Siz İstediğiniz Balığı Satın Aldığınızı Zannederken Balıkçıların Yaptığı Aldatmacalar
yanlış balığı yediyseniz lezzetsiz olma ihtimali yüksektir . bazı balıklar fiziksel yapıları itibarıyla birbirlerine çok benzerler fakat lezzetleri ve dolayısı ile ekonomik değerleri çok farklıdır. balıkçılar aşağıda listelediğim balıkları birbirinin yerine satmayı çok severler. sadece balıkçılar değil, bazı süpermarket zincirleri bile bu yöntemi uygulayabiliyor. tezgaha gelip lezzetsiz balık yememeniz için size karşılaştırmalı olarak birkaç ipucu vereceğim.
lidaki - isparoz
lidaki, çipuranın juvenile yani genç birey boyudur. yetişkin çipuraya göre daha kılçıklıdır ama çok lezzetlidir. özetle ufak çipura diyebiliriz. isparoz ise her yerde çok sık karşılaşılan eti biraz lezzetsiz ve bol kılçıklıdır. kıyıdan olta balıkçılığına merak saranlar genelde ilk olarak isparoz tutarlar. isparoz büyükse ki buna eşek isparozu denir biraz modifiye ile mevsiminde lezzetli hale gelebilir. genelde isparozu boklu kebap diye tabir edilen yöntemle pişirirler.aslında lidaki ve isparoz birbirine boy pos harici pek benzemez. isparoz, kuyruğundaki siyah nokta ve kafa yapısı itibarıyla lidakiden kolayca ayırt edilebilir. isparoz daha yuvarlak yapılı bir balıktır. ayrıca lidakinin göğüs yüzgecinin dibinde yani solungaçların üstünde siyah bir leke bulunur.
isparoz:
lidaki:
not: ayrıca karagöz diye isparoz da satılmaktadır. karagöz, isparoza göre daha lezzetlidir ve ekonomik değeri yüksektir. karagözün ayırt edici özelliği solungaçların hemen bitiminde ve kuyruğun dibindeki iki tane geniş siyah şerittir. karagözün de ufağı çok kılçıklıdır, alınacaksa büyüğünün alınmasında fayda var.
karagöz:
not 2: tavsiye olarak iri boyda mırmır alabilirsiniz. başka balıkla karıştırılmaz, kültürü yoktur, deniz balığıdır. aynı tayfadan bir balıktır ve eti çok lezzetlidir. uzun gövde yapısı, kürek gibi ağzı ve dikey şeritleriyle kolayca ayırt edilebilir.
mırmır:
somon - kart alabalık
(karadeniz somonu diye satıyorlar)aslında burada fark zaten çok açık. somon genelde dilimlenmiş şekilde satılır ve eti koyu turuncudur. çiftliklerdeki kartlaşmış alabalıkların eti ise daha açık turuncudur ve genelde bütün balık olarak satılırlar. ayrıca alabalığın burun yapısı biraz daha yuvarlaktır ve üzerindeki benekler daha belirgindir.
somon:
karadeniz somonu diye satılan alabalık:
uskumru - kolyoz
uskumru ve kolyozu ayırt etmek biraz daha zor. kolyozun eti uskumruya nazaran daha yağsız ve tahta gibidir. en temel ayırma yöntemimiz gözlere ve çizgilere bakmak. kolyozun gözleri daha iri ve patlak, ayrıca çizgileri uskumruya göre daha karışık şekilde ilerliyor. uskumru daha sevimli dururken kolyoz daha bıçkın bir ifadeye sahip.
sardalye - tirsi
balık tezgahlarında en sık gördüğüm aldatmaca bu iki balık arasındadır. tirsi, kart sardalye gibidir; çok kılçıklıdır, kolay kolay yenmez, eti de daha kurudur. tirsinin en belirleyici özelliği parlak ve iri pullarıdır. ayrıca eni biraz daha geniştir. rengi açık yeşile çalar. sardalye daha koyu renklidir ve daha ufaktır. balık 10 cm geçiyorsa yüksek ihtimal tirsidir. burada boy çok önemli; sakın sardalye diye aman bunlar daha iri deyip tirsi almayın. tirsi, modifiye sardalye gibi durmakta.
