Uluslararası Uzay İstasyonu'nda Yemek, Uyku, Tuvalet İşleri Nasıl Hallediliyor?
uluslararası uzay istasyonu, 16 ülke tarafından dünyanın yörüngesine inşa edilen bir araştırma merkezi. yaklaşık 150 milyar dolarlık maliyetiyle insanoğlunun inşa ettiği en pahalı ve karmaşık yapı. uzay istasyonu yerden 400 km yüksekliğe inşa edilmiş. istasyon duruyor gibi gözükse de aslında saatte 28.000 km hızla dünyanın çevresinde seyahat ediyor.
uluslararası uzay istasyonu aslında diğer yapay uydulardan çok farklı değil. onu özel kılan şeyler bir uyduya göre çok daha büyük olması ve içinde insanların yaşayabiliyor olması. astronotların yaşamaları için gerekli olan malzemeler dünya’dan belirli aralıklarla gönderilen uzay araçlarıyla sağlanıyor. uzay istasyonuna yeni ulaşan astronotlar, bir süredir orada yaşayan astronotlar tarafından karşılanıyorlar. bazıları uzaya ilk defa gittikleri için heyecanlarını ve mutluluklarını saklayamıyorlar.
uzay istasyonunda yaşamak dünya’ya göre çok farklı, çünkü burada her şey çok sınırlı ve dikkatli kullanılmalı
astronotlar saçlarını durulama gerektirmeyen özel şampuanlar ve çok az miktarda suyla yıkıyorlar. etrafa saçılan sular ise buharlaştıktan sonra nem giderici cihazlar tarafından alınıp tekrar sıvı halde suya dönüştürülüyor. astronotların idrarı da dahil tüm su geri dönüştürülüp tekrar kullanılıyor. dişlerini fırçalarken ise dünyadakinden farklı olmayan diş macunları kullanıyorlar, tek fark dişlerini fırçaladıktan sonra ağızlarını çalkalayıp suyu bir temizlik bezine tükürmeleri.
astronotlar uzayda markete gidemedikleri için yiyecekleri de dünya’dan gönderiliyor
istasyona gitmeden önce her astronot uzayda ne yemek istediğini seçer. böylece astronotlar uzayda sevdikleri yemekleri yemiş olurlar. yemekler genelde konserve ya da alüminyum paket içine konulup hava almayacak şekilde kapatılır. çoğu yemeğin içindeki su alınıp kapatıldıktan sonra pastörize edilmiştir, bu sayede bozulmadan uzun süreler saklanabilir. astronotlar bazı yemekleri tortilla denilen lavaş benzeri hamurların içine koyup yerler, bazı yemekler ise kuru olduğu için biraz su ekleyip mikrodalga fırında ısıttıktan sonra tüketirler. uzay istasyonunda içecekler de çok çeşitli, astronotlar çay, kahve, meyve suları gibi bir çok içecek bulabiliyorlar. hatta astronotlar bazı özel günlerde pizza partisi de yapıyorlar, tabii uçan pizza.
tabii yemek yiyen astronotların bir süre sonra bir süre sonra tuvalete gitmeleri de gerekiyor
yerçekimi olmadığı için astronotların atıkları dünya da olduğu gibi aşağı doğru düşmüyor. bu yüzden elektrik süpürgesine benzer ekipmanları kullanmak zorundalar. astronotlar küçük tuvaletlerini sarı uçlu bir vakum cihazına yapıyorlar. sıvı atıklar toplandıktan sonra içindeki su ayrıştırılıp tekrar kullanılmak üzere su sistemine gönderiliyor. tabi astronotlar sadece küçük tuvaletlerini yapmıyorlar. onun için de aynı vakum sistemine sahip olan küçük bir klozet var. astronotlar tuvaletlerini kendilerini klozete sabitleyerek yapıyorlar. katı atıklar da alt bölmede bulunan katı atık torbalarında toplanıyor.
