Pfizer ve BioNTech'in Çıkaracağı COVID-19 Aşısı Hakkında Merak Edilenler

Prof. Dr. Uğur Şahin’in kurucusu olduğu BioNTech ve ABD merkezli ilaç şirketi Pfizer, %90 koruyuculuk sağlayan COVID-19 aşısının hazır olduğunu açıkladılar. Belli başlı onay mekanizmalarından geçerek 2021'den itibaren piyasaya sürülmesi beklenen bu aşıya dair neler biliyoruz?
Pfizer ve BioNTech'in Çıkaracağı COVID-19 Aşısı Hakkında Merak Edilenler

Öncelikle bu aşı nasıl çalışyor?

vücuda (patojen proteini veya inaktif patojen yerine) patojenin proteinini kodlayan mrna'nın verilmesi şeklinde bir aşı. bu biçimde vücudun tanıyacağı ve bağışıklık geliştireceği proteini yine vücudun kendisi üretiyor. diğer aşılara karşı avantajı kitlesel çapta rna üretiminin, kitlesel çapta protein veya inaktif patojen üretiminden daha hızlı/kolay ve ucuz olması.

ana dezavantajı rna'nın vücutta hızla parçalanabilir bir molekül olması, o sebeple genelde taşıyıcı başka moleküllerin içinde veya modifiye biçimde veriliyor. kanımca ciddi bir falsosu da vücudun verilen rna'ya (veya yardımcı maddesine) karşı bir bağışıklık yanıtı üretme ihtimali. bu gerçekleşirse hem gereksiz bir inflamasyon tetiklenir ve hem de aşının fonksiyonelliği iptal olur. herhalde bunu engelleyecek yollar geliştirmişler ki insan deneylerinde gözüken bir olay değil.

bu metodun insan denemeleri olsa da resmi olarak onay almış bir rna aşısı henüz yok. eğer pfizer'in ve biontech'in covid-19 aşısı bnt162b2 onay alırsa, o ilki olacak.

Pfizer ve BioNTech

başta söylemek gerekli; pfizer bu işte ortak durumda. hatta pfizer, aşıyı geliştirmeden çok, üretim ve dünyaya dağıltılmasında büyük rol oynayacak. biontech firması gate vakfı tarafından fonlanan, dünyadaki çözüme ulaşamamış hastalıklara kafa yoran, yeni tedavi yöntemleri araştıran alman biyoteknoloji firmasıdır.

konuya dönecek olursak; biontech zaten ebola ve birinci sars için hali hazırda araştırmalar yapıyor, mrna teknolojisini geliştirmeye başlamıştı. zaten bill gates sürekli yeni bir pandemiyle baş başa kalabiliriz diye bu adamları fonluyordu. pfizer; bu işin içine 'gates fonladı, almanlar buldu' olmasın diye yoğun bir abd dışişleri baskıları ve üretimin de kolaylığı açısından birlikteliğe döndü.

aşıyı ele alacak olursak; aşı geçici şekilde vücudun bağışıklık üretmesine vesile oluyor fakat hücrelerde kalıcı bilinç oluşamıyor. t hücresine hala ihtiyacımız var. yani aşıyı vuran maksimum 5-6 ay kafası rahat olur. tabii risk grubu için bu muhteşem bir durum o ayrı. asıl güzel haber eski başkan trump’ın tedavisinde kullanılan antibiyotik tedavisinde. hastalığa kalkan olmuyor- önlemiyor fakat enfekte olursanız, başlangıç aşamasında verilirse çok hafif geçiriyorsunuz. yani ikisi de onay alırsa önündeki yaz kafamız rahata ermeye başlar, 2021 kışında bu iş biter. 2022 yazında tamamen maskeler çıkarılır.

ek olarak, konu hakkında fazla yanlış bilgi veya ön yargı dönüyor, açıklık getireyim. pfizer ulusal bir şirkettir ve hemen hemen her ülke-bölgede üreticisi veya kendi üretim bandı bulunur. yani aşı dağıtımı için düşündüğünüz gibi başka yerde pişecek önüme düşecek gibi bir durum söz konusu değil. gayet aşı türkiye'deki üretim bandında üretilip dağıtılabilir veya komple bu bölgeye yakın bir ülkeden çıkıp her yere dağılabilir. söz konusu olan tek durum; sağlık bakanlığının hızlıca protokolleri sağlaması.

