Türkiye'den İngiltere'ye Çalışmaya Giden Pide Ustasının Orada İyi Bir Maaşa Çalışma Sebebi
İlgili haber şu şekilde
Ekşi Sözlük'ten yorumlar ise şu şekilde
okumamış ise değersizdir kafasından ne zaman çıkabileceğimizi çok merak ediyorum. bu usta normalde çok değerlidir ama bizim ülkemizdeki "üniversite bile okumamış asgari ücrete çalışması lazım" kafası gerçekten çok komik.
bu pide ustası ülkemizde de yaklaşık 20-25 civarı alıyordur ve o nasıl yazılımcı gibi kod yazamıyorsa, yazılımcıda küreğe ve fırına anca uzaktan bakabilir ve bu seviyeye bir kaç ay içinde hiçbir usta gelemez.
almanya'da sıhhi tesisatçı şu an mühendis kadar aranan bir meslektir ve maaşları neredeyse mühendislere yakındır. bence anlamsız bir karşılaştırmadır.
not: pide ustası vs değilim. inşaat mühendisiyim.
genel bir beyaz yaka yanılgısı var
yabancı ülkelerin bizim mavi yakalarımız yerine beyaz yaka elemanlarımızı almaları gerektiğini düşünüyoruz. çünkü beyaz yakalarımız daha kalifiye ve mavi yakanın yaptığı işi de yapabilecek kapasiteleri hayli hayli var. ancak durum tam tersi. yurtdışı iş piyasasında vasıfsız olmayan mavi yaka elemanlara aslında daha çok ihtiyaç duyuluyor.
mesela kanada tuğla duvar örecek usta almak istiyor. bu iş kodu öncelikli iş kodlarından. bizim mantığımıza göre lise mezunu az buçuk ingilizcesi olan usta yerine yüksek lisansı ve mükemmel ingilizcesi olan inşaat mühendisini alsın, tuğla ördürsün. zaten inşaat mühendisi o maaşa orada çalışmak için o pozisyona razı olur. ama adamlar öyle düşünmüyor. inşaat mühendisini duvar ustası olarak çalıştırırsam 2 ay çalışır sonra kaçar, bana duvar ustası lazım diyor.
biliyorum bir türk için bunu anlamak zor. bizde hiç ingilizce konuşulmayan şirketlerde işe girişte ingilizce bilgisi aranır, basit bir ofis işi için yüksek lisans sorulur vs. alacağım adam nasıl olsa işi yapar, üstüne daha da kalifiye olsun istenir.
not: yüksek mühendisim ve iyi pide yaparım.
8 yıldır özel okulda okuttuğum bir kızım var
sekizinci sınıfa başlayacak ay sonu. yani seneye lise sınavlarına girecek.
izmir'de yaşıyoruz, nereden duyduysa galatasaray lisesine gitmek istiyorum diyor. "sen istiyorsan ve yapabilirsen ben elimden geleni yapar seni okuturum kızım" dedim.
tekstil mühendisiyim, 21 yıldır ihracat yapan firmalarda müşteri ilişkilerini yürüttüm şu anda da çalıştığım firmada fabrika müdürüyüm, pazarlama da bana bağlı, ingilizcem iyi, kızımın teknik kısım hariç günlük konuşmada ingilizcesi benden daha iyi diyebilirim.
niye anlattım bunları,
içim içimi yiyor. kızımın kuaför olmasını istiyorum. şaka da değil. eğitimli, bilinçli birisi olarak düşünerek, bilerek ve isteyerek, akademik ya da sektörel kariyer yapabilecek zekası olduğundan şüphe etmediğim kızımın kuaför olmasını istiyorum.
bana mal mı dersiniz salak mı dersiniz bilmiyorum ama kızımın iş sahibi olması için 8-9 sene var. bu süreç sonunda arasından sıyrılması gereken 3 milyona yakın insan var. ama herkes aynı yönde ilerlemek ve iyi kötü bir üniversitenin yazılım/bilgisayar ile ilgili bir bölümüne girerek yurtdışına gitmek istiyor.
kuaför ya da manikürcü olmak isteyen az. bunların içinde yabancı dil öğrenebilecek olan daha az, onların arasında da zekası yüksek olan çok çok az.
çalışma hayatı ile ilgili bildiğim en önemli şey ise işini iyi yapan ve insan ilişkileri iyi olan her insanın ne iş yaparsa yapsın iyi kazanabileceği, iyi bir hayat sürebileceği.
yabancı dili olup mühendislik/yazılım ile türkiye'de gelebileceği yer belli. hadi sıyrıldı aradan desek bu sefer remote çalışma şansı olduğu için global ortamda rakipleri hintliler, amerikalılar, avrupalılar. o mezun olup deneyim kazanana kadar o kadar çok olacak ki bu iş kolunu hakkıyla yapabilecek insan sayısı değeri düşecek.
daha açık anlatayım, şu an yazılım işi için gereken işçilik (rakama takılmayın) globalde aylık 1 milyar usd desek bunu bölüşecek insan sayısı şu anda 1 milyon desek kişi başına 1000usd düşüyor. kimi 500usd kimi 1500usd ama ortalama buraya geliyor (tekrar söylüyorum rakamlara takılmayın % hesabı anlatmak daha zor) bundan 10 sene sonra bölüşecek insan sayısı 3 katına çıkarken bölüşülecek havuzdaki para 2 katında kalırsa %30 gelirde daralma demek. kaldı ki yapay zeka vs derken çok daha kötü bile olabilir.
benim bildiğim tek bir şey var, işinde iyi olan zanaatkar, el işi yapan insanlar bundan 10-20 sene sonra zor bulunacak ve çok değerli olacak, hem türkiye'de hem yurtdışında, ki yurtdışında şu anda bile değerliler.
üretim ve hizmet sektörü, insanla birebir ilişkisi olacak sektörler hep uzak geliyor insanlara. tarımda sencer solakoğlu gibi bir adam var mesela, kim diye sorsam bilen %1 çıkmaz ama herkes dönümde 600kg buğday alırken, çok iyi diyen 1 ton alırken bu adam 2,5 ton buğday alıyor. işini iyi yapıyor iyi para kazanıyor. benzer şey daha küçük iş alanları için de geçerli.
bugün iyi bir kuaför ya da berber, hele hele düğün sezonunda benden fazla kazanıyordur, eminim. belki çoğu yazılımcıdanda fazla kazanıyordur, ki sayıları da azımsanacak düzeyde değil.
bilmiyorum. bilemiyorum. içim içimi yiyor. yanlış bir yöne sevmediği bir alana yönlendirip mutsuz olduğunda sebebi olmak da istemiyorum, kendi tercihleri ile yanlış bir alana yönelip mutsuz olmasını da istemiyorum.
bildiğim tek bir şey var, birinin yanında çalışacaksan ne kadar iyi olursan ol bir yerden sonra değer kazanamıyorsun, işverenin verdiği kadar değerlisin ve ne yazık ki hak ettiğini değil sana hak görüleni alabiliyorsun.
kız olduğu için pide ustası olamaz belki ama çok da güzel kuaför olur.