Sevilmekten Neden Korkarız?

sevilmekten kaçmak, hissetmekten korkup, hissizliğe sarılmaktır... hatta bu hissizliğe o kadar çok alışıyoruz ki, birisi gelip hayatımıza girecek ve bizi sevecek diye ödümüz kopuyor...
çok saçma değil mi? bir insan sevgiden neden kaçsın? herkes bu kadar sevgiye açken, hatta neredeyse hayatının tümünü sevmek, sevilmek için harcarken, ayağına gelmiş bu fırsattan öcü görmüş gibi uzaklaşmak! kendisini seven insandan kaçmak!
sevilmekten kaçmak, öğrenilmiş çaresizliktir, kaybetme korkusudur. bunlar basit bir anlatılma aşağıdaki şekilde kodlanır.
kod 1- beklenti: çocuk; sevilmeyi, korunmayı, ilgi görmeyi, bağ kurmayı beklediği ve koşulsuz güvendiği bakıcı rolündeki kişiden (ebeveynler) nefret, şiddet, ilgisizlik gördüğünde sevgiyi kötü bir şekilde kodlar. aslında tam olarak kodladığı şey sevgi değil, ''seni seviyorum, bana güven'' diyen kişinin olumsuz davranışlarıdır.
kod 2- eylem: çocuk yine de büyük bir azimle bu kişinin etrafında dönerek, onu ikna etmeye, ihtiyacı olan sevgiyi almaya çalışır. biraz ilgi, biraz da başının okşanması, hepsi bu kadar... bunu her zaman umut eder. burada almadığı sevgi için umut etmeyi de öğrenir.
kod 3 - öğrenme: çocuk burada sevgiyi, zorla, uğraşılarak, emek harcanarak, ikna edilerek, taviz verilerek, boyun eğerek, itaat ederek alınan bir şey sanacaktır!
kod 4 - uygulama: çocuk büyüdüğünde sevgiyi bu şekilde arar. bu şekilde bulabileceği insanlar ile eşleşir ki döngüyü gerçekleştirebilsin. eğer kolayca ulaşırsa, onu tanımaz. bu sevgi olamaz, bu ürkütücü bir şey olabilir ancak... anne babanın bile bu kadar kolay vermediği bir şeyi başkası neden versin değil mi? kod1'de ki mesaj çocuğun diğer tüm kodlarını da bozacaktır. kendisini değersiz hisseden çocuk, sevilmeye layık olmadığını, birinin kendisini sevmesi için aşırı fedakarlık yapması gerektiğini, boyun eğmesi gerektiğini, o kişinin mutlaka ikna edilmesi gerektiğini düşünür.
çocukken sevgi görmemiş biri için sevgi; sevgi göstermeyen anne ve babanın tüm
davranışlarıdır. (ilgisizlik, güvensizlik, şiddet, kaos, korumasızlık, bağ kurmama gibi)
bu davranışlar ne kadar olumsuzsa, çocuk sevgiye o kadar uzaklaşır. çocukken sevilmeyi öğrenemeyenlerin, çok sevilmek istemelerine rağmen, ayağına gelen sevgiden kaçmaları psikolojide olağandır. onlar için sevmenin karşılığı her zaman ulaşılmaz olandır. koşullu olan ve hiç görmeyecekleri bir beklentidir. kolayca ve karşılıksız elde edilen şey asla sevgi değildir!
sevgi kelimesi pozitif ve talep edilen bir his olmasına rağmen, çocukken sevgi görmemiş bir çocuk bilmediği şeyi arar. bulduğunda da tanımaz, etrafından geçer gider, aramaya devam eder. çünkü o, sevgiyi almak için beklentisi olduğu kişileri ikna etmek üzere eğitilmiştir. ikna etmek için uğraşmayacağı kimsenin sevgisini kabul etmez. ona altın tepside vereceğiniz koşulsuz sevgi, onun için hiç bir anlam ifade etmeyecektir. o, ikna etmek zorunda olduğu, etrafında pırpır döneceği, yaptığı hiç bir fedakarlığın takdir görmeyeceği bir ilişkiye doğru yelken alır. koşullandırılmış, engellenmiş ve tüm bunları aşarsa sevileceğini düşünür. buna hiç kavuşamadığı için de, kavuşmayı, sahiplenmeyi, sorumluluk almayı da bilmez. sevgi görmemiş birine kalbinizi açtığınızda hiç bir şey hissetmez. siz onu, daha önce hiç görmediği ama sevgi olduğunu iddia ettiğiniz yabancı bir cisim ile sadece korkutmuş olursunuz!
filofobi ile karıştırmayın, benzer şeyler olsa da arada minik farklar var. filofobisi olan kişiler kimseyle bağ kurmak istemez. çünkü ilişkileri, aşkı komple baş edemeyeceği bir durum olarak görür. burada bahsettiğimiz kişi ise, sevilmemin ne anlama geldiğini bilmeyen kişidir. kendisini seveni değil, kendi sevdiği kişinin kendisini sevmesini ister. bunun için de çaba gösterir.
“eee bu normal değil mi?” diye soracak olursanız; sorun şu ki; kendi sevdiği kişi de onu sevmez. çünkü bu kişiler genelde olmayacak duaya amin deme peşindedirler. olayı budur zaten, onaylanmayacakları yerde birisini ikna etmek için uğraşmayı bilirler sadece. o yüzden bocalama eğilimleri yüksektir ve bunu sevilmek için yaparlar. bu tip kişileri severseniz de, siz de onun durumuna düşersiniz.