Türk Basketbolunu Değiştiren Olay: 1996'da Efes Pilsen'in Koraç Kupası'nı Kazanması
olayın özeti
1996 yılında efes pilsen'in çeyrek finalde fenerbahçe, yarı finalde teamsystem bologna, finalde de tanjevicli stefanel milano'yu eleyerek kazandığı kupadır koraç kupası... o zamanların euroleague'inde her ülkeden bir takımın yer alması sebebiyle çok güçlü takımların yer aldığı bir kupaydı bu kupa, o yüzden günümüzde bir karşılığı yoktur. efes pilsen'in elediği italyan takımları o sene için avrupa'nın en iyi 3-5 takımındandı...
yarı finaldeki rakibi teamsystem bologna'yı istanbul'da çok farklı yenmesinden sonra deplasmanda petar naumoski'nin erken faul problemine girmesi sebebiyle alışmadığımız bir şekilde oynamıştır efes pilsen, izleyen herkes bir miktar korkmuştur ancak ufuk sarıca ve arkadaşları maçı zora sokmadan ufak bir sayı farkıyla kaybederek finale yükselmişlerdir...
finalde de istanbul'da volkan aydın'ın son saniye turnikesiyle 8 sayıyla kazanmış, deplasmanda 7 sayıyla kaybederek bu önemli kupayı kazanmıştır efes pilsen. o zamanki kurallarda topu oyuna sokmasan da süre işlediği için ufuk sarıca son 3 saniyeyi topu oyuna sokmadan bitirmiş ve maçın bitmesiyle beraber topu havaya dikmiştir, bize de sevinç gözyaşları kalmıştır.
maçtan sonra reha muhtar'ın ateş hattı adlı programı sesi kısılmış ve ağlamaklı gözlerle açması da şahsen benim hatırımdadır...
finalin 1. maçı: 6 mart 1996 efes pilsen stefanel milano maçı
eski güzel günleri akıllara getiren, unutulmayacak bir maç. efes'imizin koraç kupası finalinin ilk maçı. yer abdi ipekçi. hınca hınç dolmuş, türkiye, beşiktaş, fenerbahçe, galatasaray ve trabzonspor'un büyük ebatlarda bayraklarının asıldığı, milli duyguların aşırı kabardığı bir maç. efes'imiz maçı 76-68 kazanmıştı. tam da sevinememiştik aslında, çünkü bu 8 sayılık fark bize yetmeyebilirdi italya'daki rövanş için. ama efes'imiz orada 77-70 yenilerek aradaki o 1 sayılık farkla adını altın harflerle basketbol tarihine yazdırıyordu. ertesi gün tüm gazeteler haberi ilk sayfadan vermişti. hürriyet'in başlığı ise hala gözümün önünde. harikasınız...
finalin 2. maçı: 13 mart 1996 stefanel milano efes pilsen maçı
son saniyeleri asla aklımdan çıkmayacak maçtır. skor 74-69, murat evliyaoğlu'na faul yapılmıştır. iki serbest atış kullanacak, bu iki atıştan birisini sayıya çevirmesi kupayı efese garantiletecektir. nefesler tutulmuştur, murat evliyaoğlu ilk atışını baskete çevirir. ve arkasını dönüp elini yumruk yapip ağzına götürerek bir zafer işareti yapar (garip bir detay olarak aklımda kaldı). 2. atışı kaçırır. skor 74-70 olur. milano'nun 6-7 saniyelik hücumunda gentilein 3 sayılık basketi italyan ekibe yetmez. ardından murat murathanoğlu'nun kupa bizim, kupa bizim, kupa bizim bağırışları hiçbir zaman hafızamdan çıkmayacak üzere yerleşir beynimin bir köşesine.
bana çocukluğumun en mutlu günlerinden birisini yaşatmış, o gece evde basket topu gibi zıp zıp zıp zıplamama vesile olmuş, dvd'sinin çıkması, bantlardan defalarca yayınlanması gereken maç.
anlattığım kısım şurada da mevcutmuş.
finale dair
13 mart 1996 stefanel milano efes pilsen maçı, her ne kadar o dönemin üç numaralı kupası olan koraç kupası'nın finali de olsa, rakibin kupa 3 seviyesinin çok üzerinde olduğunu rahatlıkla söylemek mümkündü. stefanel milano, avrupa basketbolunda dönemin en önemli birkaç yıldızından iki tanesi olan gregor fucka ve dejan bodiroga’nın yanısıra hiç de yabana atılamayacak bir nba kariyerine sahip rolando blackman’i de kadrosunda bulunduruyordu.
aydın örs ve öğrencileri işte böyle bir takımı geçerek türk basketboluna ilk uluslararası kupasını kazandırmıştı.
maçın bir diğer ilginç özelliği ise bu maçta karşı karşıya gelen aydın örs ve bogdan tanjevic’in ilerleyen yıllarda milli takıma tarihinin en büyük iki başarısını kazandıracak koçlar olmasıydı.
tam olarak hangi seviyedeydi bu kupa?
bu kupanın oynandığı dönemde avrupa'nın "3 numaralı kupası olduğu bilgisi" eğer zorluk açısından değerlendiriliyorsa yanlıştır. doksanlı yıllarda avrupa futbolunda uefa kupası nasıl güçlü bir kupaysa basketbolda da koraç öyleydi. nasıl birçok kaliteli futbol takımı doksanlarda şampiyonlar ligi'ndeki takım sayısının kısıtlı olması nedeniyle uefa'da mücadele ediyorsa, aynısı basketbol için de geçerliydi: birçok üst düzey basketbol takımı fiba euroleague'e katılamayıp koraç'a dahil olurdu. zaten o günlerde şampiyon olan takımlara bakarsanız ne denli güçlü bir kupa olduğunu görürsünüz.
finalin son anları
bence en büyük başarı, kadrosunu en iyi sayabildiğiniz takımın elde ettiği başarıdır
liseli olup da yaşı yetmeyenler dışında herkes şu takımı hatırlar herhalde:
petar naumoski
tamer oyguç
ufuk sarıca
volkan aydın
conrad mcrae
ve başlarında aydın örs...
son söz
her ne kadar 21 mayıs 2017 fenerbahçe olimpiakos maçı sonrasında basketbol tarihimizin kulüpler bazında en büyük başarısını yakalasak da, basketbolumuzun yeni yeni filizlendiği eski türkiye'de, çoğunluğu türk oyuncularla (o zamanlar 2 yabancı sınırlaması vardı) ve türk antrenörle gerçekleştirilen, her şeyin başladığı final serisidir. bugün bir kez daha aydın örs ve talebelerine selam gönderiyoruz.
bonus: düzenlendiği 1972-2002 yılları arasında bu kupayı kazanan kulüpler şöyledir
1972: kk cibona zagreb
1973: pallacanestro cantu
1974: pallacanestro cantu
1975: pallacanestro cantu
1976: kk split
1977: kk split
1978: partizan
1979: partizan
1980: sebastiani rieti
1981: joventut badalona
1982: csp limoges
1983: csp limoges
1984: eb pau-orthez
1985: olimpia milano
1986: virtus roma
1987: fc barcelona
1988: real madrid
1989: partizan
1990: joventut badalona
1991: pallacanestro cantu
1992: virtus roma
1993: olimpia milano
1994: paok thessaloniki
1995: alba berlin
1996: efes pilsen
1997: aris thessaloniki
1998: scaligera verona
1999: fc barcelona
2000: csp limoges
2001: cb malaga
2002: sluc nancy