Uçak Kokpitlerinde Neden Kamera Kaydı Yapılmıyor?

Uçak kokpitlerinde neden kamera kaydı alınmıyor? Bir kaza öncesinde/anında konuşulanları neden yalnızca kara kutudan dinleyebiliyoruz?
Uçak Kokpitlerinde Neden Kamera Kaydı Yapılmıyor?

öncelikle, kokpit ses kayıtçısı ile ilgili bir giriş yaparak konuyu açalım; pilotlar, kara kutuda kokpit ses kaydı bulunması fikrine de ilk yıllarda karşı çıkmışlar ancak bu tepki zamanla azalmış ve bu sayede günümüzde kaza araştırmacıları kokpit ses kayıtlarını dinleyebilir hale gelmişler.

video kaydı fikri ise pilotlar tarafından hiçbir zaman iyi bir fikir olarak değerlendirilmemiş çünkü, görsel deliller pilot hareketlerinin yanlış yorumlanmasına sebep olabilir. video görüntüleri birçok durumda yanlış anlaşılmalara sebep olacak kesin olmayan, yoruma açık bilgiler sunarak araştırmacıları yanlış yönlendirebilir. oysa araştırmacıların en çok ihtiyacı olan şey yoruma açık olmayan kesin bilgilerdir. bu bilgiler de halihazırda ''flight data recorder'' yani uçuş veri kaydedicisi tarafından kayıt altına alınmaktadır.


kokpitte kamera kaydı yapılması bazı durumlarda (pilotların bayılması-ölmesi, kokpitte duman-alev oluşması) bulmacayı çözme konusunda yardımcı olabilecek bilgiler sunsa da; pilotlar üzerinde de aşırı bir stres, hareketlerinin sürekli kayıt altında olması baskısı ile zihnini sürekli prosedürlerle meşgul etmek, tüm dikkatini uçuşa vermek yerine kendi hareketlerini sorgulama, acaba bir şeyi yanlış mı yaptım ikilemine girmeye ve bazı duygu-durum bozukluklarının gelişimine sebep olabilir. bu konu ile alakalı olarak iş yeri kameralarının çalışanlar üzerindeki psikolojik etkilerini inceleyen akademik çalışmalar yayımlanmıştır.

havacılık, binlerce prosedür ve protokol ile kontrol altına alınmış bir iş kolu. uçuş sırasında iş yükünün çoğunluğu bilgisayarlar üzerinde olsa da pilotlar, tecrübelerine dayanarak bazı prosedürleri esnetebilirler, hatta hiç uygulamayabilirler. olayın akışındaki tüm bilgilere sahip olmayan kaza sonrası gözlemcileri sadece video görüntülerine bakarak yanlış yorum ve çıkarımlarda bulunabilirler. örneğin 1549 nolu hudson river kazasında kaptan ''sully'' acil durum protokollerinde bulunan öncelikler sıralamasını kendi kişisel tecrübelerine güvenerek değiştirmiş ve neredeyse fizik kurallarına aykırı bir şekilde uçağı hudson nehrine indirerek 155 kişinin hayatını kurtarmıştı. oysa kaptan pilot acil durum protokollerini sırasıyla uygulamaya kalkışsaydı uçağı havada tutabileceği çok değerli anları kaybedecek ve belki de uçağın çakılmasına sebep olacaktı. eğer uçak çakılsaydı tüm bu olanlar sonrası kokpit görüntülerini inceleyen kaza araştırmacıları kaptan sully'nin hatalı pilotaj yaptığı sonucuna varabilecekti.


başka bir örnek; kabinde acil tıbbi müdahale ihtiyacı olan bir yolcu için pilot inisiyatif alarak 10 bin feet altında hız sınırını aşabilir, sadece video kaydına bakarak edineceğiniz izlenim pilotun bir kural ihlali yaptığı olacaktır. yahut, pilotlar kokpitte birbirleriyle konuşmadan da anlaşabilirler. hem mesleki, hem de şahsi jest ve mimiklerle kameranın fark edemeyeceği bir iletişim içinde bulunabilirler. böyle bir durumda da pilotların bazı protokollere uymadıkları sonucuna varılabilir.

son olarak, kokpit ses kayıtları yasalarla koruma altına alınmış ve sadece bir kaza sonrası ilgili makamlarca erişilebilir kılınmıştır. ancak geçmişte bir çok kaza sonrası bu kayıtlar hem araştırma ''investigation'' hem de mahkeme aşamasında medyaya sızdırıldı. ses kayıtları bazı yargılama süreçlerinde halka açık hale getirilerek kamu vicdanını ve mahkeme heyetlerini manipüle etmek amacıyla kullanılmaya çalışıldı. işte bu sebeplerle yargılamayı ve kamu vicdanını olumsuz etkileyebilecek, yoruma açık bir video kaydı fikri pilotlar tarafından tehlikeli ve gereksiz bulunmaktadır. ayrıca birçok havayolu şirketi ve uçak üreticisi firma kendi hatalarını örtbas etmek ve sorumluluktan kurtulmak için kokpit içi kamera kayıtlarını suistimal ederek herhangi bir kazada pilotlara karşı kullanmak isteyebilir. medyaya kayıtların edit'lenmiş bazı kısımları sızdırılarak kamuoyu üzerinde algı oluşturulmaya çalışılabilir.


sadece eldeki görsel malzemelere bakılarak mahkemeler ve kaza sonuç raporları aksini söylese bile yanlış yorumlanmış bir video kaydı ile suçsuz pilotların, kötü niyetli kişilerce kamu vicdanında şüpheli ve suçlu ilan edilmesi mümkündür. halka açık hale gelmiş bir kokpit video kaydı ile pilotluk yapmamış kişilerin vicdanlarında, pilotların adil olmayan bir yargılamaya tabi tutulması ve aksi raporlara rağmen suçlu bulunması imkan dahilindedir. pilotların, kabin içerisindeki sessiz iletişimleri ve ahengi ancak başka pilot gözlemciler tarafından doğru yorumlanıp doğru değerlendirilebilir. eğitimsiz gözler ve kişiler video görüntülerinden aldıkları yanlış izlenimlerle haksız kanaat oluşturabilirler.

yukardaki bilgiler ışığında; kokpit kamera kaydı, zaten uçağın her teknik bilgisini kaydeden uçuş veri kayıtçısının verdiği muazzam bilgi desteği dışında pek de işe yarar bir bilgi sunmayacak. ayrıca, pilotlar üzerinde bir nevi ''mobbing'' ve kendini ve hareketlerini sorgulama gibi olumsuz psikolojik etkileri olacağından faydalı değil, faydasız olarak değerlendirilmiştir.