Yeni Batman Filmi, Daha Önce Anlatılmayan Hangi Noktalara Odaklanacak?
Önden fragmanı verelim
filmin yönetmeni matt reeves'in dc fandome panelini izledim ve açıkçası temas ettiği noktalar, atıfta bulunduğu film ve çizgi romanlar beni bir şartla "the batman"in iyi olacağına ikna etti. o şartım da şudur ki, reeves'in yaratıcılık konusunda ben affleck'in filan maruz kaldığı tavırdan uzakta çalışabilmesi.
matt reeves filmde açıkça henüz çömez bir batman'in bulunacağını söyledi. hatta giydiği kıyafette de acemiliğini gösteren bazı detaylar eklediklerini de ifade etti. batman'in diğer ekipmanlarında da henüz bir olmamışlık ve ustalığa giden yolda yapılacak hatalar görecekmişiz.
direkt bir "origin story" çekmek istemediğini söyleyen reeves, the batman filminin geçtiği dönemi "ikinci yıl" olarak tarif etti. yani selina kyle gibi karakterler de henüz alışılagelmiş "catwoman" benzeri mahlaslarını almamış olacaklar.
reeves ayrıca bu filmin bir dedektif filmi olduğunu, batman'in ardı ardına işlenen cinayetleri araştıracağını söyledi. esinlendiği filmler sorulduğunda ise chinatown, the french connection, taxi driver vs gibi karakter odaklı ve aynı zamanda polisiye tatlar barındıran eserleri saydı. ona göre, batman'in hem kendisini keşfettiği hem de gotham'daki yozlaşmanın derinliklerine indiği bir film geliyormuş. hatta, bu yozlaşma fikri, terence winter'ın yazdığı gotham pd'nin de esin kaynağı olmuş. bu dizinin de ana karakteri, ailesinde polis olma geleneği nesillerdir bulunan ve ruhunu yozlaşmışlık sarmalından kurtarmaya çalışan bir adam olacakmış.
mekan olarak da liverpool gibi şehirleri seçtiklerini ve bunu yaparken "insanların hiç gitmedikleri bir amerikan şehri" yaratma amaçları olduğunu söyledi. zaten reeves'e göre bu "daha önce görülmemişlik" teması, batman'dan oswald cobblepot'a, selina kyle'dan carmine falcone'ye pek çok karaktere hakim olacakmış. yani, tüm bu karakterler, önceki filmlerde ya da eserlerde olduğundan daha farklı yansıtılacakmış. andy serkis'in canlandırdığı alfred pennyworth bile önceki versiyonlara göre bambaşka bir havada olacakmış.
tabii kendisi yönetmeni olduğu için böyle şeyler söyleyip, yaptığı işi ballandıra ballandıra anlatması normal. fakat, bunları anlattığı panel bence başarılı bir pazarlama anı oldu. şunu da unutmayalım, pandemi vs sebebiyle filmin daha anca çeyreğini çekebilmişler. o fragmanı da muhtemelen dc fandome'a yetişsin diye bir şekilde, alelacele oluşturdular. filmde, bu fragmandaki bazı sekansları görmeyebiliriz bile.
bu arada eğer matt reeves'in kafasında bruce wayne'in hem batman olarak hem de özel hayatında yaşadıklarından dolayı içinde bulunduğu psikolojik durumu yansıtma gibi bir niyeti varsa, robert pattinson hiç de kötü bir seçim değil. çünkü willem dafoe ile oynadıkları the lighthouse, psikolojik gerilim/drama türünün iyi örneklerindendi bence. yine de, matt reeves'ten önce kısa bir video ile giriş yapan robert pattinson'u heyecansız gördüm. sanki bu film için girmesi gereken diyet ve egzersiz rutini vs gibi şeyler şevkini kaçırmış da "yedik bi halt, attık imzayı, neyse lan ben bir şey demeyeyim..." havasında gibi.
köşe yazısı gibi oldu, tl dr: eğer işine karışılmazsa matt reeves iyi bir film çıkarabilir; çünkü dc fandome'da bunu yapacak tutku ve özene sahip gibi görünüyordu.
