Tom Cruise'lu The Last Samurai Filmine İlham Vermesine Şaşırmayacağınız Gerçek Hikaye
bence tom cruise en güzel filmlerinden biri olan the last samurai'ı izlemeyeniniz yoktur. bende biraz japon hayranlığı olduğundan dolayı bu filmi birkaç kez izledim diyebilirim. fakat filmde geçen hikayenin gerçek bir hikayeye dayandırıldığını fazla kişi bilmez. aslında hikayemizdeki kaptan algren adlı karakterin aslında gerçek bir kişi olan fransız subay jules brunet'e dayanmasıdır olay.
şimdi asıl hikayemize bir bakalım
japonların meiji restorasyonu döneminde geçiyor bu öykü, yani bu döneme modernleşme çağı da diyebiliriz. bu dönemde japonya, imparator mutsuhito tarafından ilk kez kendisini dış dünyaya açmak zorunda kaldı ve japonlar abd ile kanagawa antlaşması imzalayarak, amerikan gemilerinin iki japon limanına yanaşmasına izin verdi. bu sayede amerika shimoda'da bir konsolosluk kurdu.
bu hızlı etkileşim tabii ki japonya için bir şok etkisi yarattı ve sonuç olarak, ulusun dünyanın geri kalanıyla birlikte modernleşmesi mi yoksa geleneksel olarak mı kalması gerektiği konusunda ikiye böldü.
bu arada, başka ülkelerde durur mu? 1866'da da fransız hükümeti, imparatorun ordusunu modernleştirmeye yardımcı olmak için japonya'ya bir grup askeri danışman göndermeye karar verdi. filmdeki hikayeden aşina olacağımız şekilde topçu okulundaki ve meksika'daki savaştaki seçkin performansı nedeniyle brunet, bu görev için biçilmiş bir kaftandı ve japon topçu birlikleri için iyi bir seçimdi.
japonya'ya beş subay dahil on beş üyeyle gelen fransızlar, yaklaşık bir yıl boyunca japon ordusunu eğittiler. hatta brunet japonya'dayken yüzbaşılığa bile terfi etti.
bu arada boshin savaşı patlak verdi. savaş dört gün sürerken, shogun kuvvetleri satsuma-choshu'nun 5.000'ine karşı 15.000 adamı olmasına rağmen, filmdeki gibi modern bir ekipman kullanmadıklarından dolayı emperyal birlikler için savaş kesin bir zaferle bitti. tabii ki bu güç karşısında birçok japon feodal lordu şogun tarafından imparator tarafına geçmesine neden yol açmıştır.
fakat bizim brunet'te de bu süre zarfında bir japon hayranlığı başlamış ve şogunluğun amirali olan enomoto takeaki ile kuzeye başkent edo'ya (günümüz tokyo'su) kaçmıştır. birkaç çatışma ve olaydan sonra brunet ve enomoto kuzeye, hokkaido adasına kaçtı. burada kalan tokugawa liderleri, japon emperyal devletine karşı mücadelelerini sürdüren ezo cumhuriyeti'ni kurdu.
bu noktada, brunet bir samuray gibi davranarak teslim olmayı hayatından çıkarmıştı. boshin savaşı'nın devamı niteliğinde olan hokkaido liman kentinde ki hakodate'de savaşı, tam tamına altı ay sürmüş ve bu savaşta 7.000 imparatorluk birliğine karşın, 3.000 tokugawa asisi savaşmıştır.
fakat brunet ve yanındaki tokugawa asileri ellerinden gelenin en iyisini yaptılarsa da, ancak büyük ölçüde emperyal güçlerin teknolojik üstünlüğü nedeniyle çıktıkları bu yolda savaşı kaybetmişlerdi.
kaybeden tarafın son samurayı olan brunet, artık japonya'da aranan bir adamdı. neyse ki, fransız savaş gemisi coëtlogon onu hokkaido'dan tam zamanında tahliye etti ve kendisini fransa'ya geri götürdü.
bu arada japon hükümeti, brunet'in savaşta şogunluğa verdiği destekten dolayı cezalandırılmasını talep etse de, fransız hükümeti bu istek karşısında kılını kıpırdatmadı. daha sonra brunet'i prusya savaşı gibi savaşlara katıldı ve buradaki başarılarından dolayı devlet onu tümen generalliğine terfi ettirdi.
tarih ocak 1903'te brunet, ordu rezervinde emekli olur ve uzun bir hastalık döneminden sonra 13 ağustos 1911'de fontenay-sous-bois'da ölür.