Volvox Grubunun Farklı Yollara Giden İki Üyesinin Kıyası: Özlem Tekin vs Şebnem Ferah

Yılların amasız kıyaslamalarında bugün: Özlem Tekin mi, Şebnem Ferah mı? Zamanında Volvox çatısı altında birlikte üreten iki müzisyenin kariyerine şöyle bir bakalım.
Volvox Grubunun Farklı Yollara Giden İki Üyesinin Kıyası: Özlem Tekin vs Şebnem Ferah

özlem tekin vs şebnem ferah... ikisi de türk müziğine katkılar yapmış, iki farklı güzel renktir. türkiye'nin ilk kadın rock grubu volvox'u kuran 2 nevi şahsına münhasır kişidir. ikisi hakkında fikirlerim şöyledir.

profesyonellik

şebo: iyi bir profesyoneldir. provalarını layıkıyla yapar. iş arkadaşlarıyla iyi iletişimler kurar ki bas gitaristi buket doran yıllardır menajerliğini yapar. ozan tügen hem klavyeci hem aranjördür, kardeşi ceren tügen vokalistidir. şarkıların aranjesini, armonisini vs nakış gibi işlerler. gitar desen metin türkcan (metoboy) pentagram gibi bir grubun solo gitaristi, adam zaten rock profesyoneliydi (daha sonra alkol problemleri sebebiyle gruptan ayrıldı). aykan ilkan da davulda. bu kadro 1997'den beri uzun süre birlikte çalmış bir aile grubudur. hepsini bir arada tutan tutkal ise şebo'dur. şebo'nun müzikalitesinin mimarları bu arkadaki kişilerdir. şebo'yu şebo yapan bu gruptur ve bu grubu da grup yapan şebo'dur. oturur saat gibi çalışır, piyasanın ihtiyaçlarını anlar ve ona göre ürünler üretirler. işin gerekliliği neyse onu yapmaya çalışırlar. sözleşmelere sadık, çalışması kolay, üretken kısaca profesyonel bir kadrodur.

özlem: her grubu farklı, her çalıştığı kişi farklı, her stüdyosu farklı, her sound'u farklı, her şirketi farklı bir kadın. hakan pekerle de çalışmıştır, murder king'den özhan ve onurla da çalışmıştır. plak şirketleri değiştirmiş, norveç'te mix/master yaptırmış, dizilerde oynamış, festivallerde çalmış, denemiş, takılmış, piyasayı görmüş, yaşamış, en sonunda tatmin olamamış ve eeeh sikerim deyip çekilmiştir. sert müzik de yapar, soft müzik de. özlem, şebnem gibi müziğe bir sektör olarak bakmamış, piyasanın ihtiyaçlarını karşılamak yerine kendi gibi olmayı seçmiştir. eh, maalesef piyasa bunu kaldırmaz. ya çok yorulur havlu atarsınız, ya da şebo gibi tek yapabileceğiniz şeyin şarkı söyleyebilmek olduğunu ve orada var olabilmek adına bazı fedakarlıklar yapmayı, kendinizden ödün vermeyi göze alır yola devam edersiniz.

özlem piyasanın ne kadar boktan olduğunu bizzat içinde yaşayarak gördü, öğrendi, kendinden ödün vermedi ve elinin tersiyle itti. şebo piyasanın ne kadar boktan olduğunu gördü, öğrendi ve alan boş ben buradan yürürsem olur dedi ve kendinden ödünler vererek devam etti.


canlı performans

vokal anlamında şebo özlem'den daha iyi. çok fazla efektör kullanması biraz can sıksa, hileye kaçsa da yine de özlem'den iyi. duruş olarak şebo'ya çizilen ve tutan imaj belli "rock kraliçeliği", o da onu oynuyor. başarıyor da. saniye saniye yazılmış, kurgulanmış, çalışılmış sahneler. ama özlem sahnede de kendi gibi. canının istediğini yapıyor. kuralları, şöyle olmalı böyle olmalı gibi programlı bir sahnesi yok.

müzikalite

şebo fabrikadan çıkmış, tutmuş, kutulu bir ürün gibi. özlem halktan gelen, isyan eden anarşist gibi. şebo'nun sound'u hep aynıdır; 94 yılında, volvox'un bitmesinden sonra 97'den bu yana sound'u değişmemiştir. aynı kadro, aynı müzikler. tuttu mu? devam. buradan yürürüz. albümde duyduğunuz sound'u konserde de duyarsınız.

özlem ise tam tersi. hiçbir albümü bir öncekine benzemez. içinden geleni, imkanlarının yettiğini yapar özlem. o anki ruh hali, o an etrafındaki müzisyenler, o an cebindeki para, o an arzuladığı şey vs... o ânı neyse onu yapar. özlem'in şebo gibi oturmuş ve tutan bir sound'u olmamıştır hiçbir zaman. albümde duyduğunuz şeyi konserde bambaşka şekilde dinleme durumunuz olabilir. şebo gibi oturmuş, saat gibi çalışan profesyonel bir kadrosu olamadı hiçbir zaman. müzikal açıdan başarılıdır. sertin tillahını yapar. kargalar felakettir. ama dediğim gibi işte, imkanlar... şebo'nun saat gibi çalışan sistemi gibi bir ekosistem kuramamıştır kendisine. hepsi maliyet çünkü. okay şebo yapıyor ama kazanıyor da yapıyor. özlem hep harcayan taraf. zor yani bu işler. neyse. dediğim gibi şebo fabrikasyon müzik yapar. kurallı müzik yapar. özlem yaşayan, samimi, daha deneysel müzikler yapar.


karakter

şebo ağır takılır. kendine çizilen imajın dışına çıkamaz. kurallarla yaşar. şarkısı planlıdır, sahnesi planlıdır, instagram'da atacağı post bile planlıdır; hepsi önceden çalışılmıştır. evet kendisi bir aşk kadınıdır, içip dağıtmak ister ancak etrafında hep onu kolundan tutacak, taksiye binip eve götürecek birileri vardır. çizgilerin dışına çıkmasına izin verilmez. çıktığı an biter. içinde derin buhranlarla çift karakter yaşar. özlem ise hesapsız yaşar, kuralları kabul etmez ki rock dediğin budur. şebo'dan çok çok çok daha cesur, daha girişimci, daha vefakardır. profesyonel midir? değildir. gidip bir köyde eşeğiyle birlikte yaşayabilir. muhtar azası olarak hayatına devam edebilir ama şebo asla yapamaz. çizginin dışına adımını attığı anda biter. özgür değildir. şarkıları da özgür değildir. özlem rocker, şebnem ise piyasanın ihtiyacını karşılayan bir ikondur. karakter olarak şahsi fikrim: özlem daha doğrudur.

dediğim gibi ikisi de farklı renklerdir. aynı versusta karşılaştırılamazlar bence. ikisi de iyi ki vardır, iyi ki müzik yapmıştır.

Şebnem Ferah Üzerinden Müzik Piyasasının Arkasında Dönenlere Dair Sağlam Bir Dedikodu