Türk Mitolojisinde Kurt Adamların Olması

Bundan sonra herhangi bir ortamda kurt adam mevzusu açıldığı zaman ''kültürümüzde yok'' demeyelim.
Türk Mitolojisinde Kurt Adamların Olması
iStock.com

oğuz kağan destanı ile ilgili yaptığım bir araştırmada karşıma çıktığı üzere itbaraklar hakkında paylaşımda bulunmak istedim.

bildiğimiz gibi çok eskilerden beri birçok coğrafyada kurt adam öykülerine rastlanmaktadır.
bunlar genel itibariyle dolunayda kurda dönüşen, gümüşe karşı zaafları olan, insan kalbi ile beslenen yaratıklardır.kurt adamlar, hikâyeleri yazılan bölgelere göre isim ve özellik olarak çeşitlilik gösterebilmektedir. iskandinavların ayı adamları, kızılderililerin bizon adamları, afrikalıların sırtlan adamları bunlara örnektir. farklı coğrafyalarda sadece kurt adamlara değil, çeşitli insan hayvan karışımı yaratıklara da rastlanmaktadır.

eski türk destanlarında adı sık sık geçen it-baraklar, kurt kafasına ve insan vücuduna sahip, ok ile mızrak işlemeyen, türklerin savaş halinde bulundukları mitolojik varlıklardı.
it-barak teriminin etimolojisine bakarsak; it-barak eski dilde “çok tüylü köpek” anlamına gelmektedir. “it” köpek anlamına gelmektedir, “barak” kelimesinin anlamları arasında “çok tüylü köpek”, “kutsal köpek” gibi anlamlar mevcuttur. bazı kaynaklarda bu varlıklar “kıl-barak” olarak da geçmektedir.

iStock.com

efsaneye göre oğuz kağan it-baraklara karşı son bir büyük akın yapar fakat savaştan yenik ayrılarak dağların arasındaki bir nehrin ortasında bulunan küçük bir adacıkta mahsur kalır.
oğuz kağan ile mahsur kalan kişilerden biri de savaşta ölen askerlerden birinin karısıdır ve hamiledir. kadın, doğum vakti geldiğinde çadır ya da kalacak bir barınak olmadığı için, bir kayın ağacının kovuğunda doğum yapar. oğuz kağan bu doğuma çok sevinir ve bebeğe eski dilde "ağaç kovuğu" anlamına gelen "kıpçak" adını verir. efsaneye göre oğuz kağan bu kadını ikinci karısı olarak alır ve oğuz kağan kavmiyle akraba olan (bazı kaynaklarda akraba kabul edilmemektedir.) “kıpçak” kavmi doğar.

yine efsaneye göre bu kadın bir it-barak kadınıdır. efsanelerde it-barak kadınları güzeldir ve türklere karşı sıcaktır. efsanenin sonunda, it-barak kadınlarının da yardımı ile -17 yıl adacıkta yaşadıktan sonra- oğuz kağan, kıpçak bey ile birlikte it-barakları mağlup eder ve bu bölgeyi kıpçaklara verir.

yine başka bir rivayete göre; it-baraklar, kıl-barak olarak geçer. oğuz han, kıl-baraklar ile savaşa karar verirken onlara dokuz elçi gönderir ve orduların savaşından önce elçilerle “barak” temsilcilerinin savaşmalarını böylece galibin belirlenebileceği teklifinin yapıldığını açıklamaktadır.

kaynaklara göre kıl-baraklar farklı özellikteki üç havuza çıplak girerek vücutlarındaki kılları çeşitli maddeler ile kaplar ve herhangi bir silah işlemez olurlarmış. efsanenin devamında kıl-baraklar çayı geçip adacığa ulaşmaz ve birçoğu telef olur.

iStock.com

oğuz kağan destanındaki it-baraklarla ilgili yazılanların bir kısmı şöyledir;

türkler "barak" derlerdi, kara tüylü köpeğe,
böyle ad verirlerdi, büyük soylu köpeğe.
aslında efsaneler, bir köpek anarlardı.
onu da köpeklerin, atası sayarlardı.
bu köpek soylu idi, çok büyük boylu idi,
av çoban köpekleri, hep onun oğlu idi.
kuzey-batı asya'da güya "it-barak" vardı,
türklerse iç asya'da, onlara uzaklardı.
başları köpek imiş, vücutları insanmış,
renkleriyse karaymış, sanki kara şeytanmış.
kadınları güzelmiş, türklerden kaçmaz imiş,
ilâç sürünürlermiş, ok mızrak batmaz imiş.
destanda denilmiş ki, oğuz-han yenilmişti,
bir adaya sığınıp toplanıp derilmişti.
on yedi sene sonra, oğuz onları yendi.
kadınlar yardım etti, orada savaş dindi.
oğuz bu bölgeleri, "kıpçak-beğ" e il verdi,
bunun için türkler de, oraya "kıpçak" derdi.