Üretim, olası lojistik sorunlar ve Çin aşısı

bu aşı, işin teknik detayından anlayanların gözünde en başından bu yana en çok umut bağlanan aşıydı. bu umutlar gerçeğe dönüşüyor. yalnız, bu aşının büyük hayranı olsam bile, hatırlatmak istediğim farklı bir şey var: çin aşısı (sinovac) da bnt162'dan (biontech aşısının adı) sonra en başarılı aşı. ve hali hazırda milyonlarca dozu üretilmiş durumda, uygulamaya hazır.

önüme çin aşısı konulsa ve biontech'in aşısına ulaşman ancak altı ay sonra mümkün olacak, çin aşısını ise hemen şimdi olabilirsin denilse, tereddütsüz çin aşısını (sinovac) olmayı tercih ederdim. türkiye'de yaşayan bir vatandaş olarak, muhtemelen böyle bir ikilem yaşayabileceğimizi ön görebiliriz.

bu aşıya ulaşmamız ve sadece bu aşıyı güvenilir saymamız hatalı bir yaklaşım olur. biontech'in aşısına ulaşmamıza dair takvim bir hayli engebeli çünkü.

1) resmi onaylar

daha aşı amerikan ve avrupa (fda ve ema) ilac otoritelerine başvurusunu bile yapmadı. kasımın üçüncü haftasında bu başvular bekleniyor. normal koşullarda olsa, bu onay çok uzun süre alırdı. fakat pandemi dolayısıyla son derece hızlandırılmış bir onay sürecinden geçeceği kesin. yine de, bu da bir zaman alacak.

ülkemizde sağlık bakanlığı genelde avrupa (ema) ile birlikte hareket ediyor, ama (umarım) pandemi sürecinde ema'dan daha hızlı hareket eder, onlardan daha erken onay verirler.

2) üretim ve lojistik sorunları

japonya, a.b.d. ve avrupa birliği aşı konusunda biontech ve pfizer ile milyarlarca dolarlık üretim anlaşmalarını yapmış durumdalar. firmanın kurucu ortağının türk olması neticesinde ülkemize de bir parti ulaşması mümkün olabilir mi? soru işareti büyük.

şöyle ki 2020 sonuna kadar en iyimser tahminle 50 milyon aşı üretilecek ve bu aşının muhtemelen tamamı abd., ingiltere, ab, japonya'ya gidecek. oysa çin aşısı hazır, 3 faz etkinlik / güvenlik çalışmaları tamamlanmış durumda. hatta biontech aşısından daha yüksek koruyuculuk (yüzde 92 serokonversiyon) oranına sahip. sinavac'ın çok daha büyük sayılarda üretimine başlamış durumda. ve bu aşının taşınması ve saklanması daha kolay.

bu nedenlerle sinavac'a daha erken ulaşacağımızı tahmin ediyorum. sinovac da, güçlü, aşı konusunda tarihi ve uzmanlığı bulanan bir firma tarafından geliştirilmiş, etkili ve güvenli bir aşı. çin hükümeti dünya kamuoyunda itibarını yükseltmek amacıyla bu aşının dünyaya ulaştırılması için ciddi masrafları karşılamayı da taahhüt ediyor.

tüm bunlar göz önüne alınacak olursa, evet, biontech aşısının etkinlik verilerinin olumlu gelmesi ve aşıda son aşamaya gelinmesi güzel gelişmeler, fakat illa bu aşının gelmesini beklemek gibi bir ısrarlı tercihin de anlamı yok.