Saati 2 Dolardan Pizza Dağıttıktan Kısa Süre Sonra 10 Bin Dolarlık İşe Giren Birinden ABD'deki Asgari Ücret Yorumu

Ekşi Sözlük'ün ABD sakinlerinden "whokares", ABD'deki asgari ücret hakkında dikkate değer şeyler söylemiş.
Saati 2 Dolardan Pizza Dağıttıktan Kısa Süre Sonra 10 Bin Dolarlık İşe Giren Birinden ABD'deki Asgari Ücret Yorumu
iStock


abd'de asgari ücret eyaletten eyalete değişebilir ama uygulamada eğer eyalet kanunundaki asgari ücret, federal asgari ücretten düşükse, o zaman federal asgari ücret ödenir

kısacası, federal ücret ülke çapında ödenmesi gereken minimumu belirler. eyalet kanunları sadece eyalet bazındaki asgari ücreti federal bazdaki ücretten yukarı taşımak için kullanılır.

şu anda abd'deki federal asgari ücret 7.25 dolardır. ülkedeki 20 eyalet efektif olarak bu rakamı ödemektedir. geri kalan 30 eyalet ve dc ise bu rakamın üzerindedir. dc dışında, şu anda yaşadığım massachusetts eyaleti saati 11 dolar olmak üzere ülkedeki en yüksek asgari ücret rakamına sahiptir.

bu uygulamanın bir istisnası vardır. eğer çalıştığınız işten bahşiş kazanıyorsanız, asgari ücret, saati 2.13 dolara kadar iner. bu sistemde, kazandığınız bahşiş size kalır. eğer bahşiş toplamınız ve 2.13 dolarlık saatlik ücretiniz asgari ücrete erişmiyorsa, işvereniniz aradaki farkı size ödemek zorundadır.

bunlar işin bilgi kısmı.

ben 1996/1997 senelerinde new orleans'ta asgari ücretle çalıştım. daha doğrusu, çalışma iznim olmadığı için masa altından çalıştım, ama yine de asgari ücret aldım

ilk işim saati 2.13 dolar artı bahşiş ödeyen pizza dağıtma işiydi. katrina sonrası yıkılıp giden west end park civarındaki bir italyan restoranında çalışıyordum. pizza dağıtımı arası bulaşık yıkama filan da söz konusuydu. dağıtım yaptığım bölge, gelir seviyesi ortamalanın üstünde olan lake front bölgesi, canal street'in üst kısmı, ve gelir seviyesi çok düşük university of new orleans (öğrenci) kampüsüydü.

ben iyi çalıştığım günlerde (6 saat içinde) ortalama 40-45 dolar kazanıyordum. bunun 60 dolara çıktığı gün de oluyordu, 20 dolara indiği gün de oluyordu.

haftada yaklaşık 250 dolar filan alıyordum. haftada ortalama 6 gün çalışıyordum. ayda 1,100 dolar filan eder.

tabii ki bu iş için araba lazım. kredi notu düşük, gelirini belgelemesi zor biri için sakat bir durum. ayda 180 dolar araba ödemem vardı. %30 faizli kredi. bunun üzerine minimum araba sigortası yaptırmam kanunen zorunluydu. o da ayda 90 dolardı. yani ayda 270 dolar, artı ayda 60 dolar benzin olmak üzere, 330 dolar filan arabaya veriyordum. o zamanlar new orleans'ta benzinin galonu 85 cent filandı. haftada bir depo.

yaşadığım yer, bir oda bir salon apartman dairesiydi. new orleans'ın "fat city" diye adlandırılan, new metairie bölgesinde, konum olarak fena olmayan bir yerdeydi. o zamanlar o daireye ayda 400 dolar veriyordum. eşyam filan yoktu. salonun ortasında vinil deniz yatağı üzerinde yastıksız uyuduğum yıllar. dairede mutfak araç gereci dışındaki tek eşya o deniz yatağıydı. bunun üzerine elektrik ve telefon da eklenince (su kiraya dahildi) ayda 470 dolar filan daireye gidiyordu.

kısacası, ayda 800 dolar araba artı ev masraflarına gidiyordu.

kalan parayı da giyecek, ufak tefek sosyal aktivite ve biraz da yiyecek için kullanıyordum. restoranda çalıştığım için yiyecek konusunda durumum iyiydi. oradan her akşam bedava bir pizza ya da sandviç filan alabiliyordum. ara sıra arkadaşlarla toplanırsak onların çalıştığı restoranlara ya da benimkine gidip ucuz bira filan içiyorduk. arkadaşlarımın çoğu bir ucundan servis endüstrisi tarzı işlerde çalışıyordu.

aslında benim durumumda olmayıp kendi mutfak harcamasını yapmak zorunda olan birinin o yılların new orleans ortamını düşünürsek, çöp gıdaya ayda 120-180 dolar arası para ayırması lazımdı.

cidden çöp ama...

en kötü kalite et, en kötü kalite meyve ve sebze... her şeyin en kötüsü.

zaten o yüzden abd'de gelir seviyesi düştükçe obezite artar. çünkü ucuz olan her şey aslında aynı zamanda en sağlıksızıdır. bu bir rastlantı değil. evet, yersiniz... hatta türkiye'ye göre çok iyi yediğinizi filan düşünürsünüz ama dikkat etmezseniz vücudunuza zehir koyduğunuzun da farkına varmazsınız.

neyse...

ben çalışma iznimi aldıktan sonra ilk yasal işime 1998 senesinin sonunda seneliği 36,000 dolara girdim

ayda 3,000 dolar. o işe başladıktan 3 ay sonra aynı şirkette terfi ettim ve senede 50,000 dolar kazanmaya başladım. ayda 4,200 dolar civarı. sene 1999.... aynı senenin yaz aylarında bir danışmanlık şirketinde işe başlamak için new york city'ye taşındım ve new orleans'tan ayrıldım. giriş maaşım senede 75,000 dolardı. ayda 6,250 dolar. ve 2000 senesinin başında da boston'a taşındım ve sonrasında pay sahibi olup 2010 senesinde satışına ortak olduğum şirkette işe girdim. oradaki giriş maaşım da senede 125,000 dolardı. ayda 10,400 dolar.

yani 1996/7 senesinde 2.13 dolar saatlik ücretten sonra 1998 senesinin aralık ayında ayda 3,000 dolar ile başlayan yasal maaş skalam, 2000 senesinin ocak ayında, yani neredeyse 1 sene içinde, ayda 10,400 dolara çıktı. bundan neredeyse 18 sene önce.

bunları yazmamın sebebi şu...

abd'de saati 2.13 dolara pizza dağıttıktan iki sene sonra ayda 10,400 dolara işe başlayıp sonrasında şirket satacak konuma da gelebilirsiniz. burada eş, dost kayırma (yani nepotizm) pek yoktur. onun bunun önünde el açmanız pek gerekmez. yeterli donanımınız varsa, yeterli motivasyona sahipseniz herhalde buralara gelip yıllarca asgari ücretle yaşamayı hedeflemiyorsunuzdur.

ben oralardan başladım... ama hedefim hiç bir zaman abd'de asgari ücretle çalışıp ucuz et yemek filan değildi.

iyi şanslar.