Vatanı ABD'yi Japonya'ya Satan Oyuncakçı Casus Velvalee Dickinson'ın Hikayesi

İkinci Dünya Savaşı'nda Japonya adına, ülkesi ABD'ye karşı casusluk yapan oyuncak bebek satıcısı Velvalee Dickinson'ın ilginç hikayesi.
Vatanı ABD'yi Japonya'ya Satan Oyuncakçı Casus Velvalee Dickinson'ın Hikayesi

velvalee malvena dickinson, 12 ekim 1893'te sacramento, kaliforniya'da dünyaya geldi. kendisi, 1920'lerin ortalarında bir san francisco bankasında çalışıyordu ve daha sonra 1937'de kocası lee terry dickinson ile new york'a taşındı. burada 31 aralık 1937'ye kadar bir mağazada oyuncak bebek satıcısı olarak çalıştı ardından bu işten çok keyif aldığını belirterek ilk olarak 680 madison avenue'deki evinde daha sonra 714 madison avenue'deki ayrı bir yerde kendi oyuncak bebek mağazasını açmaya karar verdi. bu oyuncak bebekler birçok yerli yabancı zengin yatırımcının ilgisini çekti.


fbi'ın bayan dickinson'a olan ilgisi, şubat 1942'de, savaş zamanında oyuncak bebeklerle ilgili alışılmadık içeriği nedeniyle ele geçirilen 5 mektuptan kaynaklanıyordu.

portland, oregon'lu bir kadından buenos aires, arjantin'deki bir kişiye gönderildiği iddia edilen bu mektupta “harika bir oyuncak bebek hastanesinden” bahsediliyor ve tamir için kendisine ‘’ingiliz yapımı 3 eski oyuncak bebek” bırakıldığı belirtiliyordu. mektupta ayrıca “balık ağları” ve “balonlardan” da bahsedilmekteydi. fbi kriptografları mektubu incelediğinde “’ingiliz yapımı 3 eski oyuncak bebeğin” muhtemelen üç savaş gemisi olduğunu ve bebek hastanesinin de bir tersane olduğu sonucuna vardılar. ayrıca balık ağlarının batı yakası'ndaki limanları koruyan denizaltı ağlarına gönderme yaptığı ve balonlara yapılan göndermenin de batı yakası'ndaki diğer savunma tesisleriyle ilgili bilgi verme amacı taşıdığı sonucuna ulaştılar ve bu yüzden hemen ilgili bilgilerin düşmana iletilip iletilmediğini belirlemek üzerine gizli bir soruşturma başlatıldı.

springfield, ohio'dan bir kadın tarafından gönderildiği düşünülen bu mektuplardan birinde hasta olan ancak yakında işinin başına dönecek olan bay shaw isimli bir gemiye göndermeler yer alıyordu. bu mektubun, pearl harbor'da ağır hasar gören shaw muhribinin (gemisinin) batı yakası'ndaki bir tersanede onarılmakta olduğu ve kısa süre sonra filoya yeniden katılacağı öğrenildikten sonra yazılmış olması da ilginçti.

ağustos 1942'de colorado springs, colorado'lu bir kadın tarafından fbı'ya verilen mektuplardan bir diğeri yazarın “yedi gerçek çin bebeği” gibi göstermeye çalışacağını söylediği yedi küçük bebeğe atıfta bulunuluyordu ve bu bebeklerin bir baba, büyükanne, büyükbaba, anne ve üç çocuktan oluşan bir aileyi oluşturduğu belirtiliyordu. bu mektupta fbı için oldukça önemliydi çünkü mektubun yazıldığı tarihten hemen önce birkaç savaş gemisinin onarım için san francisco körfezi'ne geldiği belirlendi.

yine başka bir mektupta kısmen şöyle yazıyordu: “çok güzel bir siyam tapınak dansçısı aldım, hasar görmüştü, yani ortasından yırtılmıştı, ama şimdi onarıldı. bu siyam dansçısına bir eş bulamadım, bu yüzden küçük, sıradan bir bebeği ikinci bir siyam bebeğine dönüştürüyorum...” fbi kriptografları bunu şöyle yorumladılar: “az önce iyi bir savaş uçağı gemisinin bilgilerini ele geçirdim, hasar görmüştü, yani ortasından patlatılmıştı, ama şimdi onarıldı. bu uçak için bir eş bulamadılar, bu yüzden sıradan bir savaş gemisi, ikinci bir uçak gemisine dönüştürülüyor...” bu mektup uss saratoga uçak gemisinin puget sound'dan san diego'ya doğru yola çıkmasından birkaç gün sonra yazılmıştı.

yine spokane, washington'dan bir kadın tarafından fbı'a teslim edilen son mektupta, şubat ayının ilk haftasında tamamlanması planlanan onarımlar için seattle'da olduğu bildirilen, bir “alman bisque bebeğinden” söz ediliyordu. fbı'ın donanma yetkilileriyle yaptığı bir kontrol sonucunda, bebeğin pearl harbor'da hasar görmüş bir savaş gemisine ait olduğu sonucunu doğruladı. mektubun yazıldığı sırada gemi onarım için puget sound donanma tersanesi'ndeydi.

