Türkiye, F-35 Savaş Uçağını Kendi İmkanlarıyla Üretebilir mi?
f-35'ler, üretmemizin imkansız olduğu uçaklardır
şu an hali hazırda tf-x üzerinden bir yerli savaş uçağı geliştirmeye çalışıyoruz ama hedef olarak f-35 muadili bir savaş uçağı üretme hedefindeysek çok net söyleyeyim üretemeyiz.
üretemeyecek olmamızın nedenleri ise ekonomik olmaktan çok siyasidir. üretim yapımız oldukça verimsiz ve bu yüzden ekonomik canlılık olduğu anda cari açık fırlıyor. bu kadar verimsiz bir ekonomik yapıdan f-35 muadili bir savaş uçağı üretmesini beklemek için belki de en az 50 yıl harcamamız lazım. bunun nedenlerine gelecek olursak,
1) pentagon'un tahminlerine göre şu ana kadar f-35 için 406 milyar dolarlık harcama yapılmış. bu rakam tek başına türkiye'nin 20 yıllık savunma bütçesinden fazla, bizim böyle bir kaynağımız ne yazık ki yok. bu büyüklükteki bir projeyi finanse edebilmemiz için projeyi en az 40 yıla yaymamız lazım. ayrıca bunlara ek olarak, uçağın servis sağlayacağı 2070 yılına kadar da 700 milyar dolarlık ayrı bir bakım, yakıt, eğitim ve diğer entegre lojistik destek maliyetleri olacak.
2) bu rakam bu yüzden abd'nin bile tek başına kolay kolay altından kalkabileceği bir maliyet değildir. bu yüzden f-35 projesinin yapılması için birçok ülke ortak çalışma yaptı. evet bu kapsamda, tai tarafından da orta gövdeye ait birçok parçası üretildi. bu ülkeler arasında; abd, ingiltere, italya, hollanda, avustralya, kanada, danimarka, norveç, türkiye ve scp olarak da israil ve singapur bulunuyor. bunun dışında ise uçağın ağırlıkla avrupa ülkeleri olmak üzere birçok da potansiyel alıcısı var.
3) bu projeyi bu kadar özel yapan şey de aslında tam olarak bu katılım oldu. 20 yıldan uzun süredir, savunma sanayinde bu denli güçlü ülkelerin mühendislerinin senelerce süren çalışması ve işbirliği ortaya konunca ortaya böyle yüksek katma değeri olan bir iş çıktı.
4) tabii ki ana müşterinin abd olmasının getirdiği birtakım avantajlar da var. soğuk savaş döneminde rusya oldukça geniş bir coğrafyaya hakimken, abd görece daha dar ama daha izole bir bölgede hakimdi. bu yüzden donanma ve hava kuvvetleri abd için öncelikli oldu. bugün abd'yi dünya'nın jandarması olarak adlandırmamıza sebep olan şey bilhassa bu gücüdür. bu yüzden okyanusların dört bir yanında uçak gemisi ile bu gücünü hakim kılmaya çalışır.
bunun bugüne bir yansıması olarak, abd savaş uçakları konusunda daha başarılıyken rusya yatırımlarını ağırlıklı olarak balistik füzelerle hava savunma sistemlerine harcamıştır denebilir. tabii bu rus savaş uçaklarının ya da amerikan patriotlarının dandik oldukları gibi bir anlama asla gelmez. sadece ülkelerin askeri hedefleri doğrultusunda arge harcamalarındaki önceliklerinin ne olduğunu gösterir. dünya'nın hakim askeri gücü ve jandarması olma iddiasındaki bir devletin bu kadar çok özel savaş uçaklarını geliştirme istekleri normaldir.
5) bu bağlamda thrust vectoring lülesi sayesinde f-35 dikey iniş yapabilmektedir. özellikle uçak gemilerindeki pist mesafesinin darlığı dikkate alındığında bu özellik en çok abd'nin işine yarayacaktır dünya'nın en çok uçak gemisine sahip ülkesi olarak.
6) f-35'in en önemli özelliği radarda düşük iz bırakmasıdır. yoksa wikipedia'ya göre uçağın maksimum hızı 1.6 mach olarak verilmiştir ve aynı wikipedia'dan f-16 için maksimum hızın yüksek irtifa için 2.1 mach olduğu görülebilir.
bir savaş uçağının dış geometrisini tasarlamak oldukça zor bir iştir. dış gövdedeki konturların seçiminde sıkı bir inter-disipliner çalışma gerekmesi ise bu zorluğun temel nedenidir.
bunlar kısaca
a) özellikle süpersonik rejimde de uçacak olan savaş uçaklarında kanat profillerinin seçimi şok nedenli kayıpları azaltacak kadar keskin, ses altı rejimde lift sağlayacak kadar yüklü olmalıdır.
b) dış gövde üzerindeki konturların dağılımı elektromanyetik sinyalleri sönümleyecek şekilde tasarlanmalıdır, ki radar izi düşük kalsın.
c) gövde malzemelerinin seçimi ve malzeme geliştirilmesi için ayrıca bir arge ekibi çalışmalıdır. aynı şekilde gövdenin sinyalleri absorbe etme kapasitesi arttıkça daha düşük oranda geri yansıtacaktır.
