Tüm Zamanların En İyi Caz Albümleri
15. Waltz for Debby - Bill Evans (1961)
dünya üzerinde yayınlanmış en iyi 5-10 albümden birisi de budur. gerekli imkan ve tesisler bana sağlanabilirse bunu bütün insanlığa kanıtlayabilirim.
öyle ki, evren üzerindeki en iyi açılış şarkısı olan my foolish heart'ı ömrümün sonuna kadar dinleyeceğime yeminler edebilirim.
14. Out to Lunch! - Eric Dolphy (1964)
eric dolphy'nin en popüler albümüdür. artık ne biçim bir öğle yemeği ise bu, herifi diyabetik komadan öldürmüş üç ay sonra. çok ilginç ve tasvir etmesi zor bir albümdür. bir o kadar da çekicidir. ilk şarkı hat and beard bildiğim kadarıyla thelonious monk onuruna kaydedilmiş bir şarkıdır. dolphy son iki şarkı hariç saksafon çalmaz, bas klarnet ve flütleri üstlenir. trompetlerde freddie hubbard çok başarılıdır. davullarda da tony williams olduğunu söylemezsem çok yanlış olacak.
ekleme: hadi onu geçelim, sen o kadar şeyi söyle sonra git vibrafonda 76 beat edebiyatı gücünde cazcı olan bobby hutcherson çaldığını belirtme. iğrendim lan kendimden. net diyorum.
13. The Blues and the Abstract Truth - Oliver Nelson (1961)
oliver nelson'ın kırk üç yıllık hayatında yapıp yapabileceği en büyük eser; hiç şüphesiz creed taylor'ın zirveye oynadığı yıllarda (1961) impulse records'un -ve caz tarihinin- sağlam albümlerinden hard/post bop keyfi. (burada açmak lazım, blues'dan kopamayan hard bop'ın üzerine progresif post-bop sosu bana kalırsa modern caza adım adım ilerleyişi simgeliyor. bu nedenle her iki türü de (post bop/hard bop) barındırdığını söylersek yalan olmaz.)
öncelikle kadrosuyla "bambaşka" bir albüm the blues and the abstract truth. alto/tenor saksofoncu oliver nelson'ın yanında efsaneler efsanesi kontrbasçı paul chambers ve cool jazz'in melankolik piyano virtüözü bill evans'ın varlığı yeter diyeceğim, ancak avant-garde tanrısı eric dolphy, tüm zamanların en iyi trompetçilerinden freddie hubbard, bariton saksofoncu george barrow ve altmışların sağlam bateristlerinden roy haynes ile birlikte kind of blue tadında bir albüm olmuş, hatta bir başka (underrated) kind of blue yarattığını söylersek yalan olmaz. kanımca virtüözlerin bireysel başarılarının yanında tamamen ayrı ekollerden ilerlemeleri albümün bu denli leziz olmasını kanıtlar nitelikte. paul chambers ve bill evans ne kadar melankolikse hub ve nelson o denli hard-bop savunucusu, üstelik yanlarında harmony ve chord kavramlarından pek de memnun olmayan eric dolphy var. kısacası, ayrı yollarda ilerlemiş büyük ustaların birleşiminden doğan kutsal müzik odayı doldurduğunda mutlu olmamak elde değil.
12. Speak No Evil - Wayne Shorter (1964)
caz tarihinin kilometre taşlarından, 24 aralık 1964'te blue note stüdyolarında kaydedilmiş efsanevi wayne shorter albümü. öyle ki, mr. shorter'ın yaklaşık kırk yıl sonra piyasaya sürülen the best of'u bile bu albüm kadar tutmadı, ilgi görmedi. hard bop ve post bop arasında modal geçiş gösteren nefis albüm, yatay modal armoninin en leziz örneklerini sunuyor bizlere. kimi zaman avant-garde olarak da yorumlanan bu albüm, elbette albüme adını veren dördüncü parça speak no evil ile standartlaşıp, o dönem nesuhi ertegün'ün atlantic records'u ile rekabet içinde olan blue note'un altmışlarda birkaç altın plak elde etmesinin kaynaklarından biri oldu.
11. Stan Getz And João Gilberto: Getz/Gilberto (1964)
antonio carlos jobim tarafından aranje edilen, yine ağırlıklı olarak jobim'in bestelerinden oluşan bir stan getz ve joão gilberto şaheseri. bossa nova adı verilen müziğin tepe noktası, tüm caz ve müzik tarihinin en görkemli albümlerinden biri. stan getz saksofonuyla, joão gilberto da gitarıyla jobim'in en harika şarkılarının önemli bir bölümünü tatlı tatlı şekillendirmişler, kadın vokal gerektiren bölümlerde ise payeyi joão'nun karısı olan ve bu albüme dek herhangi bir kayıtta şarkı söylememiş olan astrud gilberto'ya ayırmışlardır. gitaristin karısı kontenjanından kadroya giren astrud olağanüstü bir iş çıkararak (bkz: the girl from ipanema) (bkz: corcovado) kısa sürede uluslararası bir yıldıza dönüşmüştür.
