Savaş Teknolojisinin İyiden İyiye Gelişmesiyle Birlikte Tank Çağı Artık Sona mı Eriyor?
ana argüman genellikle şunun etrafında dönüyor. rpg-2 , rpg-7, milan, tow, javelin gibi sistemler tankların artık canına okuyorlar. peki neden hala tank var? tank çağının artık sonunda olmalıyız o vakit. böyle mi?
ilk bakışta akla yatkın gelen bir şey tabii. bir ana muharebe tankı (amt - mbt) 4+ milyon dolar değerinde. bunu faal halde tutmak tank garajda yatıyorken saatte 24 dolara, hareket halindeyken kilometre başına 92 dolara patlıyor. bir tank her katettiği kilometrede 92 dolar yedek parça masrafı çıkarıyor yani. benzini dünya üzerinde başka hiçbir aracın içmediği gibi içiyorlar. (3lt/km asfalt yolda 5lt/km arazide) üstüne 4-5 mürettebat taşıyorlar ve 20 dolara alınmış bir kaçak rpg7 bu maliyette bir silahı bazen elimine ediyor. o zaman neden hala tank?
savaş sadece sizin gördüğünüz gibi öso ışid ya da taliban ile koalisyon güçleri arasında geçen bir şey değil. konvansiyonel savaş, yani savaş dediğimizde aklımıza ilk gelen şey, iki ordunun birbirlerine modern silahlarla girişmesi şeklinde vuku buluyor. tank bu tip bir savaşın halen tartışılmaz baş aktörü. dağlık ormanlık olmadıkça müstahkem mevzilere az kayıpla saldırabilmenin ve düşmanın zırhlı saldırılarını kesebilmenin tek yolu tank. antitank silahları gelişiyor evet ama tankın yerine koyup kayıp oranını azaltabilecek de elimizde bir şey yok. diğer taraftan hava üstünlüğü de tank kullanma gibi bir avantajınız varsa bunu kullanabilmenin tek yoludur. 3000 tankınız olsun ama tank savaşını en çok kayıran arazi olan çölde bile olsa tankları koruyacak hava üstünlüğünüz yoksa bağıra çağıra rezil olursunuz. (bkz: körfez savaşı).
tarihte özellikle de kursk savaşı günlerinde tank dediğiniz şey askeri gücün saf katışıksız simgesiydi. ne kadar güçlü bir ordunuz olduğu ülke olarak kaç tümen asker çıkardığınızın yanında bunların ne kadarının zırhlı tümen olduğuyla da çok alakalıydı. almanlara sağda solda panzerler dememiz bir yerde bu sebepledir. tankla özdeşleşmişlerdir.
günümüzde ise şehirlerde ve ormanlık arazide tankın sınırlarını çok daha iyi bildiğimiz için mesela ikinci dünya savaşının tank sayısında rekortmen olan ülkelerin o kadar da yüksek miktarda tankları olmadığını görüyoruz.
günümüzde 7000 tank yapıp düşmana salmak yerine tank tiplerini ve kabiliyetlerini, mürettebat eğitimlerini ve mühimmat özelliklerini geliştirip tankı müşterek operasyonun bir parçası yaparak kullanıyoruz. 1916 cambrai savaşındaki gibi tankın yenilmezliği falan tabii artık yok ama tank çağı komple kapandı diyen de çok gülünç duruma düşer.
rpg2-rpg7 gibi omuzdan ateşlemeli roketlerin modern tanklara olan etkisini de bilmeden konuşmamak gerek. rpg serisi silahların ekserisi çukur imla haklı eriyik bakır ile tank zırhı deliyorlar. tank zırhı da artık düz çelik plakalardan oluşmuyor. seramik katmanlar arasına sandviç yapılmış çok yüksek patlayıcılarla çukur imla haklı mermiler tankın sadece çizip geçiyor. 2003 ırak işgalinde bir m1a2 abrams tankı 21 rpg isabetiyle mürettebatını korumayı başarmıştır. kendisine saldıran ırak taburuna ise bu tankın boyasının çizilmesi 56 ölü askere patlamıştır. ha rusların en yeni tandem rpg7vg arka arkaya konuşlu roketleri m1 şobham zırhını çok zorlamaktadır ama tank yine de tanktır. tankı bazen böyle tehdit ettiğinize bakmayın. tankın kendisi tehdittir. doğuş amacı budur.
