Seinfeld'in 20 Dk'lık The Opposite Bölümünden Çıkarabileceğiniz Büyük Hayat Dersleri

19 Mayıs 1994'te yayınlanan bölümün vermek istediği mesaj bizce hala geçerli.
Seinfeld'in 20 Dk'lık The Opposite Bölümünden Çıkarabileceğiniz Büyük Hayat Dersleri

seinfeld'in en güzel bölümlerinden biri "the opposite" olabilir

"eğer yaptığım şey yanlışsa, tam tersi doğru olmalı" çok basit ama kimsenin aklına gelmeyen ya da kodları yüzünden cesaret edemediği bir şey bence.

Uyarı: Buradan sonrası bölümde olup bitenleri anlatıyor.

costanza hayatta, işinde, ilişkilerinde başarısız bir karakter. kendisine güvenmediği için "art vandelay" gibi başarılı görünen personalar yaratıyor ve berbat sonuçlar alıyordu.

kaybedecek bir şeyinin kalmadığı noktada, her şeyin tam tersini yapmaya karar veriyor ve hızlıca bu tavrının meyvelerini almaya başlıyor.

kafede her zaman yediğinden başka bir şey sipariş ediyor. bu güzel bir kadının dikkatini çekince, ona dönüp "ben george, işsizim ve ailemle yaşıyorum" diyor ve kadın bu özgüvenden etkileniyor.

sinemada koltuğunun tekmelenmesine her zamanki gibi susmak yerine, kalkıp bağırıyor ve herkes alkışlıyor.

girmek istediği bir işte patrondan korkup yalakalık yapmak yerine, iş görüşmesi başladığı anda patronun kararlarını azarlayarak eleştiriyor ve adam bu tutkudan etkilenip anında "bu adamı hemen işe alın" diyor.

costanza'nın hayatı iyileşirken elaine'inkinin git gide kötüleşmesi de güzel bir dokunuş olmuş. arka planda sanki tüm ekibi etkileyen ironik bir lanet var, elde edilebilecek toplam bir başarı varmış ve bu değiştirilemezmiş gibi.

bu tarz bir anlatım seinfeld'in birçok bölümünde var bu arada. arkada dönen bazı karanlık rastlantı ve senkronisiteler. dizi hiçbir şey hakkında olduğu için, her şey hakkında da olabiliyor.

bence bu bölümün mesajı 50 tane kişisel gelişim kitabından daha iyi

"bu şarap şu kadehle içilir, erkek dediğin şöyle olur, kadın dediğin böyle olmaz, şu konuda şöyle davranılmalıdır" gibi katı zihinsel çizgiler çekip aydın boysan'cılık yapanların en fazla olduğu zaman diliminde yaşıyor olabiliriz. saçma tercih ya da içgüdülerle devşirilen uyduruk kimlikler hayatımızı baltalıyor ve alacağımız zevki azaltıyor. bazen şarabı şişeden içmek de güzel yani

aslında anlatılan durum bir komedi dizisi olduğu için abartılı görünse de bunu gerçek hayatta ölçülü bir şekilde yapıp başarılı olan insanlar var. diziyi de güzel yapan böyle şeyler bence.