Türk İnsanı Neden İkinci El Alışverişi Sevmiyor?
Sosyal sınıf algısı
türk insanının ikinci el alışverişi sevmemesinin nedeni büyük bir olasılıkla; türk toplumunda kullanılan eşyanın genelde daha düşük gelir düzeyindeki insanlara (bedava) verilmesidir. bu yüzdendir ki, ikinci el eşya kullanmak bu ülkede insanlara kendilerini kötü, aşağılanmış ya da toplumsal açıdan karşı tarafa göre daha alt seviyede hissettirmektedir.
bebek arabasından kıyafete, koltuktan mutfak eşyasına, eskiyen ya da daha iyisi alınan eşyalar (özellikle internet alışverişi çıkmadan önce) gündelikçiye, apartman görevlisine, bir tanıdığın zor durumdaki akrabasına falan verilirdi. ikinci el eşyaya yönelik alım-satım, pazar, piyasa görüşü yoktur o yüzden, ikinci el eşyalar onu almaya "gücü yetmediği" için başkaları tarafından verilen şeylerdir.
özellikle abd'deki kapitalist yapıda ise bu eşyaların fazlaca gelişmiş bir pazarı vardır ve az çok piyasa dengeleri işlemektedir. onlar için el değiştirmedir bu işlem bizdekinin aksine. aradığın ürünü belirlersin, fiyatları ve durumlarını karşılaştırırsın, parasını verir alırsın. gururlanarak ne kadar aza aldığını da eş dost sohbetinde araya sıkıştırabilirsin.
her ne kadar bizde de böyle bir pazar gelişmeye başlasa da internetin yayılmasıyla, eskilerden gelen bu ikinci el malın yalnızca "yardım için verilen" bir şey olduğu algısını kırmak zor bir şey. hâl böyle olunca da genel olarak ikinci el alışveriş sevilmiyor.
Dürüstlük
milletimizin dürüst olmaması, ikinci el alışverişin sevilmemesinde önemli etkenlerden biridir. bir eşya satacağı zaman onunla ilgili bilgileri dürüstçe paylaşan insan sayısı çok az. nasılsa sattıktan sonrası umrunda olmuyor kimsenin. dolayısıyla elektronik eşya gibi şeylerde satan kişi tanıdık biri değilse asla almam.
ama açıkçası mobilyada ikinci el almayı seviyorum. şu an için bir kanepe ve birkaç sandalye kadar eşya var evde ve yetiyor. kalan birkaç eksiği de ikinci el alarak tamamlıcam ilerleyen zamanlarda. özellikle eski ahşap koltuklar, dolaplar vs. çok çok güzel. hem hesaplı hem de karakteri olan eşyalar almak mümkünken yeni diye niye daha çok para verelim ki? saçma.
"El alem ne der" korkusu
ikinci el alışveriş, başkaları tarafından yanlış anlaşılma “etraf ne der” korkusuyla sevilmeyen bir yöntemdir. batıda insanlar bunu rahatça yapar. kapalı garaj alanları olduğu gibi, her mahallenin bir sokağı bir günlüğüne o sokak sakinleri tarafından ikinci el pazarına dönüştürülür. burada satan da alan da karlıdır. bizde ise eski yeşilçam film sahneleri gibi; "sadece düşmüşler, ezikler, paraya çok ihtiyacı olan yoksullar ancak kendi eşyalarını satar ya da o pazardan alır" düşüncesi vardır.
yıllar önce ben de bu tip etkinliklere katılarak evimdeki fazla işe yaramayan eşyaları satardım. böylece fazlalıklardan kurtulduğum gibi, cebime para girerken alıcı da piyasada alacağı malı benden çok ucuza almanın rahatlığını yaşardı.
bir gün iş yerindeki türk arkadaşlara bana katılıp birlikte masa kiralayıp satmayı önerdiğimde reddetmişlerdi. nedeni“ filancanın karısı bitpazarına düşmüş, çok yoksul kalmış” dedikoduları ve “ben karıma bitpazarında satış yaptırtmam, akrabalar eş-dost ne der” veya “avrupa'larda bitpazarına düşmüşler”söylentilerinden çekinmeleriydi.
avrupa'da yaşayan bazı göçmenlerimizin buralarda temizlik işlerinde çalıştıkları halde türkiye’ye gidip, eş-dost ve akrabadan bunu gizleyip, memur ya da öğretmenlik yaptıklarını söylemelerini düşünürsek hiç şaşırtmayan tutumdur.
eskicide masa kiralayıp satış yapan bana gelince: fakirlikten sokaklara düşmedim, yoksulluktan çöpleri karıştırmadım, sadece masa kiraladım. satışla fazla eşyalarımdan kurtuldum; eski longplay’ler, eski dergiler, cd’ler ve kitaplar satarak kar ettim. benimle birlikte satış yapan bir yığın isveçli aileyle tanıştım.
bit pazarı da denilen ikinci elden satış yerleri aynı zamanda bir kültürdür. buradaki satıcılar bu işi para için yapmazlar. mağazadan çok pahalıya satılan bir malı burada çok ucuza alabilir, aynı zamanda antika fuarları gibi, çok değerli ve eskiye ait güzel şeyleri de bulma şansınız olur.
Kapitalizm
çoğu ürün büyük kapitalist firmalar tarafından özellikle hızla eskiyip yenisini aldırmaya teşvik edecek şekilde üretilmeye başladı. haliyle birinci el alan eskiyene kadar kullandıktan sonra o ürün artık işlevsiz hale geliyor, ikinci el pazarına düşmüyor.