Yabancı Dil Konuşarak Yaşamak Neden Duygusallığı Azaltıyor?
insanın, hayatının büyük bir kısmını ana dilini konuşarak yaşamasının hep çok önemli olduğunu düşünmüşümdür ancak bunu daha hep yüzeysel ve öznel bir şekilde değerlendirirdim, bilimsel verilerle bu konudan biraz bahsetmek istedim.
dil sadece iletişim aracı değil, nasıl düşündüğümüzü ve nasıl hissettiğimizi şekillendiren bir zihin altyapısı. bizi üzen, sevindiren, utandıran, pişmanlık hissettiren şeyleri ana dilimiz üzerinden öğrenir ve kodlarız. çünkü çocuklukta duyduğumuz ilk ayıp!, ilk aferin!, ilk seni seviyorum! o dilden geliyor. veya hoşlandığımız kişiyle, kavga ettiğimiz arkadaşımızla ilgili düşünürken zihinden geçen düşünceler, fikirler, diyaloglar, hep o ana dilde gerçekleşiyor.
bu nedenle, hayatı yabancı bir dili konuşarak yaşadığımızda veya o dilde düşündüğümüzde, olayların duygusal boyutuna karşı zihinsel mesafemiz büyüyor. eskiden bu durumun rasyonelliği artırdığı düşünülürmüş ancak durumun pek de öyle olmadığı gösterildi.
2017’de hayakawa ve arkadaşlarının yaptığı çalışma (thinking more or feeling less?), bu durumu bilimsel olarak kanıtladı:
yabancı dilde karar verildiğinde duygusal tepkiler zayıflıyor, ama mantıksal muhakeme belirgin biçimde artmıyor. yani insan aslında daha çok düşünmüyor, sadece daha az hissediyor.
örneğin, ahlaki ikilemlerde (bir kişiyi kurtarmak için başka bir kişiyi feda etmek gibi) yabancı dil kullanan bireylerin faydacı kararlar verme ihtimali daha yüksek. çünkü ana dilin tetiklediği yoğun duygusal fren mekanizmaları aktif değil.
nöropsikiyatrik olarak da bu destekleniyor, yabancı dilde düşünürken amigdala (duygusal merkez) aktivitesi azalıyor, frontal korteks (analitik merkez) baskınlaşıyor.
göç psikolojisi ve kültürel adaptasyon gibi alanlarda da bu durum ister istemez oluşuyor. çünkü bir insan yabancı bir ülkede yaşadığında, hayatına hakim olan dil değişiyor ve bu bazen, duyguya ulaşmada bir eksiklik yaratabiliyor.
yalnız hissetmek, bağ kurmakta zorlanmak ya da duygusal tepkileri sönük yaşamak... belki de dilin duyguları tam olarak tetikleyememesinin bir sonucu. tabii ki kültür farkı da bu noktada çok etkili ancak ana dili konuşmamanın etkisi yadsınamaz.
başka bir ülkede yaşama üzerine düşündüğüm şu günlerde kafamı kurcalayan bazı bilgiler bunlar.