Yaşanmış En Gerçekçi Ufo Vakalarından Biri: Ariel Fenomeni

dün izlediğim "the phenomenon (2020)" adlı belgeselin sonunda öğrendim bu olayı. ardından sadece bu olayı anlatan "ariel phenomenon (2022)" belgeselini izledim ve artık uzaylıların varlığına ciddi ciddi inandığımı söyleyebilirim (hükûmetlerin gizli deneyleri de olabilir tabii ancak bu tür olayların gerçekten yaşandığına eminim artık).
bu belgeseller history channel'ın "antik uzaylılar" gibi asparagas belgeselleriyle kıyaslanamaz; çünkü çocuklarla konuşan adam, harvard tıp fakültesinde psikiyatri bölümünün başkanlığını yapmış olan dr. john mack ve kendisi pulitzer ödüllü.
16 eylül 1994'te afrika ülkesi zimbabve'de bulunan ariel okulu'ndaki 60 kadar öğrenci, okul bahçesinde oyun oynarlarken biraz ilerideki ağaçların arasına bir ufo'nun iniş yaptığını ve bu ufo'dan çıkan uzaylı varlıkları gördüklerini iddia ediyor.


hepsi de ufo'yu parlak ve metalik bir cisim olarak tarif ediyor. insansı varlıkların büyük siyah ve oval gözlü, küçük ağızlı, büyük kafalı, 1.50 boylarında, gri suratlı, siyah üniformalı, plastiğimsi ve aşırı botokslu görünen deriye sahip olduklarını söylüyorlar.

sabah çocuklar ufo'yu net bir şekilde görürken, o gece iki pilot da benzer bir cismi görerek yetkililere rapor ediyor. pilot, "kariyerimde bundan daha ciddi bir şey görmedim." diyor. ufo'nun video kaydı da var ancak sadece iki ışıktan ibaret.

yani pilotların gördüğü ufo, sabaha doğru okulun yakınlarına inmiş.
psikiyatr ve araştırmacılar da bu çocukların yalan söylemediklerini, olaydan gerçek anlamda etkilendiklerini belirtiyor. çocuklar, ayrı ayrı sorgulandıklarında bile olayı aynı şekilde tarif ediyorlar. yaşlarına göre oldukça tutarlı ve detaylı anlatıyorlar.

hatta yıllar sonra büyüdüklerinde tekrar görüşüyorlar ve hepsi de aynı şekilde anlatıyor olayı. kimisi çocukken kimisi yetişkinken ağlamaklı oluyor olayı anlatırken.

anlattıkları uzaylı tipi, en çok bilinen klişe uzaylı tipi. bunlara "griler" deniyor ve kaçırma vakalarında anlatılanlar neredeyse hep bunlar. mesela meşhur hills vakası. amerika'da bir karı-koca, uzaylılar tarafından kaçırıldıklarını söylüyor ve her şeyi detaylıca anlatıyor. orada da boy, göz, deri, ağız gibi tüm unsurlar aynı anlatılıyor. bu olay 1961'de yaşanıyor, çocuklar ise 1994'te yaşıyor.
çocuklar, bu uzaylıların "ağır çekimle" koştuklarını söylüyor. bunu tarif ederken "futbol maçlarındaki tekrarlar gibi" diyorlar. epey yaklaşmışlar çocuklara ve telepati ile iletişim kurmuşlar.

art arda üç uzaylı belgeseli izlediğim için hangi vakada geçtiğini hatırlayamadığım bir cümleleri oluyor "aynı uzaylı ırkının": doğayı mahvediyorsunuz, böyle devam ederseniz dünya yaşanamaz bir yer olacak, nükleer savaşlar çok yakın (ve en korkuncu da "böyle giderse müdahale edeceğiz" imasında bulunuyorlar. yani bildiğin darbe, yönetime el koymak)
çocukların çizimleri tutarlı ve hills vakasındaki tariflerle de uyumlu. daha da garibi, çizimlerde "uzun saçlı" bir uzaylının da olması. bu neden dikkatimi çekti derseniz, bu iki belgeselden önce "love and saucers (2017)" adlı bir belgesel daha izlemiştim ve ergenlik yıllarında uzaylılar tarafından kaçırılan adamın çizdiği "uzun saçlı" uzaylıyla birebir aynı olmasıydı.


bu adam, uzaylıların gezegenine götürülüyor ve orada uzun bir süre kalıyor. erkek ve dişi uzaylılar olduğunu görüyor. insan genetiğini kullanarak kendi genetiklerini değiştiriyorlarmış. ayrıca yine diğer vakalarda olduğu gibi tipler aynı; üniforma giymeleri, kısa boylu olmaları, kafa ve göz yapıları vs.


bu gezegende peygamber devesine benzer, insan boyutunda canlılar da görmüş. benim tahminim şu: bunların orijinali aslında böceğimsi ancak insan genetiğini kullanarak bize benzemeye çalışıyorlar. yani bu son görünümleri aslında uzaylı ve insan melezi olabilir.
şimdi bir de kendi gördüklerime ve uzaylılar tarafından kaçırıldığını iddia eden arkadaşımın gördüklerine gelelim. aslında bu belgeselleri izleme nedenim, arkadaşımın kaçırılma olayını entry olarak girmemin ardından gelen mesajlardı. mesajları dikkate alıp -daha önce de duyduğum ama çok ciddiye almadığım- "griler" ırkını inceledim, bu belgeselleri de izledim ve arkadaşımın ciddi ciddi kaçırıldığına inandığımı söyleyebilirim artık.
çünkü o da üniforma, 1.50 boy, deri/kafa/göz yapısı, vücuttan dna alma gibi unsurlara tanık olmuştu. yaşadıklarını anlattığı şu entry'yi #171843567 okuyabilirsiniz detaylı. yapay zeka ile bu metni görselleştirdiğimde şu sonucu vermişti.

yani diğer vakalardaki tariflerden neredeyse hiç fark yok. sadece üniforma renkleri değişiyor. ben uzaylı görmedim ama ufo görmüştüm, kendi çizimimle şöyle tarif edebilirim:

yani demem o ki, bu dallamalar gerçekten var olabilirler. iyi niyetli gibi görünüyorlar ancak bizden çok daha gelişmiş bir uygarlık oldukları ortada. her ne kadar iyi gibi olsalar da düzene el koyma gibi bir niyetleri de var. belki de orada bir hitler doğacak ve kafayı bize takacak, belli mi olur?