The Shawshank Redemption'ın Sonu Aslında Bildiğimizden Farklı mı Bitiyor?
the shawshank redemption, yılda bir kere tekrar okuduğum stephen king hikayesidir
film, different seasons (bizde kuşku mevsimi) hikaye kitabında yer alan aynı isimli hikayeden esinlenerek çekilmiştir. bu hikayenin yer aldığı 527 sayfalık orjinal kitapta toplam 4 tane hikaye bulunur. her mevsim için bir hikaye! rita hayworth and shawshank redemption, "hope springs eternal" bölümünde. bahar kelimesi ile kelime oyunu yapmış. google translete "umut sonsuza dek sürer" diye çeviriyor ama spring'in bir sözlük anlamı da tahliye etmek/olmak :) bayılıyorum adama bu yüzden, aşırı çok sever kelime oyunlarını. hastasıyız ayhan sicimoğlu'nun deyimiyle. diğerlerinde de kelime oyunu var mevsim adlarıyla: "summer of corruption" 'da apt pupil (summer, oxford'a göre summoner ile aynı anlamda ve çağırıcı demek. (nazi zülmünün) bozgunculuğunun, kötülüğünün geri çağırıcısı (bkz: #146844635)); "fall from innocence"da the body (düşmek, kaybolmak ile sonbahar aynı anlamda yine) ve "a winter's tale" 'de the breathing method.
orjinal basım kitabın sonundaki afterword (sonsöz)'de hikayeleri (daha çok önceki kitaplarının hikayelerini) nereden esinlendiğini anlatıyor. (bu kısım bizdeki altın kitaplar'ın kuşku mevsimi çevirisinde yok). ama bu hikayenin nereden esinlendiği hakkında alakalı pek bir ayrıntı göremedim, verilmemiş...
redemption, incil literatüründe hz. isa'nın kurtuluşu demekmiş. lakin bizim bildigimiz anlamda değil. kişinin kendi köleliğinin son bulması.
dünya, hristiyan inanışında bir kölelik diyarıymış ve hz. isa tanrı'nın onun köleliğini satın almasıyla çilesinden kurtuluğuna inanıyormuş hristiyanlar. yani öldürüldüğünde/öldüğünde... (bkz: çile yolu)
hikayenin adına bunu koymak aslında andy'in ölmesiyle hapisaneden kurtulduğu tezini kuvvetlendiriyor... hz. isa'nın kudüs'den, çarmıhta can vermesiyle kurtulması gibi... red'in bir şekilde andy'nin ölümüne sebep olması (en basit haliyle red'in korkudan andy'nin beraber kaçma teklifini red'detmesi) vicdanı nedeniyle hikayenin sonunu manipüle etmiş olabilir. çünkü andy, kitaplığa gelen tommy ile beraber kontrolünü tamamen kaybediyor. karısını ve sevgilisini blatch isimli birinin öldürdüğüne ikna oluyor ve hapisane müdürü norton ile çok feci sürtüşüyor, takışıyor. uzun soluklu hücre hapsi! titremeler başlıyor andy'nin vücudunda. o derece kaybediyor kontrolünü. red, andy dufrense'nin girdiği depresyondan çıkarayım, yardım edeyim derken ölümüne sebep olmuş olabilir. andy'nin intiharıyla şok olmuştu diyebiliriz. çünkü neredeyse tek dostuydu içeride. hatta şöyle toparlayayım, dinlediğimiz hikaye red'in kendinden kalan yazılı notlar. red, uzun yıllar sonra tahliye oluyor. oysa andy beraber kaçalım manasında ona bir ara açılıyor ama red dışarıda sıradan biriyim ama burada her şeyi bulan adamım diyor. yani teklifi red'dediyor. bu red'in brooks gibi dışarıdan korktuğunun göstergesi. lakin 35 yıllık mahkumiyetin sonunda afla salınıyor red. andy'in ölümü üzerine içeride yazmaya başladığı hikayenin notlarını andy'in 500 doları hapishaneye soktuğu şekilde içeriden çıkarıyor. popo deliğinde.. yakalanmaya karşı bazı isimleri değiştirmek zorunda kaldım diyor andy zarar görmesin diye, olta atıyor aslında dinleyiciye. neyse efendim, bu notlar aslında red'in intiharı sonrası bir şekilde geriye kalan yazılı notlar gibi. belki dışarıda yaşamayamayağını düşünen red, intiharı kafasına koydu. intihar etmeden önce de notlara birkaç ilave yapıp bir yayınevine gönderdi hikayeyi. ya da intihar ettiği otel odasında bulundu. sonuçta hikaye umudu anlatıyor.. red'in, andy'in hapisanedeki intiharının üzerini örterek yazdığı hikayenin sonunu okuyucular bir umut hikayesi olarak okudu ve izledi... (link)
yani dostlar, red'in bir yerdeki anlatımında çok kolay hapisanden kaçanlar olduğunu okuyoruz. komedi gibi. çamaşırhanedeki çamaşırlar arasından, nöbet değişimde bildiğimiz hapishane anakapısından, "dışarısı" denilen mahkumları kamu yararına dışarıda çalıştırma esnasında vs. ama andy bunu böyle yapacak adam değildi diyor. yani kaçmayı onuruna yediremedi andy diyor aslında.. kısaca andy'in intiharını manipüle etmiş olabilir hikayesinde. sonunda kendi de intihar ediyor anladığımız kadarıyla. aşağıda bir reddit girisi, detaylı olarak başka açıdan andy'in intihar tezini işliyor...
