Parazit, Nasıl Oldu da İngilizce Olmadığı Halde "En İyi Film" Ödülünü Alabildi?
ne yaptı parazit?
parazit, oyuncudan bağımsız en iyi senaryo, en iyi film ve en iyi yönetmen alanında oscar alarak tarihe geçti. salt ilk yabancı film olarak en iyi film oscar'ının yanında bu anlamda da bir çığır açmıştır. zira oyuncuları ödül almadan hat trick yapan bir film oscar tarihinde yok.
peki ingilizce olmadığı halde nasıl ödül alabildi?
daha önce de yabancı dilde (ingilizce olmayan) filmlerin best picture'a aday gösterildiği olmuş. ancak sadece 12 tane. life is beautiful, letters from iwo jima ve il postino bunlardan bazıları. oscar için ingilizce olması bir şart değil yani. peki bir filmin oscar'a aday olma şartı nedir? bakalım:
- 40 dakikadan fazla sürmeli.
- prömiyerini oscar takvimi içinde, halka açık bir salonda yapmalı.
- 35mm ya da 70mm film formatı veya 24-kare, dijital formatta yayınlanmış olmalı.
- birbirini takip eden (en az) yedi gün boyunca uygun oscar takvimi içinde, ücret ödenme karşılığında bir los angeles sinemasında gösterilmeli.
parazit bunları karşılıyor. öncekilerden farklı olarak sinemasal açıdan da yılın en sağlam filmlerinden biri olması onu öne taşıdı. teknik olmayan kısımları aşağıda detaylandıracağız.
parazit, oscar'ın asla sadece oscar olmadığını göstermiştir
1917'nin geciken vizyon tarihleri ve oscar adaylığına neredeyse son anda başvurmuş olması gereken sükseyi yapamamasına sebep oldu. parasite hakkında oldukça oldukça olumlu düşünüp özellikle ilk bakışta çok etkilenmiş olmama karşın 1917'yi oscar'a daha yakın buldum hatta ikinci seçenek olarak once upon a time in hollywood dedim. bunda ilk etken elbette bir amerikan-ingiliz yapımının muhafazakâr bilinen akademi camiâsına daha mâkul geleceği görüşü idi.
güçlü bir ülkeyseniz, yatırımınızı bilinçli ve akılcı biçimde yapıyorsanız, sistemin içine parazit gibi sızarak kendi akışınızı buluyorsunuz. en iyi yabancı filmler sony pictures firmasıyla amerika pazarına girip güçlü bir lobiyle en iyi yabancı film oscar heykelciğini alıp uzaklaşırdı. parasite ise cj entertainment gibi amerikan pazarına yatırım vaadinde bulunan güçlü bir şirketle büyük iş yaptı. son iki ayda bong joon ho röportajı yapmayan televizyon ve youtube kanalı kalmadı. kendisini geçin çevirmeni (sharon choi) bile epey popüler oldu. cj entertainment 2020 yılında en az üç büyük bütçeli amerikan yapımını destekleyecek. ülkemizde mars entertainment group olarak bilinen "yeni cem yılmazlar yaratacak" olan firmanın da uluslararası faaliyet gösteren çatı ismidir cj entertainment.
sinema'da asya'nın yükselişi mi dersiniz yoksa güney kore'nin asya'daki çin kültür tekeline karşı amerikan himayesine alınması mı dersiniz bilmiyorum, güney koreli firmalar sadece sinemayla değil resim ve müzik alanında da ciddi bir kuşatma gerçekleştirmiş durumda. beni asıl merakta bırakan ise akademi'nin bu yenilikçi tavrını sürdürüp sürdürmeyeceği. zirâ bu yönelim sayesinde oscar törenleri cannes gibi önemli ve saygın bir festival ve film marketi durumuna gelebilir. hali hazırda önemli bir pazar, fakat saygınlığı su götürür.
