Otomatik Portakal Kitabı Şarkı Listesi
screeching weasel - you blister my paint
bu şarkı, kitabın ilk sayfalarında alex ve arkadaşlarının uğradıkları korova süt barı’nda amatör bir şarkıcı tarafından icra ediliyor. öykünün başladığı o akşam kahramanlarımız meşhur bıçaklı sütten içiyorlar. alex, çalan bu şarkıdan sütün de etkisiyle şöyle bahsediyor: “sanki şarkıcının sesi barın bir ucundan diğerine gidip geliyor, tavana uçup oradan dalış yapıyor ve duvardan duvara vın diye uçuyordu.”
johny zhivago - only every other day
alex ve arkadaşlarının yaptıkları ilk acımasız “yuva” baskınından sonra gittikleri korova süt barı’nda çalıyor. kahramanlarımız kitap boyunca rusça inek anlamına gelen korova adlı bara bıçaklı süt içmek için sık sık uğrayacaklar.
geoffrey plautus - keman konçertosu
odysseus choerlilos’un mason filarmoni orkestrası ile birlikte çaldığı bu eser, alex’in yatağında çırılçıplak uzanıp hayranlıkla dinlediği bir eser. alex bu eseri dinlerken adeta kendinden geçiyor. alex bu eser için şöyle diyor: “ah, mükemmelliğin ve harikalığın cismanileşmiş haliydi bu.”
mozart-jüpiter ve j.s. bach - brandenburg konçertosu
alex, bu iki kült eseri yukarıdaki eserden sonra dinliyor. bach’ı dinlerken baskın yaptıkları bahçe kapısında “yuva” yazan küçük kulübedeki yırttığı “otomatik portakal” adındaki kitap dosyasını düşünüyor. bach’ın bu eseri için alex: “alman ustanın kahverengi muhteşemliği.”, diyor.
claudius birdman - string quartet
alex, bu eseri bir sabah evden çıkmak için hazırlanırken radyodan dinliyor. bu eserden “çok hoş bir küçük yaylılar kuarteti, onu iyi bilirdim.” diye söz ediyor. bu eseri kubrick de alex’in georgie ve dim’i suya atıp dim’i elinden bıçakladığı sahnede kullanıyor ve ortaya oldukça ilginç bir sahne çıkıyor.
ludwig van beethoven - 9. senfoni
bu şaheseri alex, plakçısı melodia’dan kendi tabiriyle cebindeki mangırlarla satın alıyor. bu plakçıda rastladığı iki kadını evine davet edip onlarla sevişirken bu eseri pikabına yerleştiriyor ve olanlar oluyor.
j. s. bach-wachet auf choral prelüdü
bu eser kitabın ikinci bölümünde, alex yakalanıp kodese tıkıldıktan sonra çalan ilk eser. alex, bu eseri kodeste vaaz dinlemek için gidilen kanat şapeli’nde eski bir pikaba koyuyor. bu eseri diğer mahkumlarla ve kodes papazıyla birlikte dinlediği için pek mutsuz.
ludwig van beethoven - 5. senfoni
bu eser, kodeste her tarafı bağlanmış, gözleri penslerle açık tutulmaya zorlanmış alex’e; suç, şiddet, kan, savaş görüntüleri içiren kısa filmler izletirken çalınıyor. yani alex’i en iyi olan arkadaşı müzikle vurup yarası ömür boyu kapanmayacak derin bir iz bırakmaya çalışıyorlar. alex, bu acımasız işkence bitip müzik kesildiğinde şöyle diyor: “o, ludwig’i öyle kullanmak. onun kimseye zararı dokunmadı. beethoven müzik yaptı o kadar.”
mozart - prague
alex, kodesten çıkıp pikapçısına gittiğinde aslında mozart’ın 40. g minör senfoni’sini istiyor ancak yanlışlıkla bu eser getiriliyor ve bu eser pikapta dönerken alex için hiç de iyi şeyler olmuyor. çünkü kodeste doktorlar ona öyle bir ayarlama yapmışlardı ki böyle müzikler artık dayanılmayacak kadar kötü hissetmesine neden olup onu hasta ediyordu.
otto skadelig - 3. senfoni
alex’in kilitlendiği odanın yanındaki odadan zorla dinletilen bu eser, eskiden böyle müziklere bayılan alex’e acı çektiriyor ve onu intihara sürüklüyor. bu müzik yüksek seste çalarken mütevazı anlatıcımız: “elveda, elveda, beni bitirdiniz, tanrı sizi affetsin.” deyip kendini camdan aşağı salıveriyor.
ned achimota - that day, yeah, that day
alex’in iyileştikten sonra yeni kankalarıyla gittiği korova süt barı’nda çalıyor bu şarkı. kitabın ilk sayfalarında çalan ilk şarkının mekanı ile kitabın sonunda çalan şarkının mekanı aynı, içtikleri süt aynı. bir mesaj mı verilmek isteniyor? alex’in yine üç kankası var fakat aynı kankalar değil, artık alex de yeni biri ve iyileşmiş. peki ya, gerçekten öyle mi? alex, müziğin acımasızca kullanıldığı bir hükümet deneyi sonrasında gerçekten otomatik portakal’a dönüşmüş müydü?