10. The Shape of Jazz to Come - Ornette Coleman (1959)
ornette coleman'ın harmolodic anlayışının başlangıcı diyebileceğimiz, 22 mayıs 1959'da atlantic recordings stüdyolarında kaydedilmiş ornette coleman quartet albümü. bu albümle birlikte hard bop dönemi avant-garde'dan da öte; ilk kez free jazz'in varlığından ciddi ölçüde haberdar olmuş, coleman'ın yıllardır küçümsenen "yeni şey"i dikkat çekmeye başlamış, henüz gelecek nesilleri etkileyeceği kestirilemese de yeni dünyada adeta "şok" etkisi yaratmıştır bu kudretli kayıt.
tarihteki en iyi caz albümlerinden, daha ne denebilir ki?
9. Saxophone Colossus - Sonny Rollins (1957)
prestige recordings'in ellilerin ortasında caz alanında devleşmesini sağlayan efsanevi sonny rollins albümü. tenor saksofonda elbette üstat rollins'i dinlerken davulda max roach'u, -ki max roach'un caz dünyasının en iyi 5 bateristinden biri olduğu tartışılmaz gerçektir.- piyanoda giant steps'ten hatırlayacağımız tommy flanagan'i ve kontrbassta henüz yirmi sekiz yaşında trafik kazasında aramızdan ayrılan başarılı cazcılardan doug vatkins'i dinlemekteyiz.
her parçası sayısız defa çalınarak caz standardı haline gelmiş 1956 çıkışlı bu öncü albüm, rollins'in kariyerindeki altın yılların başlangıcı olarak görülmektedir.
8. Bitches Brew - Miles Davis (1970)
miles davis'in şahsımın en sevilen müzisyenler listesinde onlarca sanatçı arasında üst sıralara oynamasına sebep olan albüm. dünya 21. yüzyılın rock müziği elektronik müziktir tartışmalarıyla çalkalanadursun, üstat evrendeki ilk elektronik jazz denemesi olan bu albümü 1969'da zamanın yarım asır ötesine giderekten kaydetmiş. birden fazla davulla yakaladığı sound, sythesizer'ın yeni keşfedildiği o yıllarda öyle syntyhsize yapılmaz böyle yapılır dercesine ritim ve loop dersleri veriyor bize. intelligent dance music'in kaşifi authecre'dır diyenlere selam ediyor ve akıllı akıllı dans etmeye başlayın diyor, pharaoh's dance ile mısır dansı yapmaya başlıyorsunuz.
the beatles keşfettiği yeni oyuncağı saykodeli ile elektroniği gizli gizli yaptığı kayıtlarla oynaştırırken (bkz: carnival of light) miles davis 13 tane aklı başında müzisyeni etrafına toplayarak albüm yapıyor, üstelik alternatifliğine ve "dinlenmesi zor" yorumlarına rağmen yarım milyon satıyor. kalburüstü birçok müzisyenin ilham kaynağı olan bu albümün tadını çıkarmak da biz müzikseverlerin boynunun borcu oluyor.
7. Blue Train - John Coltrane (1958)
john coltrane’in bilinen ve 1957’de long play’e, blue note tarafından kaydedilen ilk albümüdür. albümün bu ilk kaydında bu müzik dehasının "blue train", "moment's notice", "locomotion", "i'm old fashioned", "lazy bird" olarak bilinen 5 parçası yer almıştır. bu albüm (1997'deki coverinde ise) bulunan master kayıtlarında yer alan, ilk kayıttaki iki parçanın farklı yorumları da ilave edilerek "blue train (alternate take)" ve "lazy bird (alternate take)" ile birlikte yayınlanmıştır.
6. Somethin' Else - Cannonball Adderley (1958)
cool jazz soslu hard bop albümü, belki de blue note records'un en çok satan ve tüm zamanların en iyi bilinen birkaç caz albümünden biri.
alto saksofonda cannonball adderley, trompette miles davis, piyanoda hank jones, kontrbasta dönemin en iyilerinden sam jones ve davulda ellileri art blakey and the jazz messengers ile sallamış art blakey'den; bir başka deyişle yıldızlar karmasından ibarettir somethin' else.