tabii insanlar uzayda uykuya da ihtiyaç duyarlar
astronotlar uyumaları için hazırlanmış özel uyku bölümlerinde uyuyorlar. yerçekimi olmadığı için uyurken yatar pozisyonda olmaları gerekli değil. sadece etrafta rastgele uçmamak için kendilerini kabine sabitliyorlar. uzay istasyonunda aşağı ya da yukarı gibi yönler olmadığı için yatakların da nerede olduğunun bir önemi yok. bu yüzden bazı astronotlar tavanda bulunan uyku odasında uyuyorlar.
ancak uzaydaki yerçekimsiz ortam insan vücudunda bazı olumsuzluklara da neden olabiliyor
dünya’da kaslarımız ve kemiklerimiz sürekli olarak yerçekimine karşı mücadele verir. böylece kas ve kemik yoğunluğumuz her zaman belli bir seviyede kalır. ancak uzayda yerçekimi olmadığı için kas ve kemiklerimiz bir dirençle karşılaşmaz. bu durum uzayda birkaç ay geçiren kişilerin kas ve kemiklerinin güçsüzleşmesine yol açar. astronotlar bu durumun önüne geçmek için her gün düzenli olarak egzersiz yaparlar.
ayrıca spor ekipmanları istasyonun duvarlarına sabitlenmezler. çünkü sabitlenirlerse astronotların yaptıkları hareketler uzay istasyonunun dışında bulunan ekipmanların sarsılmasına ve zarar görmesine yol açabilir.
istasyonun en önemli amaçlarından biri, yerçekimsiz ortamın canlılar üzerinde yaratacağı etkileri gözlemlemek
bu yüzden astronotlar sürekli olarak kendileri üzerinde deneyler yapıyorlar. uzayda kesintisiz en uzun süre kalan insan olma rekoru ise abd’li astronot scott kelly’ye ait. kelly, tam 1 yıl boyunca kesintisiz olarak uzayda yaşadı.
yerçekimsiz ortamda 1 yıl yaşamak scott kelly’nin vücudunda bir çok değişikliğe neden oldu. yerçekimi olmadığı için scott kelly’nin omurgası dünya’daki gibi baskıya maruz kalmadı ve boyu dünya’dakine göre 3 santim uzadı. scott kelly, dünya'ya döndüğünde normalde kendisiyle aynı boyda olan kardeşi mark kelly'den 3 santim daha uzundu.
astronotlar istasyonda yaşarken ülkelerinde yapmayı sevdikleri şeyleri de özlüyorlar
örneğin italyan astronot samantha cristoforetti için uzaya espresso makinesi bile getirilmiş. astronotlar uzayda bitki de yetiştiriyorlar. uzayda bitki yetiştirebilmek önemli bir konu. çünkü eğer insanoğlu bir gün başka gezegende yaşam kurmayı denerse orada kendi bitkilerini yetiştirmek zorunda kalacak.
uzayda yaşayan astronotların bağışıklık sistemleri zamanla zayıfladığı için kolay hastalanıyorlar
bu yüzden istasyonun içini mümkün olduğu kadar hijyenik tutmaları gerekli. hava filtrelerini sık sık özel sıvılarla temizleyip bakterilerden arındırıyorlar. ayrıca uzayda açığa çıkan çöpler de büyük bir sorun. astronotlar tıpkı dünyada olduğu gibi çöplerini poşetlere koyuyorlar. tabii ki kullandıkları poşetler su ve hava geçirmeyen özel maddelerden üretilmiş. bu çöpler bir sonraki uzay aracına yüklenerek dünya’ya götürülüyor.
uzay istasyonuyla ilgili en ilginç şeylerden biri astronotların sabah 9 - akşam 5 saatlerine göre çalışmaları
uzay istasyonu dünyanın yörüngesinde saate 28 bin kim hızla seyahat ettiği için astronotlar günde 16 defa güneşin doğuşunu ve batışını görüyorlar. bu durumun biyolojik saatlerini alt üst etmemesi için astronotlar bir aksilik olmadıkça her gün aynı saatler arasında çalışıyorlar.