fbi laboratuvarındaki bu 5 mektup üzerinde yapılan incelemeler, mektuplardaki imzaların sahte olduğunu doğruladı. görünüşe göre birisi buenos aires'teki aynı kişiye başkalarının isimlerini ve adreslerini kullanarak mektuplar göndermiş ve mektuplar en sonunda "adres bilinmiyor" notuyla geri dönmüştü. bu mektuplar fbı'a teslim edilince isimleri kullanılan kişiler mektuplardaki imzaların kendilerininkine benzediğini, özel hayatları ve ilgi alanları hakkında doğru bilgiler içerdiğini kabul ederken, mektupların kendilerinin gönderdiklerini reddettiler. yapılan incelemede, mektupların hazırlanmasında kullanılan daktilonun her vakada farklı olduğunu, ancak yazım tarzı ve özelliklerinin mektupların aynı kişi tarafından hazırlandığını ortaya çıkardı. colorado springs'li bir kadın, fbi'ın dikkatini new york'lu oyuncak bebek dükkânı sahibi velvalee dickinson’a yönlendirdi. bu görgü tanığı, bayan dickinson'ın mektupların birinde muhtemelen intikam almak için kendisinin imzasını kullandığını çünkü satın aldığı bazı oyuncak bebeklerin parasını zamanında ödeyemediğini ifade etti. diğer mektupları alan kadınlar da gönderenin bayan dickinson olduğuna dair şüphelerini dile getirdiler. bu kadınlardan birinin daha önce oyuncak bebeklerle ilgili bayan dickinson'dan aldığı bir mektupla, buenos aires'e gönderilen mektuplardan birinin daktilo yazısı karşılaştırıldı ve böylece mektuplardan en az birinin bayan dickinson'ın sorumlu olduğu tespit edildi. ayrıca, bayan dickinson'ın 1930'ların başında ve ortalarında, san francisco bölgesinde bulunduğu sırada, japon-amerikan derneği'ne üye olduğu ve bir yıl boyunca cemiyete olan aidatlarının san francisco'daki bir japon konsolosluğu ataşesi (ıchiro yokoyama) tarafından ödendiği anlaşıldı. dickinson bu şehirdeki japon konsolosluğunu sık sık ziyaret etmiş, üst düzey japon hükümet yetkililerinin de bulunduğu toplantılara katılmıştı. ocak 1942'den haziran 1942'ye kadar beş oyuncak mektubun gönderildiği zaman diliminin izini süren fbı, dickinson'ların mektupları gönderildiği tarihte ilgili yerde olduklarını tespit etti. çiftin batı yakası'nda bir dönem kaldıkları otel de tespit edilince arjantin'e gönderilen mektupların dördünün burada yer alan halka açık daktilolardan olduğu ortaya çıktı.

fbi'ın soruşturmasının sonuçlarına dayanarak, velvalee dickinson'ın 21 ocak 1944'te bankada sakladığı kiralık kasasını el koydular. fbi'ın kiralık kasada, japon kaynaklarına ait olduğu belirlenen 13,000 dolar ortaya çıktı. paranın bir kısmı bayan dickinson'ın eline geçmeden önce new york'taki japon donanma müfettişliği ofisi'nden yüzbaşı yuzo ıshikawa'nın elindeydi çünkü bu paranın da izi sürülmüştü. bayan dickinson kendisini tutuklayan ajanlara kasadaki paranın sigorta şirketlerinden, tasarruf hesabından ve oyuncak bebek işinden geldiğini söyledi, ancak daha sonra kasadaki paranın aslında kocasından geldiğini ifade etti. bu parayı 29 mart 1943'te kocasının ölümünde saklı olarak bulduğunu, kocasının paranın kaynağını kendisine söylemediğini iddia etti ama bu daha sonra dickinson'ların yanında çalışan hizmetçi tarafından yalanlandı.

11 şubat 1944'te new york güney bölgesi'ndeki federal tarafından sansür yasalarını ihlal etmekle, 5 mayıs 1944 tarihindeyse casusluk yasalarını ihlal etmekle suçlandı, dickinson suçsuz olduğunu savundu ve 25,000 $ kefaletle serbest bırakıldı. 28 temmuz 1944'te abd savcısı ile bayan dickinson'ın avukatı arasında bir anlaşma yapıldı ve ‘’casusluk ve kayıt yasası iddianameleri’’ reddedildi. bayan dickinson sansür ihlali suçunu kabul ederek arjantin'deki şahsa gönderilen beş mektubu müşterilerinden aldığı yazışmalarla hazırladığını ve imzaları taklit ettiğini itiraf etti. bazı bilgileri kişisel gözlemleri yoluyla elde edildiğini iddia ederken, pearl harbor'da hasar gören savaş uçağı gemileri hakkında bilgi aktarıldığını ve mektuplardaki oyuncak bebeği isimlerinin gemilere atıfta bulunduğunu belirtti. paranın japon deniz ataşesi ıchiro yokoyama tarafından, japonlara bilgi sağlamak amacıyla 718 madison avenue'deki oyuncak mağazasında kocasına verildiğini söyledi, fakat fbı kocasının japon deniz ataşesini hiç tanımadığını, bir doktor tarafından yapılan muayenesindeyse japonların kendisine ödeme yaptığı iddia edilen tarihte akli melekelerinin yerinde olmadığını ortaya çıkardı.

14 ağustos 1944'te hüküm giymek üzere mahkemeye çıktığında hakkında şu yorum yapıldı: “bazı insanların ülkemizin bir ölüm kalım mücadelesi verdiğinin farkında olmadığına inanmak zor. düşmana verilecek her türlü yardım, ulusal güvenliğimiz için savaşan amerikalı çocukların ölümü anlamına gelir. siz üniversite eğitimi almış doğuştan bir vatandaş, japonlara satılmış biri olarak kesinlikle casusluk yaptınız. suçunuzu kabul ettiğiniz vatana ihanet ciddi bir konu, bu nedenle sizi yasanın öngördüğü en yüksek ceza olan on yıl hapis ve 10.000 dolar para cezasına çarptırıyorum.”

kaynak