sardalye:
tirsi:
palamut - tombik
palamut ve tombik de birbirine çok benzer fakat palamut, mevsiminde yağlı ve güzel olabilecekken tombik her daim saman gibidir. tombik yanlış hatırlamıyorsam orkinos (ton) balığının sularımızda bulunan bir türü fakat orkinos kadar ekonomik değeri yok. palamutun en kolay ayırt edici özelliği vücuda hafif paralel düzenli çizgileridir. tombiğin üst kısmı uskumrunun çizgilerini andırır. ayrıca ikisinin kafa yapısı da farklıdır. palamutun kafa yapısı daha uzundur ve sırt yüzgeci büyüktür.
palamut:
tombik:
levrek- eşkina
levrek ile eşkina arasında en kolay ayırt edici unsur renkleri ve vücut biçimleri. levrek kısmen daha ince uzun ve açık renklidir. eşkinayı, kaya levreği diye de satıyorlar. tezgahlarda minekop, kaya levreği, eşkina birbirine karışmış durumda . siz levreği ezberleyin gerisini boş verin. yine önceden söylediğim gibi diğer balıklar da (özellikle eşkina) çok lezzetli olabilmekte ama biraz uzmanlık istemekte. minekobu, kültür levreğine tercih edecek insan da çoktur. bana kalırsa en temel ayırt edici unsur sırt biçimleri. levreğin sırtı daha düz iken diğerleri daha eğimli ve dik.
levrek:
eşkina:
çipura - sarpa
(mevsim çipura diye satıyorlar)
iki balık birbirinden tamamen farklı. bazen tezgahlarda üzerinde çipura yazısını görünce şaşırıyorum. elmayı, armut diye satmak gibi bir şey bu. sarpa da aslında lezzetli bir balık ama tabii her zaman olduğu gibi belli kurallara uymak lazım. bunları burada anlatmayacağım, merak eden ilgili başlığa girer bakar. sadece en kolay ayırt edici unsuru söyleyeyim: sarpada enine uzunlamasına sarı çizgiler bulunur ve vücut yapısı çipuraya göre daha uzunlamasınadır. ağız yapıları da çok farklıdır. sarpanın ağzı beslenme biçimine uygun olarak daha yukarıdadır. yine burada belirtmeden geçmeyeceğim bir unsur olarak çipura kültür olarak yetişebilirken sarpa deniz balığıdır. yani hormonlu çipura yiyeceğime sarpa yerim diyenler de olabilir.
çipura:
sarpa:
barbun - tekir
barbun ve tekir arasındaki en önemli fark kafa yapısıdır. barbunun kafası küt şeklindedir. tekir genelde ufak olarak satılır kafa kısmı daha sivridir. banko barbun alayım derseniz 15 cm üstü küt burunlu olanlar %99 barbundur.
mezgit - panga
mezgit ve panga uzaktan yakından akraba olan balıklar değiller. panga ithal olarak (vietnam) ülkemize gelen bir tatlı su balığı. uzak doğuda kültür olarak yetişiyor ve çok popüler ama eti mezgit kadar lezzetli değil. panga etinin çok sağlıksız olduğu yönünde iddialar mevcut çükü kültür olarak yetiştirildiği yerin sularının çok kirli olduğu hatta uzak doğuda bile sadece fakir halkın yediği söyleniyor. tabi bol hormonla takviye edilme ihtimali de düşük değil. panga balığı ayrıca akvaryumlarda evcil olarak beslenen bir hayvan. akvaryumcularda köpek balığı diye satılıyor. aslında mezgiti de pek sevmem ama olsun. burada ayırt edici pek unsur yok . panga etini çok büyük filetolar halinde satıyorlar. fiyat çok ucuzsa kıllanabilir satıcıya sorabilirsiniz. özellikle restoranlar bu konuda çok hile hurda yapıyor. mezeyle, sosla pangayı mezgit diye iteliyorlar. hatta şu an iddia ederim mezgit fileto diye restoranlarda pişmiş şekilde servis edilen balıkların en az yüzde yetmişi panga. internette okuduğum bazı yorumlarda bazı restoranların pangayı mezgitle aynı balık arasında fark yok diye bile bile sattığını gördüm.