suriye'de afganistan'da ırak'ta gördüğümüz bütün o gerilla antitank operasyonları ise çok farklı bir minvalde gelişiyor. tanklar gerilla güçleriyle savaşırken mecburen piyadeye atış desteği için otonomiden kısıp yakın desteğe geliyorlar. zira gerilla terörist dediğin de ulaşılması güç yerde üslenip saklanan adamlar. tankın efektifliğini sınırlayan şey de bir yerde bu. herkes tankın nerede olduğunu biliyor, herkes o tankı duyuyor. tank ben buradayım diye bağırarak geliyor zaten. yapılış amacının dışında kullanıldığı için pusuya düşmeye de elverişli bir platform. tankların patladığını biraz bu yüzden görüyorsunuz. bu tankın suçu değil. tank komutanının suçu. piyade desteğinden yoksun şekilde tankla meskun mahalde vigilante hareket edince öso'cular tanka çatılardan diledikleri gibi nişan alabildikleri uygun pusu açıları yakalayabiliyorlar. şehirler ve yıkıntılar tankların mezarlığıdır. tarihte de hep böyle olagelmiştir (bkz: stalingrad). tanklar dolayısıyla anti partizan operasyonunun bir parçası değildirler. hele şehirlerde hiç değildir.
en kötü senaryoda bile tank eskisi kadar kullanışlı invul bir araç değilse bile vurulması yaklaşması patlatması oldukça tehlikeli bir platformdur. nerede saklanıyorsanız saklanın sizi saptadığı anda hiçbir bina sizi 100% koruyamaz. tek başına hemen hemen hiç hareket etmedikleri için siz delikten burnunuzu çıkartamadan tank desteğindeki piyade tarafından vurulmanız işten değildir. tanka karşı ne yapılabilir? hava desteğiniz veya karşısına çıkartacak kendi tankınız yoksa pek yapacak bir şey yok. milan tow kornet sagger spigot gibi antitank platformlarına rağmen dünyanın her ordusunun hala ciddi sayılarda tank ihtiyatı bulundurmasının ana sebebi de işte bu. diğer platformlar tankın hayatta kalabilme yetisinin yarısına bile sahip değiller. elde arazi tutamazlar, saldırı defedemezler. ancak karşılaştıkları saldırıdaki zırhlı faktörü belli bir yüzdeyle elimine ederler. o da sıcak savaş ortamı, eğitim, mühimmat kalitesi, personel geçmişi o günkü hava durumu, hava üstünlüğü gibi mevzular işin içine girince %10 seviyelerine kadar gerileyebilir. tankı %10 şansla durdurmak için bir insan hayatı tehlikeye atarsınız. tank orada tehdit olmayı %90 sürdürür. tow operatörünüz de %90 ölür. insan hayatına değer veriyorsanız tahammül edebileceğiniz bir kayıp oranı değildir bu.
1960'larda ilk atak helikopterleri çıktığında da askeri analistler aynı şeyi yazıyordu. ah-1 kobra ve mi-24 hind varken neden hala tank üretiyoruz? çünkü atak helikopterleri araziyi elde tutamıyor. eninde sonunda eve geri dönmek zorunda kalıyorlar. tanklardan çok daha kırılgan şeyler ve çok da pahalılar. tank ise hayatta kalma oranı çok yüksek bir şekilde mobil atış platformu olma iddiasını hiçbir zaman bırakmıyor. tankın yerine koyabilecek hala hiçbir şey yok.
sonuç olarak:
tank çağı sona erdi mi: kesinlikle hayır.
tankların zayıf noktaları var mı: çok var ama uygun taktiklerle bunlar minimize edilebiliyor.
tankın yaptığı işi yapabilecek daha güvenli bir şey yok mu: yok
ama ypg tankı olmadan menbiç'e girdi: tankları olsaydı tankla destek de vermez miydi? 4 milyon dolarlık bir platformu kullanmayıp karşılığında 4 yerine 50 asker öldüğünde bunun hesabını vermek sizi germiyorsa mevzilenmiş düşmana karşı piyadeyle aynı operasyonu deneyebilirsiniz tabii.
m60 tankları 1960 model: israil modernizasyonundan sonra 2007 model. ana silahı 105-120 mm smoothbore. apfsds mühimmatı ateşleyebiliyor. şasisi oldukça iş görebilir vaziyette. o platformun konuşlandığı ikinci ordunun karşısında da modernizasyona girmemiş t-54/55 - 62-64 - 72 tankları vardı. bunun da yanısıra üretim yılı silah teknolojisinde her zaman büyük bir anlam ifade etmez. mesela m2 12.7 browning uçaksavar 1930 model. şu an tekerlekli herşeyin üzerinde kullanıyoruz gayet de güzel çalışıyorlar umarım değiştirmezler.
yol kenarına bomba döşeyip tankı patlatıyorlar: evet ied / eyp 'ye karşı genel tank sayısını azaltıp daha gelişmiş modellerde zırhlı araç varyetesinin yolunu açmak şu anda dünyadaki trend. bunun bir sonraki adımı drone-tanklar. ondan da sonrası benim hayalgücümü aşıyor. ama orada bile tank çağı sona ermiyor.