Vahşi Doğadan Günümüze Doğru Bir Anlatımla: Enflasyonun Nefis Bir Açıklaması
ayn rand'ın "philosophy: who needs it" isimli kitabında sıfırdan alarak çok güzel bir şekilde tanımladığı bir kavramdır enflasyon. kendisi biraz uzunca tanımlamıştır, o yüzden ben kısaltarak ve ara ara kendi cümlelerimi kurarak aktaracağım:
vahşi tabiatta günde en az bir kez yeme gereksiminin ne anlama geldiğini düşünün. doğa'nın ültimatomu olan açlık sizden taleplerde bulunacaktır ve bu taleplerin anında karşılanması mümkün olmayacaktır. taleplerin karşılanması için zaman ve aletler gerekecektir. avlanmak ve silahlarınızı yapmak gerekecektir. bunun dışında elbise ihtiyacınız olacaktır(bir leoparı öldürüp, onun derisini almak da zaman gerektirecektir). barınağa ihtiyacınız olacaktır(barınak yapmak zaman gerektirecektir). ve bu diğer ihtiyaçlarınızı karşılarken sizi hayatta tutacak gıdaya ihtiyacınız olacaktır. günlük fiziksel ihtiyaçlarınızı karşılamak bütün zamanınızı alacaktır. zamanın sizin hayatta kalmanızın bedeli olduğunu ve peşin olarak ödenmesi gerektiğini fark edin. yani bir ihtiyacınıza fazla zaman harcarsanız diğerlerine zaman bulamazsınız.
tarımı keşfettiğinizde konu daha açık hale gelir. tohumları ekme ve aylar sonra ürünü toplama yoluyla daha güvenle ve daha rahat biçimde hayatta kalırsınız: hasadınızdan bir dahaki hasada kadar sizi besleyecek miktarda saklamalısınız ve her şeyden önemlisi bir dahaki yılın ekimi için yeterli miktarda tohum saklamalısınız. kendi yiyeceğiniz eksik olabilir, yarı aç da olsanız tohum stokunuza dokunamazsınız; dokunursanız işiniz bitmiştir.
tarım medeniyete doğru ilk adımdır; çünkü tarım insanların iki önemli fikri kavramasını gerektirir. bunları avcıların algısal, somutlara bağlı zihinleri kavrayamaz. bunlar zaman ve tasarruftur. bunları kavradığınızda, insanın hayatta kalması için gerekli üç temel şeyi, yani zaman-saklama-üretim, kavramışsınız demektir. üretimin sadece içinde bulunduğunuz an ile sınırlı olmadığını, sürekli bir iş olduğunu kavradınız. "stok tohum" sadece tarımda değil tüm alanlarda geçerli üç esası birleştirmektedir. bir vahşinin üzerinde yer alan tüm gelişim aşamalarında "saklama" yapmanız gerekir. sakladıklarınızla zaman satın alırsınız.
eğer kendine yeterli bir çiftlikte yaşıyorsanız, tahılınızı saklarsınız; iyi bir yıla ait hasadınızın sizi kötü yıllar boyunca geçindirmesine ihtiyaç duyarsınız; sakladığınız tohumlara üretiminizi artırmak için(tarlayı genişletmek) ihtiyaç duyarsınız. gıda kaynağınız ne kadar güvenilirse, o size ihtiyacınız olan diğer şeylerin( giyim, barınak, su kuyunuz, saban gibi aletleriniz...) geliştirilmesi ve idamesi için o kadar fazla zaman satın alır.
diğer çiftçilerle değiş tokuş yapabileceğinizi keşfettiğinizde sizi ileri uygarlık yolunu keşfetmenize götürecek bir iş bölümünü kaydetmiş olursunuz. diyelim ki 100 kişisiniz; her biriniz herkes tarafından ihtiyaç duyulan bazı malların üretiminde uzmanlaşmayı öğrenir. ve siz, ürününüzü doğrudan değiş tokuş ile değiştirirsiniz. hepini işlerinizde daha uzman olursunuz, böylece vaktiniz size daha fazla fayda sağlar.
kendine yeterli bir çiftlikteki tasarruflarınız tahıl ve yiyeceklerden ibarettir. bunlar uzun süre dayanamaz ve bozulur. bu sefer, tahıllarınızı daha uzun süre muhafaza edebilen ve istediğinizde gıda ile değiştirebildiğiniz mallarla değiştirirsiniz. yani parayı geliştirmiş olursunuz.