filmin neden böylesi bir tarih yazdığını anlatalım
bir kere amerika altyazılı şeyleri izlemeyi sevmezken güney kore filminin hem yabancı dilde hem de en iyi filmde ödül alması bir tarihsel başarıdır. diğer yönetmenler filmini sade bir pr çalışmasıyla fazla kasmadan tanıtmaya çalışırken bong joon-ho 80 tane festival gezerek tek tek ne amaçladığını ortaya koymuştur. ortada büyük bir emek var. ve bu emek hollywood tarafından inanılmaz bir sevgiyle kucaklandı. martin scorsese ve quentin tarantino tarafından da listelerde yer verilip, ayakta alkışlanarak.
filmi bizden yapan şeyler çok fazla:
Uyarı: Spoiler içerir.
- fakir/zengin hikayesi bir yana açılışın ve kapanışın mandala asılmış çorapla verilmesi. ailenin bulunduğu evin kot farkından dolayı aşağıda olması ve bir ayyaşın sidiğinin bile sanki bu evin bir dışkı yolu gibi kullanılmasıdır. filmde tasarlanan klozet bir gaita tapınağı olarak tasarlanmış, insanların boyunu aşar haldedir. klozet bile onlardan daha yukarıdadır, onlar dışkı bile olamaz. ve bu ortamda bile wifi araması yapan aile son derece çarpık, çelişkili şeyler ifade eder.
- zenginler için zevk gösterisi olup, çimenlerin seyredildiği yağmur; varoşlar için su baskını anlamına gelir. filmde, aile zenginlerin yerini işgal edip yağmuru romantik şekilde seyre dalarken daha sonrasında bayırdan bir kast sistemi misali inip burunlarının boka battığına şahit oluyorlar.
- burjuva gibi giyinebilirsiniz, onların yediklerinden ve içtiklerinden tadabilirsiniz ama asla üzerinizdeki kokuyu çıkaramazsınız. yıllarca içinde yaşadığınız leş ve rutubet kokusu fakir parfümüdür, acı gerçek her zaman yüzünüze çarpar. ve bu koku filmin finalindeki katliama direkt olarak ortak olan bir alegoridir.
- filmin bodrum katında bir fakir ailenin daha olduğunu öğrenir bizim yoksul parazitler. birbirlerini ne trajikomiktir ki telefonla tehdit ederler. ellerine güç geçtiği her an bunu kullanmakta beis görmezler. aynı sınıftandırlar fakat birbirlerini aşağı itmek isterler.
- spor salonunda gözlerini kapatan baba gerçekleri sayıklamaya başlar.
filmin posterinde insanların gözlerine siyah bant çekilmesi tam da bundandır.
gözünüzü ne zaman kapatırsanız o karanlıkta gerçekleri sayıklarsınız.
Spoiler bitti.
alt sınıf, ekonomik düzene baş kaldırmayarak bulundukları durumu görmezden görerek körleşirken; burjuva kesim çevresindeki parazit yerleşimden, gerçeklikten; abartılı yaşamın getirdiği sarhoşluktan dolayı kör durumdadır bu filmde. anlattıklarım sadece az kısmından oluşuyor. bu film işte tam da bu yüzden çok önemli.
hollywood, 2000'lerden sonra sinema dünyasının en özgün filmlerini üreten güney kore sinemasını bu film aracılığıyla resmen ödüllendirdi
güney kore sinemasını uzun zamandır takip eden biri olarak bunu net bir şekilde söyleyebilirim. öbür türlü bu film hollywood çizgisine uzak bir film olsa da tam bir kore filmi olduğunu söylemek lazım. yani en iyi filme tamam ama yönetmenlik açısından başarılı kore filmlerinin hepsi bu tarzda kendine özgü filmler oluyor. yine de başta kurasawa ve wong baba olmak üzere uzak doğu sinemasını yıllarca görmezden gelen bir oluşumun g.kore filmine 2 büyük ödülü vermesi, güzel oldu.
darısı ordan burdan konu çalan, mankenleri ve medya maymunlarını oyuncu diye karşımıza çıkaran, mafyanın eline düşmüş türk sinemasının başına diyelim.