Robert Redford'un Mutlaka İzlenmesi Gereken 5 Filmi
5. Jeremiah Johnson (1972)
insan vs doğa temalı pek hoş bir film. filmi izlerken ken parker mı bu filmden çıktı yoksa bu film mi ken parker'dan çıktı diye düşündüm durdum. trabuko sayesinde aklımdaki bu gizeme son verdim mutluyum.
yönetmen sydney pollack bu filmi set yerine doğada çekebilmek için warner bros ile restleşmiş akabinde de evini ipotek ettirmek durumunda kalmış. berbat hava, kar fırtınası ve bilimum engellere rağmen bu filmi tamamlayabilmesi başarı hikayesi. kendisi de at üstünde karlı dağlarda konuşmadan yürüyen bir kovboyun hikayesinin neden insanları sıkmadığına hep şaşırmış ve bunu robert redford'da şeytan tüyü olmasına bağlamış.
4. The Natural (1984)
başrolde robert redford'un olduğu, anlatılmak isteneni fazlasıyla veren 1984 yapımı iyi bir film. izlemeye başlarken "yine bir sporcu ve onun sayesinde dandik bir takımın efsaneleşmesini anlatacak alışıldık bir konu" olacağını sanıyorsunuz ama ilerledikçe öyle olmadığını, aslında gençlik ateşi ile yapılan bir hatanın beraberinde getirdiği bunalımların ve küslüklerin birden fazla hayata mal olduğunu görüyorsunuz.
3. All the President’s Men (1976)
başkan nixon, amerikan tarihinde istifaya zorlanmış ilk ve -şimdilik- tek başkandır. her şey, washington post gazetesi muhabiri iki gözüpek gazetecinin, carl bernstein ve bob woodward'ın, bir dedektif kalitesinde yaptıkları takip sonucu tarihe watergate skandalı olarak geçecek vaka ortaya çıkar:
17 haziran 1972 günü, nixon'ın mensubu olduğu cumhuriyetçi parti'den birkaç kişi, seçimi kazanması muhtemel olan demokratların merkezine sızıp dinleme cihazı yerleştirmiştir. iki gazetecinin yakın takibi, olayın sorumlusunun, cumhuriyetçi parti'nin en tepesinde bulunduğunu gözler önüne serer.
4 oscar'lı filmin merkezindeki gazetecileri dustin hoffman ve robert redford canlandırıyor. alan j. pakula'nın filmi aradan geçen yıllara rağmen gücünü fazlasıyla koruyor. medyanın gücünü olumlu yönde kullandığında nelere kadir olduğunu gösteren çarpıcı bir yapım.
2. The Sting (1973)
70'lerin başında çekilmiş olan bir kumpas ve soygun hikayesini konu eden, paul newman ve robert redford'un başrolleri paylaşması ile iyice neşe dolmuş bir filmdir. kumpas, izleyiciyi şaşkınlıktan maymun etme, filmin sonunda haykırarak ayağa kaldırtma filmlerinin atalarından diyelim, ince, teatral oyunculuk elbette hayal kırıklığı tamlamasını unutturacak kadar başarılı diyelim, başka ipucu vermeden rastlarsanız kaçırmayın diye de ekleyelim. zamanında pazar sabahları trt'de yayınlanırdı, 70 doğumlu kuşağın ilk defa seyrediyorum sanıp sahne sahne "aaa ben bu filmi biliyorum" diye anımsayacağı nostaljik bir filmdir de ayrıca. severek andık.
1. Butch Cassidy and the Sundance Kid (1969)
george hill'in 69 yapımı filmi. butch'u paul newman, sundance'i robert redford oynamaktadır. george hill redford'a rol verebilmek için ortamlarda kıl bir herif olarak bilinen steve mcquinn'i ekarte etmiş ve bu klasik western'i tek başına yaratmıştır.
film gerçek gangsterlerin hayatını anlatır, sundance ve butch tren soyarak hayatlarını kazanırlar, zaman geçip tüfenk icad edilip mertlik bozulunca bolivya'ya gidip daha ilkel ortamlarda daha rahat çalışma şartlarına kavuşmak ister ve göç ederler. olaylar gelişir... film karakterler üzerine kurulu bir filmdir, diyaloglar ve hikayenin verilişi çok başarılıdır, klasik holivud sinemasının son büyük örneklerindendir.
Bonus / Yönetmen Olarak: Quiz Show (1994)
bir televizyon skandalı üzerinden ciddi bir tv eleştirisi getiren film. televizyon dünyasındaki tek gerçeğin 'reyting' olduğunu, bu sektörün kaymağını yiyenlerin yüksek izlenme oranı uğruna her şeyi mübah gördüklerini anlatır. beyaz camda bilgili veya başarılı olmanın değil, iyi görünmenin, güzel, yakışıklı veya karizmatik olmanın önemli olduğuna dikkat çeker. bu özelliklere sahip olanların ekranda zaten bilgili ve başarılı imiş gibi gösterilmesinin gayet basit olduğunu hatırlatır.
1994 yapımı bu film en iyi yardımcı erkek oyuncu (paul scofield), en iyi yönetmen (robert redford), en iyi senaryo ve en iyi film dallarında oscara aday olmuşsa da hiçbirini kazanamamıştır. oscarsız kalmış olmasında o yıl, four weddings and a funeral, pulp fiction, the shawshank redemption gibi filmlerle yarışmış olması yadsınamaz; fakat öyle çok etkileyici ve sürükleyici bir film de değildir hani. bu filmde charles van doren'i aslında kendisine ralph fiennes kişisinden çok daha fazla benzeyen tim robbins oynayacakmış ama olmamış. skandala konu olan twenty one adlı yarışmanın foyasının ortaya çıkmasındaki fitili ateşleyen eski yarışmacı herbert stempel de filmde birkaç saniye için soruşturma sırasında görüşü alınan eski bir yarışmacı rolünde görünmektedir. filmde bu şahsı canlandıran oyuncu için ise (bkz: john turturro)