Parlak Kol Saati Üretme Uğruna Pisi Pisine Ölen Amerikalı İşçiler: Radyum Kızları

Bundan yaklaşık 100 yıl önce ABD'de dünya tarihinin en korkunç olaylarından biri yaşandı.
Parlak Kol Saati Üretme Uğruna Pisi Pisine Ölen Amerikalı İşçiler: Radyum Kızları

radyumun korkunç yan etkilerinin bilinmediği senelerde, hiçbir tedbir almadan ve amerikan şirketlerinin hiçbir zararı olmadığına dair temin edici telkinleriyle radyumla yüzgöz olan bahtsız kadınların yüz ve çene kemiklerinde meydana gelen korkunç deformasyonlar yüzünden tıp tarihinin sayfalarına geçmiş korkunç teşhisleridir radyum kızları.


1900'lü yılların hemen ilk başlarında paris'e giden amerikalı bilimciye marie curie hatıra olarak bir avuç radyum kristalı verir. 


amerika'ya dönen bilimci, bir takım deneyimlerden ve karışımlardan sonra geceleri fosfor gibi ışıldayan bir boya elde eder. bu müthiş buluşun karşısında harekete geçen açık göz şirketler, gece görünmesi için levha yazılarını ve kol saatlerindeki rakamları, yelkovanı ve akrebi bu boya ile imal etmek üzere yeni buluş için yeni iş yerleri açıp, yüksek ücretle işçi çalıştırmaya başlar. 


çoğunluğun kadın olduğu bu işçiler, çıplak elleriyle tuttukları ince fırçaları kullanıp, boyama ve yazma işlerine girişirler.

iş verenlerin ısrarla radyumlu boyanın hiçbir tehlikesi olmadığı ısrarları altında gönül rahatlığı ile çalışan kadınların çok geçmeden, dişleri dökülmeye, çene kemiklerinde anormal derecede büyüme ve korkunç deformasyonlar oluşmaya başlar.


o zamana değin inkar edilen radyum tehlikeleri araştırılmaya başlanır, mahkemeler kurulur, insanlar telef olur.

radyum, özellikle doktorların tümörleri küçülttüğünü keşfetmesi ve 1. dünya savaşında askerlerin ışık kullanmadan kol saatlerini görebilmelerinı sağlayan boyanın kullanılması ile büyük bir üne kavuşmuş. 

o kadar çılgınca kullanılmaya başlanmış ki, radyum içeren takviye şurupları, içecekler, kokteyller, kremler, rujlar, ojeler, yünler üretilmiş. kadınlar parlasın diye saçlarına sürmüşler.

 
ta ki saat boyayan, ve fırçanın nemlenmesi ve düzgünleşmesi için her seferinde fırçayı ağızlarına götürülmeleri söylenmiş kadınlar teker teker feci şekilde ölmeye başlayana kadar. 5 kadın, ki kendilerine living dead adı verilmiş hatta kendileri de society of the living dead adında bir mücadele grubu kurmuşlardır, u.s. radium corporation şirketini dava etmiş. tabi şirketin avukatları karşısında işler o kadar kolay olmamış, dava tarihini bile alabilmeleri 3 yıl sürmüş. o kadar hastalarmış ki, verdikleri nefes radon gazıymış ve saçları parlıyormuş. olayla bağımsız olarak radyumu ilaç olarak alan bir milyonerin de ölümüyle köşeye sıkışan radium corporation işçi kızların tedavi masraflarını karşılamayı kabul etmiş. 


sonuç olarak ölümlerinin çok yakın olduğunu bilen bu kadınlar para için değil onurları için bir mücadele vermiş ve işçi sağlığı ile ilgili yasalarda birer öncü olmuşlar. konuyla ilgili jo lawrance'ın glow isimli 4 dakikalık güzel bir animasyonu var. ayrıca these shining lives isimli bir tiyatro oyunu da yazılmış hakkında. adamakıllı bir filmi de çekilmeli kanaatindeyim.