d) gövde malzemesinin mukavemeti yüksek olmalıdır ki mgtow artırılabilsin. evet bu sadece men going their own way değil aynı zamanda maximum gross take-off weight anlamına da gelen bir kısaltmadır.
e) radar izi sadece elektromanyetik değil aynı zamanda termal de olabilir. bu nedenle egzoz gaz çıkış sıcaklığının radarda yakalanması da ayrı bir risktir. gene wikipedia'ya göre f-35 afterburner çalıştırmadan 1.2 mach ile 150 mil gidebilmektedir. 1.6 mach içinse afterburner'a ihtiyaç duyacaktır ama bu da radar izinin artması anlamına gelir.
bu saydıklarım sadece, benim gibi sıradan 7 yıllık bir mühendisin ilk anda aklına gelen 5 adet maddedir, ama zor olan bu kadar farklı disiplinlerden optimize edilmiş bir gövdeyi tasarlamayı başarmaktır. zira yukarıda saydığım a-b-c-d-e maddeleri sırasıyla, aerodinamik, elektromanyetik, malzeme/moleküler örüntü, yapısal ve termodinamik optimizasyonlar içeren karmaşık bir süreçtir. bu nedenle f-35'in ortaya çıkardığı düşük radar izli konsept gerçekten büyük bir başarıdır.
biz de zaten t-fx adı altında hali hazırda tai tarafından yürütülen bir programla kendi savaş uçağımızı üretmeye çalışıyoruz, üretelim de zaten ama performans isterleri bakımından f-35'e rakip olacak bir uçak ortaya çıkarabileceğimizi hiç zannetmiyorum.
ütopik bir evrende bizim bunu üretebilmemiz yapmamız gerekenler ise
1) asml'e (hollandalı bir yarı-iletken üreticisi şirket) giden onlarca tskgv çalışanı mühendise ülkelerine geri dönmeleri için euro/dolar bazlı maaş garantisi vereceksiniz. ayrıca savunma sanayinden yurtdışına beyin göçünün önüne geçmek için şu anki maaşları ikiyle çarpacak ve enflasyonla değil dolarla maaş ödeyeceksiniz. odtü boğaziçi vs okullardaki mühendisler için savunma sanayinde bir kariyer şansı olduğunu göstereceksiniz. daha ikinci sınıfta bütün öğrencilerin aklında türkiye'den kaçmanın yollarını nasıl yaparım sorularının oluşmasını engelleyeceksiniz.
2) bugünün bazı şirketlerde olduğu gibi, amca, dayı, yeğen vs. torpiliyle işe giren ne kadar adam varsa tazminatını verip yollayacaksınız. ülkenin genelinde esamesi okunmayan liyakati, savunma sanayinde hakim kılacaksınız.
3) ekonomisi berbat giden bu ülkede, öyle ya da böyle devlet bütçesi sıkılaştırılmak zorunda kalınacak. bu nedenle, bu denklikte bir savaş uçağı yapabilmek için özellikle belediye/yerel yönetim ihale bütçelerini kısıp bu projeye yaklaşık 30-40 sene boyunca her yıl 4-5 milyar dolar bütçe aktaracaksınız çünkü olmayan parayı yaratamazsınız bir yerden kısmak zorundasınız.
4) savunma sanayinde maaşların enflasyondan etkilenmesini önlemek için sürekli iyileştirmeler yapmak zorunda kalacaksınız, aksi takdirde projenin 5. senesinde kritik konumdaki bir mühendisin yurt dışına kaçmasını engelleyemezsiniz.
5) mevcut durumda savunma sanayindeki mühendis profili kalite olarak ülkenin ve hatta eşdeğer yabancı şirketlerin üzerinde olmasına rağmen, böyle bir projeyi 30-40 senede tamamlayabilmek için halen yeterli değil. savunma sanayine mühendis yetiştiren okullardaki eğitim kalitesinin artmasını sağlayacaksınız. gerekirse bu okullara özel sınav bile yapabilirsiniz. zira ülkenin en nitelikli bölümlerinden olan boğaziçi makinenin yarısının derdi daha ikinci sınıftayken bile bir yolunu bulup p&g mülakatlarını geçip hayatı boyunca nasıl daha çok çocuk bezi satarım sorusuna cevap aramak olmamalıydı. bu adam orada boşuna kontenjan israfından başka bir şey değil. hardcore mühendislik yapmayacak adamları bu bölümlere sokmayacak bir sistem geliştireceksiniz.
daha da sayarım da sıkıldım. bu saydıklarımın hiçbirinin bu ülkede yapılması mümkün olmadığından dolayı, bizim ülkemizde f-35 muadili bir savaş uçağı geliştirilemez. ha tf-x yapılır mı yapılır, geliştirilir mi geliştirilir, yani ortaya yerli bir savaş uçağı çıkarılır ama f-35 başka bir klasmanda. bizim ülkemizde bu kadar yetkin düzeyde ne mühendis var, ne de devletin sırf böyle bir projeye harcayacak 800 milyar doları var. bizim ülkenin 1 yıllık milli geliri kadar para harcanmış f-35 için. matematik bilen bir lise öğrencisi bile bizim bunu yapamayacağımızı bilir/öngörebilir.