Oyuncu Seçimiyle Kaderi Değişen Filmler

Sinema tarihinin en ilginç “ya olsaydı” hikayelerinden biri. Bazen bir oyuncunun son dakika reddi, bazen de yapımcıların ani fikir değişikliği tüm filmin kaderini değiştiriyor. Bu durumda ya efsaneler doğuyor ya da fiyasko yaşanıyor.
Oyuncu Seçimiyle Kaderi Değişen Filmler


the matrix

matrix'te neo olmayı reddeden will smith klasik örneği. smith, wild wild west filmini tercih ediyor ve “bilim kurgu filmi” deyip geçiştiriyor. keanu reeves'e gelen bu rol, smith'in kariyerinde asla yakalayamayacağı bir kült statüye dönüşüyor. smith yıllar sonra “matrix'i reddetmek kariyerimdeki en büyük hatalardan biriydi” diyor. peki ya matrix will smith'le çekilseydi? muhtemelen çok farklı bir film olurdu.

titanic

titanic'te jack dawson rolü için leonardo dicaprio'dan önce matthew mcconaughey, chris o'donnell, brad pitt gibi isimler masada. james cameron son dakikada dicaprio'yu seçiyor ve bu karar leo'nun kariyerini tamamen değiştiriyor. “king of the world” sahnesi mcconaughey'le düşünülemez bile.

iron man

iron man için tom cruise ciddi şekilde düşünülüyor, hatta neredeyse anlaşma sağlanıyor. cruise'un son dakika çekilmesi ve robert downey jr'ın devreye girmesi sadece marvel cinematic universe'ün değil, modern süper kahraman sinemasının kaderini belirliyor. cruise'un iron man'i çok farklı bir karakter olurdu kesinlikle.

pretty woman

pretty woman'da edward lewis rolü için albert brooks, al pacino, daniel day-lewis gibi ağır toplar konuşuluyor. richard gere'in seçilmesi filmi romantik komediye çeviriyor; oysa ilk senaryoda çok daha karanlık bir hikaye planlanıyor. brooks'la çekilseydi belki de çok daha farklı bir film çıkacaktı ortaya.

the shining

the shining'te jack torrance için robert de niro ve robin williams da konuşuluyor. kubrick'in jack nicholson'ı seçmesi filmin o efsanevi atmosferini yaratıyor. “here's johnny!” sahnesini de niro'yla hayal etmek imkansız.

hababam sınıfı

türk sinemasından örnek vermek gerekirse hababam sınıfı serilerinde kemal sunal'ın inek şaban karakteri aslında başka oyuncular için yazılıyor. sunal'ın son dakika dahil olması ve karakteri kendine göre şekillendirmesi türk komedi sinemasının seyrini tamamen değiştiriyor.

john carter

bazen de oyuncunun reddi yapımı felakete götürüyor. john carter filminde taylor kitsch'in seçilmesi (aslında çok sayıda a-list oyuncunun reddetmesi sonrası) disney için 200 milyon dolarlık felaketle sonuçlanıyor.

bu örnekler gösteriyor ki bazen kader bir telefon görüşmesi kadar ince bir çizgiye bağlı. hollywood'da “right place, right time” sözünün ne kadar kritik olduğunun en güzel kanıtları bunlar.