para yüksek bir verimlilik seviyesine ulaşmış olan ve hayatları üzerinde oldukça fazla hakimiyete sahip olan insanların aracıdır. para sadece bir değişim aracı değildir; çok daha önemlisi tüketimin ertelenmesini mümkün kılan ve gelecekteki üretim için zaman satın alan bir tasarruf aracıdır. bu gereksinimi karşılamak için para bozulmayan, homojen, kıt, kolayca depolanan, değeri büyük dalgalanmalara maruz kalmayan ve değiş tokuş yaptığınız kişiler tarafından talep edilen bir maddi mal olmak zorundadır. bu sizi altını para olarak kullanmaya götürür. altın kendi başına maddi bir değerdir ve gerçekten üretilmiş bir servetin sembolüdür. tasarruflarınızı altın olarak paralar halinde depoladığınızda, onlar sizin gerçekten üretmiş olduğunuz ve üretim işlemini devam ettirecek olan diğer üreticiler için zaman satın almaya giden mallarınızı temsil etmektedir; böylece siz altın paralarınızı istediğiniz herhangi bir zamanda mallarla değiştirebilirsiniz.
bir insana altınla değil de kağıt parayla alışveriş yapma izni verildiğinde (yani o size maddi bir malla değil, gerçekte üretmiş olduğu mallarla değil, sadece gelecekteki üretimine dair bir senetle ödeme yapsa şimdi yüz tane çok çalışan, zengin, ilerici insana ne olacağını düşünün. bu insan sizin mallarınızı alır; fakat onları kendi üretimini desteklemekte kullanmaz, o aslında hiçbir şey üretmez) sadece malları tüketir. bu durumda o size daha fazla mal için daha yüksek fiyatlar öder; fakat yine sizi kendisinin pazarınızı genişleten en iyi müşteriniz olduğuna temin ederek, senetle öder.
ara not: bu paragrafta yazar; üretmeden tüketen daha sonra enflasyona sebep olan kişiyi hükümetleri sembolize edecek şekilde kullanmıştır. kitap boyunca sıkça hükümetin bir dayanağı olmadan(üretilmiş bir mal veya altın) para bastığını ve üretmeden tükettiğini vurgulamaktadır. fakat sadece hükümetler değil ekonomiyi bu hale getiren; sosyal yardımla geçinen bir işsiz veya babasının mirasını yiyen bir zengin piç de bu işlevi görür.
sonra bir gün, kötü bir sel zararına uğrayan zor durumdaki genç bir çiftçi sizden biraz tahıl satın almak ister; fakat fiyatlarınız yükselmiştir ve verecek daha fazla tahılınız bulunmamaktadır. bu nedenle o iflas eder. sonra o çiftçinin borçlu olduğu süt üreticisi kayıplarını telafi etmek için sütün fiyatını artırır ve süte ihtiyacı olan sebze-meyve yetiştiricisi her zaman satın aldığı yumurtaları satın almaktan vazgeçer; tavuk yetiştiricisi beslemeye gücünün yetmediği bazı tavukları keser; yumurta fiyatlarına gücü yetmeyen yonca üreticisi stok tohumunun bir kısmını satar ve ekim alanını daraltır. böylece süt üreticisi yüksek yonca fiyatlarına güç yetiremez ve demirciye verdiği siparişi iptal eder ve siz bir süredir satın almak için tasarruf yaptığınız yeni pulluğunuzu satın almak istersiniz; fakat demirci iflas etmiştir. sonra hepiniz "en iyi müşterinize" senetler ve bunların onun senetleri değil, sizin senetleriniz olduğunu, üretim yapmak için başka bir şeyinizin olmadığını keşfedersiniz. araziniz yerinde, binalarınız yerinde, fakat yaklaşan kışta sizi ayakta tutacak olan gıda yok ve ekim yapmak için stok tohumunuz yok.
bu toplumun bin çiftçiden oluşmuş olması bir şeyi değiştirir miydi? yüz bin? bir milyon? iki yüz on bir milyon? tüm dünya? problemi ne kadar yayarsanız yayın, ne kadar çeşitli ürünler söz konusu olursa olsun ve işler ne kadar karmaşık olursa olsun, değerli okuyucular bu enflasyonun sebebi, seyri ve sonucu budur.