Fragman nasıl olmuş peki?
fragmandaki batman, kısaca 2. yılı diye geçse de filme ve karaktere dair iyi ipuçları veriyor. atmosfer karanlık ama "ışıkları kapattım" karanlığı değil, depresif bi soğukluk var. benim hoşuma gitti. batman'in o milyarlarca insanın ezbere bildiği çocukluğu ve çat diye geçtiğimiz -en erken- 30'lu yaşlarındaki, "adalet zihniyetini" oturtmuş klasik batman'den uzakta bir izlenim bıraktı.
ilk duyduğumuz "something in the way ne alaka ki" dedik mi dedik ama burada tasvir edilen bruce wayne, 20'lerin başında, öfkeli ve depresif, yasaların getirdiği adaleti değil de kendi adaletini arayan bir genç. "i am vengeance" derken sanki 10 yumrukla adamı tahtalıköye yollamamış da bir bardak su içip gelmiş gibi bir hava var. kötü anlamda demiyorum, içinde birini ağız burun yamultunca geçecek bir öfkeden fazlası olan biri var burada.
söz konusu gençlik ve toyluk olunca bruce wayne karakterin kıyafeti, saçı gibi (bruce wayne saçı nasıl olursa olsun taranmıştır gençler ama joaquin phoenix'in joker'i gibi "fakir uzun saçı" değil de züppe uzun saçı gibi, artık her neyse) ayrıntılar karakterin karanlık tarafını iyi vurgulamış. kostümünün deyim yerindeyse daha beta'da olması, aracının modifiye bir araba olması, sığınağının göründüğü kadarıyla klasik bir batman'e göre "temel seviyede" olması gibi ayrıntılar da batman karakterinin de temeli atılmış ve gelişime açık (e sonuçta erken yılları) bir şekilde karşımıza çıkacağını gösteriyor.
robert pattinson tercihi iyi gibi duruyor. genç, tonlarca kas ile hantal değil de çevik duran, işin drama yönünü gayet iyi yansıtacağını düşündüğüm birisi ancak çene yapısı aşırı karakteristik duruyor. yani bir kişi de çıkıp "dur lan ben bu çeneyi tanıyorum" demiyor mu koca şehirde? belki de bu yüzden geceleri çıkıyor (hehe). aynı şekilde colin farrell'dan danny de vito'yu aratmayacak bir performans geleceğinden adım gibi eminim, adam resmen bu rol için yaratılmış, bekleyin ve görün. bu arada bana göre şu durumda beğenmemek için cidden takıntılı olmak lazım. tamam kardeşim, beğenme, aç dark knight trilogy izle. yani bu film çıkınca onlar tarihe gömülmeyecek ki ama biraz bekle de bi film çıksın. sonra istersen beğenme, kime ne.
Ne beklemeliyiz?
warner bros, disney'in formülünü tutturamayınca dc karakterleri ile farklı ve deneysel işlere girmeye başladı ve ben bundan çok şikayetçi değilim açıkçası. örnek vermek gerekirse joaquin phoenix'in the joker filmi de orijinal batman mitolojisinden tamamen uzaktı. ne hikaye tutuyordu ne de filmdeki joker fiziksel olarak alışıldık joker'e benziyordu. ama bir çizgi roman uyarlamasında gördüğümüz gelmiş geçmiş en iyi performanslardan birine ve mükemmel bir filme şahit olduk.
zaten beyazperdede batman'i defalarca izledik, joker'i de izlemiştik. dolayısıyla böyle farklı yorumlamaları, ortaya kaliteli bir iş konulduğu takdirde, reddetmeye gerek yok. çizgi romanlardan "paralel evrenler" konseptine aşinayız, dc bunu sinemada da uyguluyor şu an. matt reeves planet of the apes ile ortaya başarılı işler koyabileceğini ispatlamış bir yönetmen ki hangover'ın yönetmeni joker'le ağzımızı açık bıraktıysa matt reeves'e de biraz güvenebiliriz. robert pattinson da parlak vampirden bu yana çok yol katetti.
tek şikayetim matt reeves'in batman'i için dc sinema evreninin terk edilmesi ve yine solo evrenlere dönülmesi olurdu ama son haberler bunun olmayacağını gösteriyor. dolayısıyla alternatif ve özgün bir batman yorumlaması görmenin kimseye zararı olmaz. ortaya iyi iş çıkarsa ne güzel, kötü iş çıkarsa yokmuş gibi davranırız.