Türk Sinemasının Politik ve Sosyolojik Düzene Karşı En Sağlam Eleştirisi: Kibar Feyzo

Türk sinemasının politik ve sosyolojik düzene karşı en sağlam eleştirisi, altı dolu filmi belki de Kibar Feyzo.
Türk Sinemasının Politik ve Sosyolojik Düzene Karşı En Sağlam Eleştirisi: Kibar Feyzo

türk sinemasının politik ve sosyolojik düzene karşı en sağlam eleştirisi, altı dolu filmi belki de kibar feyzo. hakim karşısında "her şeyin başı fukaralıktır "cümlesiyle mevcut düzen kendi çıkarları ile uyuşmadığı anda düzeni değiştirme çabasına girmeye başlamış maraba feyzo'nun hikayesini izlemeye başlarız.

harran'a askerden dönen iki köylünün hızlı şekilde koşmasıyla hikaye başlar. hedef, sevdiği kadını satın almak olan bu köylülerin ilk durağı ağa olur. ona bağlılıklarını sunmak, ondan icazet almak; evlenmenin, o köy hayatındaki bir şeye sahip olmanın tek yoludur ve ağayı ( iktidar figürünü ) memnun etmek için hediye (yelpaze) verilir, onay alınır. burada feyzo'nun farkını görürüz, hediyesi bile farklıdır.

onay alındıktan sonra hedefe ulaşmak için başka bir satış söz konusudur. sevilen kadın için yeni bir anlaşma yapılacaktır çünkü kadının köydeki herhangi bir maldan farkı yoktur. tek değeri, getireceği başlık parasıdır. feyzo, gülo'yu parasını verip satın alır ancak senete bağlanır çünkü talep olan malın fiyatı artmıştır. tıpkı bir mal gibi ödemeler bitene kadar sadece kullanım hakkına sahip olacaktır. hoş, kızı almak kolay olmamıştır. başlık parası engelini aşmak için önce annesini geçmesi gerekmiştir ama feyzo burada da farkını gösterir, gerek rüşvetle gerek deli rolüyle istediğini alır.


bundan sonrasında ezilen bir sistemde para kazanmak için, mevcut sistemi değiştirmeye çalışan feyzo'yu izleriz. köyde ağanın buyruğunda sadece 1 pay ürüne yaşayan feyzo'nun para için tek çıkış yolu istanbul'dur çünkü aile yaşamı o senetlerin zamanında ödenmesine bağlıdır.

feyzo zaman içinde taksitleri vermek için birçok defa köy - istanbul arasında mekik dokur. eğitimsiz biri olarak gündelik işlerde para kazanmak zorundadır ancak her gidişinde, köydeki hayatında olmayan haklarına karşı yeni bir şey öğrenir. kendileri ağanın iktidarında, onun isteklerine ve lütfettiklerine göre yaşarken şehirdeki insanlar işçi hakları, grev hakkı, ücret ve sendikalaşma, kadının değeri noktasında çok başka yerdedir. ve bu bilgiler onu değiştirdikçe o da köydeki düzeni değiştirmeye başlayacaktır. her ziyaret ağa için ayrı başkaldırının fitilini ateşler.

siyasi mesajları gördüğümüz duvar yazılarını silerken bazı kavramları anlamaya başlayan, denk geldiği düğünde de başlık parasının kalktığını, kadının beleş alınabildiğini duyan feyzo için artık ağanın iktidarına devam etmek mümkün değildir. hiçbir mülkiyet hakkı olmayan köylü için bu son noktadır ve isyan başlar. burada tek aykırı ve düzenin elden gidiyor olmasına yönelik tepki hocadan gelir. din ve iktidar kol kola devam etmek istiyordur ve düzenin değişmesi işlerine gelmez. köylünün karısı olmasa bile camisi vardır ve buna şükretmesi beklenir.


davullu zurnalı bir isyan başlar ama köylü hala yeterince kendine güvenmez, ağanın otoritesine karşı gelmek kolay değildir. burada ön sırada feyzo'nun annesini görürüz, ezilen kadınların ve köylülerin hakkını savunmak ona kalır ancak birlik olunamadığı için ağa bu isyanı falaka ile bastırır ve feyzo'ya istanbul yolu edebiyyen kapanır çünkü düşünceler iktidarı sarsmaktadır. ağa kal der kalınır, git der gidilir, her şeyin ve herkesin sahibidir ne de olsa.

istanbul'a gidemeyen, para kazanamayan feyzo, karısının başlık parası için kundaktaki kızını da satmayı dener. aslında burada gerçek bir aydınlanma yaşanmadığını da görürüz. konu gerçek bir aydınlanma ve kurtuluş değil, mevcut iktidara başkaldırıdır sadece. isyan bastırılmıştır ama o ateş üfleyerek sönmez. ağanın ''köyü satarım '' tehditlerinden bıkan ve aslında onlar olmadan ağanın bir hiç olduğunu anlayan köylüler çalışmak ve karşılığında para kazanmak için köyü terk ederken onları durdurmaya gelen maho ağa, feyzo tarafından öldürülür.

o mahkeme anına geri döneriz ve feyzo şunu sorar hakime; ''başka bir ağa gelmiştir köyümüzün başına.habar almışım herkes maho ağa'yı arar olmuştur. bu işin sonu neye varır ben bilmirem. sen devletsin, sen büyüksün gayri hükmü sen ver kurban. suç kimde?''

oyunculuk ve yönetmenliğin yanında senaryo da ne kadar övülse az. film, çok sağlam bir politik eleştiri olmasına rağmen içindeki hiciv öğeleri ile popüler hayata ' ağaya beleş ', ' kovir misin ağam ', ' ağam benle eğlenir' gibi hala hatırlanan replikler ekledi. anayasaya, kadın hakları noktasında nazım hikmet şiirine, antik yunan tiyatrosunda gördüğümüz koro düzenine kadar birçok referansla dolu ama kapanışı hala geçerli olan en önemli soruyla bitirmesi mükemmel bir detay.

suç kimde?