Saddam Hüseyin'in İran Savaşı'ndan İdamına Kadar Devam Eden Korkunç Hamleleri

Saddam Hüseyin'in neden bir diktatör olduğunu kavramanıza yardımcı olacak bir yazı.
Saddam Hüseyin'in İran Savaşı'ndan İdamına Kadar Devam Eden Korkunç Hamleleri

1979'da iran'daki batı yanlısı şah rejiminin devrilmesini fırsat bilen saddam, 1980'de hiçbir resmi uyarı ve nota olmadan iran'a saldırmıştır. tabi bu saldırıların altında yıllardır süre gelen islam'daki mezhep çatışmaları yatmaktadır:


bu süreçte iran'ın batıdan destek almayacağını düşünmüş, iran'daki karışıklıklardan faydalanmak istemiştir. ancak işler istediği gibi gitmeyecektir.

iran'ın 3000 yıllık güçlü bir teşkilatlanma geleneğini olan, orta doğu'da yıllardır etkin, safeviler iken osmanlı ile başa çıkabilmiş, sasani iken roma imparatorluğu ve kavimler göçü ile mücadele edebilmiş, iran islam cumhuriyeti iken türkiye cumhuriyeti ile hep ölçülü ilişkiler gütmüş, her dönemde ulusal güvenliğini üst düzeyde korumuş, tarihin gördüğü en kapalı kutu millet-devlet ilişkisi olan bir devlettir.


saddam, bunları hesap etmiştir etmesine

belki de diğer hesapları yüzünden 4 yıl savaşta geri adım atmayı düşünmemiştir. ancak tarihler 1984 yılını gösterdiğinde, saddam iran'a ateşkes çağrısı yapmıştır. ancak bu çağrı iran'dan karşılık bulmamıştır. sanki iran saddam'ı orta doğu'dan silmeye and içmiştir.

saddam destek için kabinesini toplamıştır ve bakanlarına fikirlerini sormuştur. sağlık bakanı saddam'a başkanlıktan çekilmesi gerektiğini ve yeni gelecek başkanın ateşkes çağrısı yapması gerektiğini söylemiştir. saddam açık sözlü olmasından dolayı bakana teşekkür edip tutuklatmıştır. bakanın karısı birkaç gün sonra saddam'a gelip kocasını geri vermesi için yalvarmıştır. saddam da bakanın parçalara ayrılmış cesedini eşine teslim etmiştir.

1988 yılı

1988 yılına gelindiğinde ise iran da ekonomik olarak ırak gibi hazinesini hemen hemen boşaltmıştır. dolayısıyla karşılıklı ateşkes ile savaş resmen sona ermiştir. tabii ki her iki taraftan da yarım milyon ölü ve sayısız savaş mağduru ile.

saddam iran'a destek verdikleri gerekçesiyle 1988 yılında halepçe katliamı'nı gerçekleştirmiştir. burada ölen kürtler ile birlikte toplamda 100.000 kürt öldürmüştür.


ırak sokaklarının işsiz ve savaş gazisi insanlarla dolu olması ve hazinenin iflas noktasına gelmesinden dolayı saddam yeni bir kaynak arayışına girmiştir

ve aradığı kaynağı hemen yakınında bulmuştur. bu kaynak kuveyt'ten başkası değildir.

kuveytlilerin, çeşitli dünya bankalarında milyarlarca doları olduğunu biliyordu. bilmediği şey ise kuveyt'in batıdan ve amerikadan destek alabileceğiydi.

saddam saldırıya başladıktan sadece 6 saat sonra batılı ve amerikalı rehineler ile birlikte kuveyt'i ele geçirmiştir. daha sonra bu rehineler merhum muhammed ali'nin de araya girmesi ile ırak'tan tahliye edilmişlerdir.

ancak amerika birleşik devletleri saddam'ı kuveyt'ten çekilmeye zorlamaya başlamıştır. ancak o sırada ırak devlet televizyonu saddam'ı kuveyt sahillerinden canlı yayınla dünyaya servis etmekle meşguldür. ardından amerika ve batı güçleri saddam'ı, bağdat'ı bombalamakla tehdit etmiştir. saddam bu tehdit karşısında kuveyt'ten çekilirken petrol kuyularını ateşe vererek dünyaya hala kafa tuttuğunu göstermeye çalışmıştır. saddam yenilmiştir ama halkına bunun bir zafer olduğunu inandırabilmiştir.


11 eylül

tarihler 11 eylül 2001'i gösterdiğinde ise malum 11 eylül saldırılarının arkasında saddam'ın rolü olduğu ve kitle imha silahlarına sahip olduğu gerekçesiyle bağdat işgal edilmiştir. birkaç yıl içinde tarumar olan ırak için amerikan dış işleri bakanı"cia bizi yanlış bilgilendirdi." diyerek işin içinden sıyrılmıştır.

saddam, 2006 yılında insanlık suçu işlediği sebebiyle kurban bayramı sabahı idam edilmiştir. sünni kesim onlara göre şehid saddam'ın yasını tutarken, şii kesim de onlara göre kâfir saddam'ın ölümüyle adeta çifte bayram yaşamıştır. dönemin libya devlet başkanı muammer kaddafi kurban bayramını erteleme kararı almış, ulusal yas ilan etmiştir.

saddam 2003 yılında yakalandı, 2006 yılında idam edildi

ancak ırak'taki parçalanma ve akan kan hala devam ediyor. örgütlenme üstüne örgütlenme. ırak halkı sokaklarda yine işsiz ve aç. can güvenlikleri zaten yok. insanlık suçunu sadece saddam mı işledi sanki?