Yaşamı Boyunca Binbir Zorluğa Katlanan Zübeyde Hanım'ın Hayat Hikayesi
zübeyde hanım, bugün vefatının 98. yıldönümü olan ulu anne
1857'de selanik'e bağlı langaza kasabasında sofuzade feyzullah efendi ve ayşe hanım'ın çocuğu olarak dünyaya geldi. ailesi karaman'dan göçen ve konyarlar adı verilen yörüklerdendi. babası ona farsça'da kasımpatı anlamına gelen zübeyde ismini koydu.
zübeyde, çocukluğunun hemen ardından 14 yaşındayken gümrük memuru ali rıza efendi ile evlendi. fatma, ömer ve ahmet isminde çocukları oldu. zübeyde hanım oğulları ömer ile ahmet'i kaybetti, daha sonra mustafa, makbule ve naciye isimli 3 çocukları daha oldu, ne var ki naciye de bebek yaşta veremden hayatını kaybetti.
genç yaşta 3 evladını kaybeden zübeyde hanım daha 30 yaşındayken ali rıza efendi'yi de kaybederek 3 çocuğuyla dul kaldı. selanik'ten köye göçmek zorunda kaldı, daha sonra ragıp efendi ile 2. evliliğini yaptı.
oğlu mustafa çocuk yaşta subay olmak için evden ayrıldı, o hep oğlu mustafa'dan haber bekledi, ömrü onu ve mücadelesini takiple geçti.
bunca acıdan sonra balkanların kaybedilmesinin ardından zübeyde hanım istanbul'a yerleşmek zorunda kaldı. istanbul'a ilk geldiklerinde resmen sefaleti yaşamışlardı.
tarih 15 mayıs 1919'du
mustafa kemal paşa bir karar vermişti, anadolu'ya geçecek ve milli mücadeleyi başlatacaktı. annesi ve kardeşine durumu anlattı o gece, yarın sabah yola çıkacaktı.
zübeyde hanım içerideki odaya geçti, bir mendil bohçası içinde altın ve bilezikleri oğlu mustafa'ya verdi. işte zübeyde hanım'ın bu verdikleri ile sivas kongresinin masraflarının bir kısmı karşılandı.
manda ve himaye kabul olunamazdı, bu kararın alınmasında en büyük paylardan biri varını yoğunu oğlu mustafa'ya, yani türk milletine veren zübeyde annemizdi.
zübeyde annemizin verdikleri türkiye iş bankası'nın ilk sermayesi oldu. hani bugün birilerinin göz diktiği, hamurunda milli mücadele'nin olduğu iş bankasının ilk sermayesi zübeyde hanım tarafından bağışlanmıştı.
mayıs 1919'da ayrıldığı mustafa'sına ancak 3 sene sonra haziran 1922'de kavuşabildi zübeyde hanım. büyük taarruz öncesi elini öperek helallik isteyen oğulcazına bir annenin edebileceği en samimi duaları ederek uğurladı oğlunu cepheye. lakin mustafa kemal, endişelenmesin diye büyük taarruz için gittiğini söylememiş, annesine... çay partisine gideceğini, birkaç gün misafirleri olduğu için uğrayamayacağını söylemişti... tabi zübeyde hanım bu... neler görmüş geçirmiş. oğlunun kendisine üzülmesin diye yalan söylediğini anlamıştı. ve büyük taarruzun 2. günü mustafa'sına bir mektup yazdı...
"oğlum, seni bekledim; dönmedin. çay ziyafetine gideceğini söyledin. ama ben biliyorum; sen cepheye gittin. sana dua ettiğimi bilesin. sakın ha savaşı kazanmadan dönme..."
ve mustafa kemal paşa tabii ki annesinin sözünü dinledi... savaşı kazanmadan dönmedi. zaferden sonra izmir'e yerleşti. ama zaferin, özgürlüğün ve izmir'in keyfini ancak 3 ay sürebildi zübeyde hanım. kısa ve acılarla dolu hayatı, dünyanın en güzel ve kutsal şehrinde 14 ocak 1923'te son buldu.
ne var ki mustafa kemal, annesinin ölüm anında da yanında değildi, annesinin ölümünden ancak 13 gün sonra kabrine ziyarete gelebildi.
ulu önderin anneciğine son sözleri şunlar oldu
"annem çok çekti. erkanı harp yüzbaşısı olarak çıkmıştım. kötü idarenin adamları, beni önce zindana sonra sürgüne gönderdiler. sürgüne giderken annem gözyaşları içinde sirkeci rıhtımı'nda kalakaldı. mütareke yıllarında padişahın verdiği idam fermanının yerine getirildiğini sanan annem felç oldu. oturduğu evler ikide bir basıldı, arandı. onu istanbul'dan kurtarıp yanıma aldığımda ise o artık yalnız hisleriyle yaşıyordu. annemi kaybettiğim için üzgünüm. tek tesellim anavatanı yoksulluğa, yokluğa sürükleyen idarenin artık bir daha geri gelmemek üzere yokluğun mezarına gömülmüş olduğunu görerek ölmüş olmasıdır."
ulu annemizin ruhu şad, mekanı cennet olsun.
not: ulu annemizin kabri bugün izmir-karşıyaka'dadır.