Trump ile Kamala Harris'in Canlı Yayında Karşı Karşıya Geldiği Tartışmanın Özeti
tartışmayı harris aldı, yok etmedi ama net aldı. özet kısmı buydu şimdi uzun uzun münazara öncesi olayları, münazarada konuşulanları ve münazara sonrasını yazayım.
münazara öncesi
trump ağustos ortasına kadar "münazara yok o gayrimeşru aday" diye ısrar etti, olacaksa fox'ta(fox orada sağcı) olsun diye ısrar etti hatta kamala abd'de mi doğdu sorguya çekti. tutmadı ikisi de 10 eylül'de(bizim saatle o meşhur 11 eylül'e denk geldi) abc kanalında yapıldı. daha sonra mikrofon açma kapama mevzusu oldu, abc "biri konuştuğunda öbürünün mikrofonu susturulacak" dedi, harris kampı "açık olsun ya trump saçmalar biz sustururuz" tarzında bir savunma yaptı ama durum değişmedi.
münazara
ekonomi- kamala harris "bak ben valla kapitalistim" tarzı bir konuşma yaptı, fırsat ekonomisi diye açılış yapıp ona tax cut buna tax cut dedi, ekonomik programına yazdığı şeylerdi. solcular bir göz devirmiştir ben de devirdim açıkçası.
trump gitti "mülteciler ekonomimizi yok ediyor, they terk er jerbs" dedi arada kamala harris'e ve babasına marksist dedi ki kadın 5 dakika önce fırsat ekonomisi falan diyordu. gıda ve benzin fiyatlarının artmasını da gösterdi ama oraya 10 saniye verebildi biraz geç kaldı. demokratların baskıda olduğu, kaybettiğini hissettiği konuda harris kazandı.
kürtaj- ekonomi demokratların kaybettiği cepheyse kürtaj cumhuriyetçilerin kaybettiği cepheydi, kadınlar 2022 ara seçiminde ankete cumhuriyetçi deyip sandıkta demokrat dedi bu yüzden. trump ortayı oynamaya çalıştı, cumhuriyetçilerin sevdiği "eyalet hakkı" lafına odaklandı eyaletlerde kürtajın oylamaya açıldığından ve herkesin bunu istediğinden bahsetti.
kamala harris ise "kadının vücüduna neden hükümet karışıyor, ölüm kalım meselesi veya tecavüz hamilelikleri gibi olaylarda dahi cumhuriyetçiler kürtaj istemiyor" dedi, kadınların kürtaj için başka eyalete gittiği ve project 2025 adında gayriresmi bir trump politikası kitabında cumhuriyetçilerin bu eyaletler arası seyahati de kısıtladığını söyledi. trump ortayı oynayıp kimseyi kazanamadı, kazanan harris.
savaşlar- yine demokratların baskıda olduğu alandı. moderatör netenyahu "görüşme falan yok" dediğini vurgulayıp harris'e sordu. harris duruşunu bozmayıp "ateşkes yaptıracağız ama israil dostumuz kendilerini savunma hakları var" dedi ama iki devletli çözümü savunduğunu yana sıkıştırdı, ukrayna'ya da yardımların aynen devam edeceğini söyledi.
trump ise savaşların biden ve harris'in suçu olduğunu, ukrayna'daki savaşı 24 saat içinde bitirebileceğini söyledi. israil konusunda "harris israil'den nefret ediyor, netenyahu'dan nefret ediyor" diye bir iddia attı ve abd'nin yemen'i bombalamasından bahsetti ki ben de duyunca şaşırdım. harris yemi yedi daha taze türk asıllı abd vatandaşını kafadan vuran israil'e dair "hayır ben israil'den nefret etmiyorum" dedi, bu tur trump'a yazıldı.
dış işleri- harris açılışı yaptı. putin ve xi gibi adamların trump'ı nasıl şamar oğlanı yaptığını, liderlerin ve askerlerin onla taşşak geçtiğini ve ona yağ çekerek kullanabildiğini söyledi. çin'e çip ihracatı yaparak askeri ekipmanda kullandıklarını ekleyip "sağcı medya bana çin ajanı diyor buyur" duruşunu da yaptı.
trump ise aynı liderlerin onu sevmediğini, asıl onu zayıf gördüğünü ve kulak asmadığını söyledi. ab'den nasıl askeri yardım karşılığı para vermeye zorladığını anlattı. türkiye'de "avrupa'ya racon kestim" diyen kazanırdı ama abd'de bu konuda harris ülkesinin içinde hatta lideri olduğu grubun yanında durdu.
sığınmacılar- bu yine cumhuriyetçilerin güçlü girdiği ama bir o kadar da trump'ın performansından korktukları konuydu. adam sıçtı batırdı, öbür konularda bu kadar net konuşmadım trump harbi sıçtı batırdı. ekonomide bahsettiği "they terk er jerbs" duruşunda kalsa kendi kitlesini korurdu ama mültecileri sokup trans yapıyorlar, mülteciler kedi köpek yiyor gibi abuk subuk şeyler dedi, harris'ten önce moderatörler yalanladı.
harris ise burada ortaya oynamayı seçti. sınır kontrolünde cumhuriyetçi üyelerin dahi evet oyu vermeye hazır olduğu kendi getirdikleri tasarıya trump'ın telefon araması ile hayır dedirttiğini, sınır güvenliğini değil partisini savunduğunu öne attı. harris bu konuyu da kazandı ama trump saçmalamasa kaybedermiş.
obamacare- bu tartışma kısa sürdü kazanan da yoktu. trump "ben obamacare'i geliştirecektim demokratlar engelledi" dedi kamala harris "rahmetli cumhuriyetçi john mccain hayır dedi de engellendi o gelişme falan değildi" dedi iki taraf da partilerinin 5 yıldır söylediği ve ortayı ikna etmeye çalıştığı şeyi tekrarladı.
seçim güvenliği- trump 6 ocak olaylarında sorumluluk almadı hatta "karşıdan(meclis üyeleri) ölen yok protestoculardan biri öldü" dedi, seçimin hala hileli olduğunu iddia etmeye devam ediyor. harris de trump'ın bu saldırıyı direkt tetiklediğini, bu sefer de kaybederse isyana davet ettiğini yineledi. bu seçmen kazanma veya kaybetme ile ilgili bir tartışma değildi.
mitingler- harris trump'ın ve jd vance'in mitinglerde saçma sapan konuştuğunu, milletin sıkılıp ortasında gittiğini ve hiçbir zaman politika veya halk hakkında konuşmayıp daima kendisi hakkında konuştuğunu söyledi.
trump "yalan söylüyor en coşkulu en büyük mitingler benim" dedi, tam trump cümlesiydi. üstüne harris'in parayla izleyici götürdüğünü ve kalabalık gözükmek için photoshop kullandığını iddia etti. bu da seçmen kazandıracak tartışma değil ama mitinglere harbiden göz attığında harris haklı olabilir.
münazara sonrası
münazara sonrası ekstra bir tartışma olmadı ama taylor swift kamala harris'e desteğini açıkladı. bu normalde çok abuk bir şey, bir şarkıcının fikrinden bize ne ama taylor swift abd'de "waffle house index" gibi çok dolaylı bir güç.