mezgit:
panga:
sazan - israil sazanı - havuz balığı
sazanı da çok sevmesem de israil sazanı ve havuz balığı çok daha leş. bu balıklar ülkemizde istilacı türler. en kolay ayırt etme yöntemi renkleri. bu balıklar sazandan çok, evde beslenen japon balıklarına benziyorlar. sazanların pulları çok daha belirgin ve bıyıkları daha büyük. ayrıca sazanın rengi daha koyu ve zeytin yeşiline çalıyor. aynalı sazan zaten üzerindeki çok parlak iri aynalı pullarından ayırt edilebiliyor.
sazan - israil sazanı:
havuz balığı:
hamsi - istavrit yavrusu - gümüş balığı - muhtelif küçük balıklar
hamsi tezgahlarında yapılan bir diğer üç kağıt da ağlardaki gereksiz küçük balıkları hamsilerin arasında itelemek. hamsi satın alırken tezgaha iyi bakın. hepsi aynıysa sorun yok. arada değişik küçük küçük balıklar, hatta hamsiden iri balıklar varsa o tezgahtan uzak durun. emin olun, sizin göremediğiniz tezgahın arkası daha kötüdür. hamsi, yemesi kolay bir balıktır. diğerleri size bol bol kılçık ayıklattıracaktır.
ideal hamsi tezgahı:
mercan ve benzeri balıklar
burada aslında pek hile hurda yok. mercanın benzerleri ve akrabaları bile genellikle lezzetli ve değerli. kırma mercan, patlakgöz, antenli mercan, çizgili mercan, mandagöz diye uzar gider. bir tek mandagöz ve kırma mercanın etini normal mercana göre lezzetsiz buluyorum. zaten bunlar tezgahta daha ucuza satılmakta. şuraya sadece normal mercan resmi bırakayım siz diğerlerini arayıp bulursunuz çünkü çok çeşit var. siz yine de gidip gopezi, mercan diye almayın :)
mercan:
aslında bu balıkların hepsi mevsimine ve tutulduğu bölgeye göre lezzetli olabilmekte
ama genel anlamda ikinci kısımlara yazdığım balıkların ekonomik değeri daha düşüktür. benim balıkta lezzetli olarak belirleyici noktam, modifiye edilmeden yağda ya da mangalda kızartılıp löp löp yenilebilen balıklardır. yanına zilyon tane baharat, sebze vs. ek maddelerle pişirilen balık balıklıktan çıkıyor. tabii bunlar benim şahsi görüşlerim. ayrıca illa deniz balığı, kültür balığına göre lezzetli olacak diye bir şey yok. bazı deniz balıkları gerçekten tahta gibi. keza bazı ithal balıklar -örneğin norveç uskumrusu- yerlisine göre bazı seneler çok daha lezzetli olabilmekte.
merak edenler için not: balıkçı ve su ürünleri mezunu değilim. ortaokul ve lise çağlarında derslerim kötü gelince ailem beni birkaç yaz tatilinde yazlık yerine ceza olarak balık hali ve kültür havuzlarında çalışmam için sürgün etmişti. yaşıtlarım sahilde ateş başında akdeniz akşamlarını söylerken ben işten gelip üzerimdeki balık pullarını temizleyip yatıp uyuyordum.