Tükiye'de 90'lı Yıllar Neden Birçok İnsan İçin Çok Özel Bir Yere Sahip?

Türkiye'de pek çok kişi neden 1990'lı yıllara dair özlem duyuyor?
Tükiye'de 90'lı Yıllar Neden Birçok İnsan İçin Çok Özel Bir Yere Sahip?

her on yıllık dönemin, belirli miladi olaylar üzerinden tanımlanabilecek bir başlangıcı ve sonu vardır. bu olaylar, takvimde bir gün belirleyip süreci aniden değiştirmez; ancak bir dönemin sonunu ve bir sonraki dönemin başlangıcını simgeler. örneğin 1990’lar açısından, dönemin başlangıcı soğuk savaşın sona ermesi ve berlin duvarı’nın yıkılmasıyla işaretlenebilirken, dönemin sonu türkiye’de 17 ağustos depremi veya akp'nin tek başına iktidar olması olabilir ve dünya için 11 eylül saldırıları ile işaretlenebilir.

sonraki on yıllık süreçler için de 2008 ekonomik krizi ve ardında gelen korona pandemisi, benzer şekilde milat niteliği taşıyan olaylar olarak değerlendirilebilir.

90’lara duyulan nostaljinin sebepleri çoğu zaman yanlış yorumlanıyor. basitçe çocukluk özlemi gibi değerlendirilmesi algısı yanıltıcı, asıl neden dönemin sosyal, ekonomik ve kültürel yapısıyla ilgili zira. 90’larda, özgürlük ve ileriye dönük pozitif ilerleme hissi görece güçlüydü; liberal ekonomik politikalar ve fırsatlar daha erişilebilirdi.

90’ların başında ekonomik sıkıntılar vardı; ancak bugünkü durumla kıyaslanamazdı. insanlar emeklilik ikramiyeleriyle ev ve araba alabilir, gelir eşitsizliği makul bir seviyede yaşanabiliyordu. iş bulmak daha kolaydı ve maaşlar çoğunlukla tatmin ediciydi. emlak sektörü abartılı fiyatlarla dolu değildi; borç ve tanıdık ilişkileriyle en azından bir ev sahibi olabilmek mümkündü.

hayat oldukça sosyaldi. hafta sonları arkadaşlarla ucuza dışarıda vakit geçirmek, müzik gruplarını izlemek sıradandı. dünya çapındaki sanatçılar türkiye’de konser vermeye başlamış, spor müsabakaları çoğunlukla ücretsiz ve şifresiz olarak televizyonda yayınlanıyordu. ve evet, o zamanlar sinema hala sanatla ilgileniyordu; süper kahraman filmleri tüm salonları ele geçirmemiş, dümdüz ritim ve keko rap hala bir kenarda duruyordu.

siyasi kutuplaşma vardı, ancak bugünkü kadar sert değildi. seçimler güvenilir olarak görülür ve kuvvetler ayrılığı hissedilirdi; her seçimin son demokratik eylem ya da bir iç savaş korkusu olduğu hissi ile yaşamıyorduk.

genel olarak 90’lar birçok açıdan daha iyiydi; ancak aynı zamanda bir rehavet dönemiydi de. bugün özgürlükler kısıtlanmış, hayat belirsizliklerle dolu, bilgi ve yanlış bilgi bolluğu hakim. kurumlara güven çökmüş, uçaklarda sıvı kısıtlamaları, güvenlik kontrolleri gibi yeni normlar gündeme gelmişti. oligarklar çağı başlayıp, ultra zenginliğin gösterişi sıradanlaşmış, belirli markalar ve ürünler arasındaki farklar giderek belirginleşmişti. konut, sağlık ve eğitim gibi temel hizmetler artık birçok kişi için özel sektöre bağlı hale gelmişti.

birçok kişi için nostalji, sadece çocukluk özgürlüğünü hatırlamaktan kaynaklanıyor olabilir: ailenizden uzakta, sokakta özgürce dolaşmak; akşam yemeğine yetişmek için endişelenmeden vakit geçirmek. sokaklar daha güvenliydi ve sosyal etkileşimler için en doğal yol yüz yüze buluşmaktı zaten. 90’lar, bu özgürlük ve erişilebilir fırsatlar dönemiydi; bu yüzden hatırlanması hem huzurlu hem de eksikliği hissedilen bir zaman dilimi olarak öne çıkıyor.

90’lar, bir anlamda müzik ve sinemada hala ruhun var olduğu, toplumsal yaşamın daha insancıl olduğu, özgürlük hissinin yoğun olduğu bir dönemin sembolüydü.

zaman geçtikçe "90'lar daha mı özeldi?" sorunun cevabı net şekilde: "evet" . insanlar bunun daha iyi olduğunu söylüyor çünkü insanlığın teknolojiyle değiştirilmediği son çağdı. genç ya da çocuk olan kuşak insanları okul müfredatının dışında kitaplar okumaya ve kendi başlarına düşünmeye yöneltti. fikirlerinin çoğu müzikte, sanatta ve bir şekilde kamu figürü iseler başkalarını nasıl motive ettiklerinde yansıdı. mahremiyetin ihlali yeni norm haline gelmeden önceki son özgürlük dönemiydi.
...

kimse 90'lar mükemmeldi, kusursuzdu, şöyle şahaneydi vs minvalinde iddialarda bulunmuyor. evet tabii ki 90'lı yıllarda bir sürü trajedi, kötü uygulama, iğrenç politikalar vs var. ama kimse o dönem için ütopik bir zaman dilimi olarak analiz yapmıyor zaten. 90'lar tüm dünya için özeldi. çünkü bazı şeylerin, kimi değişim umutlarının, pozitif eğri ile dünyanın daha iyi bir yer olacağına dair inancın kırılma noktası olabilir.

2000'li yıllar ile mortgage krizi ve fed para politikaları değişikliği ile sonraki değişen dönem her ne kadar bir refah dönemi de olsa hiçbir kimse tarafından aynı nostalji ile anılmıyor. bu bir illüzyon değil, ya da sadece türkiye özelinde bir duygu durumu da değil. bazı şeyler subjektif olabilir elbet, ama objektif olarak 90’lar insanlığın analog sonrası ama dijital öncesi son dengeli çağıydı.

internet vardı ama hayatı esir almamıştı. müzik endüstrisi çökmemiş, sinema algoritmaların eline düşmemiş, şehirler mega-mülkiyet krizleriyle boğulmamıştı. gelir eşitsizliği bugünkü uçurumda değildi, konut piyasası küresel finans çarklarının içine sıkışmamıştı, mahremiyet standart bir insan hakkıydı, gözetim toplumu henüz bir kavram bile değildi.

yani nostalji sadece "biz çocuktuk ehe ehee" ebleh romantizmi değil; bugün en temel hak ve ihtiyaçlarımızı gasp eden yapısal bozulmaların henüz yaşanmamış olmasına dair hatıra. 90’ların hatırlattığı şey aslında her şeyin daha mümkün olduğu bir dünyaya olan özlem. bu yüzden dünyanın her köşesinde insanlar o dönemi özlüyor, yoksa kimse faili meçhulleri, terörü, ekonomik çalkantıları ya da siyasetin garabetini idealize etmiyor. çoğu insanın hatırladığı şey, bugünün aksine, umut edilebilir bir gelecek ihtimalinin varlığıydı sadece. bilmem anlatabildim mi?