ancak uzay istasyonunda her zaman acil müdahale edilmesi gereken bir sorun çıkabilir. astronotların bazen istasyonun dışındaki bir bölüme müdahale etmeleri gerekiyor. bunu da uzay yürüyüşü yapmadan başaramazlar. uzay yürüyüşünde astronotlar uzay giysilerini giyip istasyonun dışında bazen birkaç saat süren işlemler gerçekleştiriyorlar. bu gözüktüğünden çok daha tehlikeli bir iş.
çünkü bugüne kadar dünya’dan gönderilen uzay araçları ve uyduların kalıntıları dünyanın etrafında dönmeye devam ediyor. dünyamızın etrafında bir en küçüğü bir portakal büyüklüğünde olan yaklaşık 16 bin uzay aracı parçası var. bu parçalar saatte yaklaşık 25 bin km hızla yani bir merminin 20 katı hızla ilerliyorlar. uzay yürüyüşü sırasında bu parçalardan birinin bir astronota çarpması tek bir anlama gelir.
ayrıca bu parçaların uzay istasyonuna çarpma riski de var. bu yüzden uzay çöpleri dünya’daki özel radarlarlar sürekli izleniyor. uzay istasyonuna çarpma riski 100.000’de 1 olan bir parça bile büyük bir risk olarak değerlendiriliyor. çarpma ihtimali 10.000’de 1 olan bir parça tespit edildiğinde ise uzay istasyonu yörüngede alçaltılıp yükseltilerek kaçış manevrası yapılıyor. bir portakaldan daha küçük parçalar ise takip edilemedikleri için zaman zaman istasyona çarpıp zarar veriyorlar. ancak bunun için de istasyonun dışı çelik yeleklerde kullanılan kurşun geçirmez malzemelerle kaplanmış durumda. bir nesne istasyonun dışına çarptığında parçalanarak koruyucu katmanlar tarafından tutuluyor ve istasyona zarar vermesi engelleniyor.
uzay istasyonunun inşası 1998 yılında rus yapımı zarya uzay aracının yörüngeye yerleştirilmesiyle başladı
istasyon 2011 yılında tamamlandığında yaklaşık 500 ton ağırlığa sahipti. uzay istasyonunu tamamlamak için 16 ülkenin uzay ajansından onbinlerce kişi birlikte çalıştı. istasyon toplamda yaklaşık 150 milyar dolara maloldu. bu kadar pahalı olmasının nedenlerinden biri de uzaya kargo taşımanın maliyetinin fazla olması. uzaya çıkarılan her 1 kg ağırlık için yaklaşık 10 bin dolar harcanması gerekiyor.
uzay istasyonu duruyor gibi görünse de aslında dünyanın etrafında saniyede 7 buçuk km gibi inanılmaz bir hızla hareket ediyor. istasyon aynı anda 6 astronota ev sahipliği yapabilecek kadar büyük. içinde 6 uyuma odası, 2 tuvalet, 1 küçük spor salonu, 2 uzay laboratuvarı ve cupola adı verilen harika manzaraya sahip bir pencere bulunuyor.
istasyonun büyüklüğü bir futbol sahasından bile fazla, devasa güneş panelleri ise istasyondaki cihazlar için gereken elektrik enerjisini üretiyor. bu güneş panelleri öylesine büyük ki dünyadan bile görünüyor. hatta uzay istasyonu gece gökyüzüne baktığınızda ay ve venüs’ten sonra gördüğümüz en parlak nesne. uzay istasyonunun yerini gösteren internet sitelerinden takip ederek ülkemizin üstünden geçtiği bir gece gökyüzünde parlak ışıklarını görebilirsiniz.