reddit'de denk geldiğim başka bir teoriyi de buraya alacağım
gönlüm sanal deryada arada kaynamasına el vermedi. mevzu, stephen king'in esaretin bedeli fikrini incil'deki yusuf ve rengarenk cübbe'den alması hakkında. reddit fantheories alt başlığındaki kaynaktan chrome'un çevirisi ile birebir alıyorum (orjinal link en sonda, çeviri hataları varsa da affola):
reddit alıntısı:
stephen king, esaretin bedeli fikrini incil'deki yusuf ve rengarenk cübbe'den almıştır.
/fanspekulasyon
hem incil'deki hikâyeleri hem de karakterleri analiz eden dersleri inceledikten sonra, internette bu bağlantıya dair hiçbir atıf, referans veya ilişki bulamamak beni oldukça şaşırttı. bana apaçık ortada gibi geliyor, ancak bulgularımı paylaştıktan sonra başkalarının ne söyleyeceğini duymayı çok isterim. ben örgütlü dinlere inanan biri değilim, bu yüzden bunun sanki "isa'yı hangi karakterin temsil ettiğini arıyormuşum" gibi bir klişe gibi göz ardı edilmesini istemem.
en bariz olanla başlayalım: "sanki kendisini bu yerden koruyan görünmez bir palto giymiş gibi yürüyordu."
andy'nin sıkıcı/gri bir yere nasıl renk kattığı konuşuluyor.
“bazı kuşlar kafese kapatılmayacak kadar zekidir…”
"sanki güzel bir kuş donuk kafesimize uçtu"
tamam, yusuf birkaç kardeşin en küçüğüydü ve babasının gözdesiydi. diğer kardeşleri onu kıskanıyor ve züppe olduğunu düşünüyorlardı. onu bir hendeğe atıp esir köle olarak mısır'a satıyorlardı. (ailesi tarafından ihanete uğradı ve kıskançlığın şiddetli bir sonucu olarak haksız yere hapse atıldı.)
andy, genç yaşına rağmen bankacı olarak şaşırtıcı derecede başarılıydı. red, çocukların ilk başta andy'nin kendini beğenmiş olduğunu düşündüğünü söylüyor. andy'nin karısının katili, şehir kulübünde "zengin serserileri gözetliyormuş". karısı onu aldatıyormuş. (ailesi tarafından ihanete uğramış ve kıskançlık yüzünden haksız yere hapse atılmış.)
joseph'in hikayesinin bilgeliği, koşullarınızın ötesine geçen bir tavra sahip olmakla ilgilidir. istediğiniz yere yerleştirilebilmeniz ve yine de zirveye çıkabilmeniz veya bozulmadan çıkabilmeniz. "taştan yapılmamış yerler var, elinizden alamayacakları yerler, size ait bir şey var," diyor andy, bozulmaz ruhunu anlatırken. paltonun 'çeşitli renkleri', uyum sağlama yeteneğinizi, çok yönlülüğünüzü veya belki de red'in "... kendini buradan koruyan görünmez bir palto"dan bahsettiği gibi bir kamuflajı temsil ediyor.
yani hapisteki yusuf, mahkumlarla arkadaş olur, sonra bir gardiyanın rüyalarını analiz ederek ve tavsiyelerde bulunarak ona yardım eder, ardından gardiyan olur ve hapishanenin daha iyi işlemesine yardımcı olur ve sonunda firavunun sağ kolu olur, sorumluluk alır ve tüm devletin daha verimli bir şekilde işlemesini sağlayarak kıtlıktan kaçınır. yani sanki hapse giriyormuş gibi ama bir mahkumun zihniyetini benimsemediği için durumunun ötesine geçer ve sadece etrafındaki herkes kendini daha özgür hissetmekle kalmaz, etrafındaki her şey daha sorunsuz ilerler ve sonunda firavunun kendisinden daha fazla otoriteye sahip olur.
bana andy'nin shawshank üzerindeki zihniyetinin ve etkisinin tam olarak bu olmadığını söyle. red şöyle diyor: "... o sesler, gri bir yerde yaşayan herhangi birinin hayal etmeye cesaret edemeyeceği kadar yükseğe ve uzağa uçtu, sanki güzel bir kuş donuk kafesimize kanat çırparak girdi ve o duvarları eritti ve shawshank'taki her adam kısa bir anlığına kendini özgür hissetti."
