları ciddi manada iyi kullanabilmek gerekiyor. bilgisini ve spor kültürünü çok şükür ki birden fazla mecrada bizlere aktarabiliyor. umarız ki kendisi ömrünün sonuna kadar spor mecralarından ayrılmaz, medyadan uzak durmaz ve bir şekilde bizimle birlikte olmaya devam eder. en büyük korkularımdan birisi de artık sıkılıp sosyal medyayı bırakarak kendisini kafeye ve oyunlara vermesi, nba'i de artık sadece keyif aldığı bir hobi olarak takip etmeye başlamasıdır.
socrates dergi'de bir dönem caner eler'in yaptığı iz bırakanlar programının 6. bölümüne konuk olan kaan kural'ın söyleşisini buradan izleyebilirsiniz:
ilker gümüşoluk'un yaptığı apartman sohbetleri isimli programın 31. bölümüne konuk olan kaan kural'ın bulunduğu programı buradan seyredebilirsiniz:
ırmak kazuk'un youtube kanalında yayınlanan "kaan kural ile tiki taka bölüm 23" başlıklı programı buradan seyredebilirsiniz. bu program daha çok kaan kural'ın normal bir gününü ve sahip olduğu kafeyi anlatmaktadır.
ilaveten, betül ayfer şeker'in kendisiyle yaptığı ve "kaan kural ile röportaj" başlığı altında yayınlanan röportajı da buradan okuyabilirsiniz.