1958 mart'ında çıkmış, geç sürüm nedeniyle 1959'da sevenlerinin eline ulaşmış çok başarılı, her cazseverin arşivinde bulunmasını ekseriyetle önerdiğim mükemmel bir albüm. deneyin, farkına varacaksınız.
5. Time Out - Dave Brubeck Quartet (1959)
dave brubeck quartet'in 1959 yılında columbia records tarafından yayınlanan ünlü albümü. new york city'deki columbia's 30th street studio'da dave brubeck'in genel çizgisine uygun olan aksak ritmlerle kaydedilmiş tarihi bir albümdür. ayrıca riaa tarafından platin plakla ödüllendirilmiş gerçekten çok başarılı bir çalışmadır. albümde piyanodaki dave brubeck'e, alto saksafonda paul desmond, bassta eugene wright ve davulda joe morello eşlik etmiştir. paul desmond'a ait olan meşhur take five dışında, albümdeki diğer 6 parça da brubeck'e aittir. 1961 yılında bilboard amerika'da 2 numaraya kadar yükselmiş gerçekten önemli bir albümdür. ayrıca caz tarihinde 1 milyondan fazla satabilen ilk albüm de olmuştur.
4. The Black Saint and the Sinner Lady - Charles Mingus (1963)
1963 tarihli bu kompozisyon charles mingus'un en büyük başyapıtı, magnum opus'u olmakla kalmaz (evet, magnum opus'unu pithecanthropus erectus'u, mingus ah um'u, blues & roots'u, oh yeah'i ve tijuana moods'u yaptıktan sonraya saklayacak bir adam bu), caz ve hatta tüm müzik tarihinin en iyi albümlerinden biri olarak gösterilir. 6 bölümden oluşan 4 şarkılık kompozisyonun müzikal değeri kind of blue'dan ve a love supreme'dan daha az değildir, ki bilenler bilir, bu ne de çok şey söylemektir. ve böylesi iltifatları hak eden bir klasik için uzunlamasına bir kritik yapmak ne zor ve belki de gereksiz iştir. dinlensin.
3. A Love Supreme - John Coltrane (1965)
üç-dört yıldır yükselmekte olan free jazz'in kapısından modal açıyla bakan bir coltrane gördüğümüz impulse! records'tan 9 aralık 1965 tarihinde çıkmış leziz john coltrane albümü. farklı yorumları, farklı listeleri bir kenara koyarsak dört şarkılık bir devinim, bir başka caz devrimidir a love supreme.
albert ayler'ın coltrane'i peygamber ilan ettiği albüm a love supreme. giant steps'in yıkıcılığı ve my favorite things'in sürrealizmi buluşmuş; diyecek hiçbir şey yok!
belki de, redman'ın anlattıklarından çıkacak özet o satırlarda:
"you can't get purer than coltrane."
2. Mingus Ah Um - Charles Mingus (1959)
caz tarihinin kilometre taşlarından, içerdiği on iki parçanın tümünün standartlaştığı [yine tarihin en vurucu albümlerinin çıktığı o müthiş yılda piyasaya sürülmüş] 1959 columbia records çıkışlı charles mingus albümü. sadece yedi kişiyle adeta big bandlere bedel enfes cazın ta kendisi olarak bu güzide albümde mingus'a altoda john handy, tenor saksofonda kadim dostlarından booker ervin ve -the clown'dan tanıdık gelecek- shafi hadi eşlik etmekte. hard bop döneminin en azından mingus için favori piyanisti horace parlan, "mingus'ın tromboncusu" olarak anılan jimmy knepper ve ömrünün sonuna kadar mingus'a eşlik eden davulcu dannie richmond ise adeta üzerinde mingus'ın yürüdüğü uçan halıyı örüyorlar.
1. Kind of Blue - Miles Davis (1959)
öyle bir albüm düşünün ki, müzikal deha miles davis, tüm zamanların en iyi alto ve tenor saksofoncuları cannonball adderley ve john coltrane, yine tüm zamanların en iyi caz piyanistlerinden bill evans ve hard bop piyanistlerinin belki de en improvizelerinden wynton kelly, sayısız cazcının arkasındaki kontrbasslardan sorumlu olmuş, coltrane'in adına şarkı ithaf ettiği paul chambers ve bir başka yetenek jimmy cobb birlikte çalsınlar.
gelmiş geçmiş en iyi albümlerden biri olarak kabul edilen ve cool jazz'in en önemli kilometre taşı olan kind of blue, günümüzde bir caz standardı haline gelen 5 parça barındırıyor. her biri ayrı tatta, apayrı renkte beş (flamenco sketches'in alternate take'i ile altı) parça. yine de ayrımcılık yapıp all blues ve blue in green'i ayrı bir yere koyarım, bu da kişisel tercihimdir.