önce doğru arkadaşlar edinir, sonra gardiyanlar için vergi ödemeye başlar, sonra da müdürün muhasebesini tutmaya başlar. sonra kütüphane için para toplamak üzere hükümete ısrarla mektuplar yazar. sorumluluk alır ve sonunda müdürden daha yetkili hale gelir, müdürü tutuklatır ve yatırdığı tüm parayı alıp gider.
son bir komik benzerlik ise, firavun'un karısının yusuf'a istenmeyen cinsel yaklaşımlarda bulunması ve kıyafetlerini yırtmasıdır. andy ise 'kız kardeşler' tarafından takip edilmektedir.
düzenlemeler ve eklemeler:
yusuf aslında 12 oğlundan 11.siydi.
sonunda gardiyan andy'nin incil'ini açtığında kaya çekici için yapılmış olan taslağı fark ettiğinde, taslak çıkış kitabının 1. bölümünden başlar ve bu bölümde yakup'un evi ve yusuf da dahil olmak üzere 12 oğlu duyurulur.
kral'ın dehasını ve yaratıcı çıkarımlarını daha derinlemesine inceliyoruz.
kardeşler başlangıçta yusuf'u öldürmek istiyordu, ancak içlerinden biri onu satıp para alabileceklerini söyledi. yusuf'un hapsedilmesi bir b planıydı.
andy'nin karısı ve sevgilisinin katili, uyandıklarında hırsızlık yapıyordu ve onları öldürdü. hapse girmesine yol açan bir başka b planı uzlaşması. sanırım buradaki amaç, kıskanç/karanlık bir zihniyet ile umutlu/renkli bir zihniyetin yarattığı kaosu karşılaştırmak.
kardeşler, paltosundan bir parça kesip kana (paltosuna eklenen son renk) batırdılar, böylece babalarına gösterip onu bir canavarın aldığını söyleyebildiler. kanın rengi filmde tam anlamıyla vurgulanıyor. brookes, heywood'un boğazına bıçak dayadığında andy, brookes'a "boğazına bak, kana bak" diyerek onu vazgeçiriyor. andy paltosuna bu "renk" eklendiğinden, kardeş şiddetinin nelere yol açacağını biliyor.
paltosunun renklerinin sembolizmini daha derinlemesine incelediğimde, bunun askeri madalya verme geleneğine benzediğini fark ettim; madalyalar, esasen birçok alanda geniş bir başarı yelpazesini göstermenin bir yolu olarak paltoya eklenen renklerdir. çok "madalya" almış bir subay, koşullar ne olursa olsun zirveye çıkma olasılığı daha yüksektir. ya da andy'nin dediği gibi, "bir bok nehrinde sürünerek ilerledi ve tertemiz bir şekilde çıktı."
king'in yaratıcı üstünlüğü, güzellik anlamında bu sembolizmi daha da ileriye taşıma becerisinde yatıyor ve bu güzellik, yani güzelliği görme yeteneği, umutlu ve bozulmaz bir ruhu besleyen unsurların bir parçası. güzel bir kuşun tüylerini tarif ederken özellikle "parlak" kelimesini kullanıyor. parlak renkler, birincil olan ve gri ve donuk tonlara nötrleştirilmemiş saf tonlar olacak. andy, kaçış tünelini örtmek için yıllar içinde üç güzel kadın posteri kullanıyor; kelimenin tam anlamıyla güzellik tarafından kurtarılmış ve korunuyor. saflık konusuna gelince, andy lise ged'i alması istendiğinde "bunu yapacaksak, %100 yapalım, yarım yamalak değil" diyor.
bizim neslimizin kavramsal olarak oldukça iflas ettiğini düşünüyorum. çoğunlukla, orijinallerin parlaklığından yoksun, kötü bir şekilde yeniden üretilmiş konseptleri devam filmleri olarak sunabiliyoruz. varsayımsal olarak, king'in bu hikâyeden temel örüntüyü çıkarması, günümüzde daha sık görmemizi dilediğim bir şey. geçmişin bilgeliğini, arketipik örüntüyü, yüzeysel bir yeniden başlatma yerine derinlemesine bir anlatım gerektiren bir şekilde yeniden canlandırmak.
"iyi sanatçılar kopyalar, büyük sanatçılar çalar." - pablo picasso
son not: bir reddit yazarı da hikayenin tolstoy'un tanrı gerçeği görür ama bekler hikayesinden uyarlandığını yazmış...