Osmanlı'nın Son Döneminin Tartışılan İsmi Enver Paşa Hakkında İlginç Bilgiler
enver, yaşamının bir bölümünde isminin sonuna soyadı gibi ''suavi'' adını almış, birtakım özel mektuplarda ve resmi bildirilerde ''enver suavi'' adını birlikte kullanmıştır. peki suavi ismi nerden gelmektedir ve manası nedir? diye sorduğunuzu duyar gibiyim. suavi, 2. abdülhamit'in mutlakiyetçi saltanatına ve istibdat yönetimine baş kaldırıp isyan eden, çırağan sarayı'nı basarak abdülhamit yerine 5. murat'ı istekleri ve talepleri doğrultusunda tahta geçirmek isteyen ve fakat bu isyanında amacına ulaşamayıp ölen isimdir, yani meşhur ali suavi'dir. hasan paşa tarafından isyan sırasında başına sopa ile vurularak öldürülmüştür. olayın detaylarına çok fazla girmeden enver suavi'ye geçeceğim, arzu eden ali suavi'yi açıp araştırır.
enver'in 'suavi' ismini kullandığı ilk tarih, italya'nın libya'yı işgal ettiği ve osmanlı'nın resmi bir karşılık veremeyip bazı subaylarını bölgeye gerilla taktiği uygulaması ve italyanları oyalayabilmesi için gönderdiği 1911 senesine dayanır. aynı tarihlerde balkanlarda da ciddi karışıklık ve isyanlar patlak verdiğinden, osmanlı yönetimi libya'ya gerekli şekilde askeri ve siyasi müdahaleyi gerçekleştirememiştir. libya'ya farklı yollardan gidenler arasında enver başta olmak üzere sarıkamış harekatında da başarısız olup aşırı soğuklardan rahatsızlanarak genç yaşında ölecek olan hafız hakkı, cumhuriyet kurulduktan sonra ilk başbakanlık yapacak olan fethi bey ve mustafa kemal yer almaktaydı.
enver, burada topladığı aşiretleri örgütleyerek italyanlara karşı gerilla mücadelesi vermelerini sağladı ve çetin bir direnişin öncüsü oldu. italyanlar, bölgenin içlerine fazla ilerleme şansı bulamayıp istediğini elde edemeyince, bu defa rotasını 12 ada üzerine kırdı ve 12 ada'yı işgal etti. 1 ay içerisinde adaların tamamı elimizden çıktı, bu vaziyet efsaneleşti ve cumhuriyetin kurucu kadrosunun lozan'da adaları yabancılara peşkeş çektiğine dair ortaya zırva iddialar atıldı. dönemin osmanlı hükümeti, balkan coğrafyası da karışmaya başlayınca libya'daki subaylarını geri çekmek zorunda kaldı ve italya ile 1. lozan (uşi) antlaşması imzalandı, libya tamamen italyanlara bırakıldı. ayrıca italyanlar bu antlaşma ile 12 ada'dan feragat ettiklerini başlangıçta belirtse de, yunanistan'ın adalara hakim olması endişesi ile bu arzusundan kopamadı ve adalar üzerindeki işgalden vazgeçmedi.
enver, libya'da bulunurken bizzat kendisi çizerek resmi osmanlı kağıt lirasını piyasaya sürdü ve kağıt paranın ortasına mühür olarak da kendi hürriyet düşüncesine idol olarak gördüğü ali suavi'nin ismini alarak 'enver suavi' mührünü bastırdı.
enver suavi, sonraki senelerde kendi adında para bastırmaktan dolayı iftihar edecek ve ileriki yıllarda, ittihat ve terakki'nin genel merkezinde para meselesi konuşulduğu bir toplantıda, dönemin maliye bakanı cavit bey'den yine para basmasını isteyecek, cavit bey de karşılıksız para basmanın ekonomik olarak yaratacağı kötü sonuçları enver'e anlatınca, her şeyden anlayan(!) ve eleştiri - karşıt görüş kabul etmeye meyilli yapısı olmayan enver buna şöyle cevap verecektir: ''canım, ben trablus'ta mukavvanın üstüne mühür bastım, para diye pekala geçti!'' (dönemin ekonomi ve para politikaları çok tanıdık geldi değil mi?)
enver'le ilgili bir küçük bilgi de, naciye sultan'la evliliği hakkında vereceğim. hanedan mensubu olan naciye sultan, şehzade süleyman efendi'nin kızıdır. enver de siyasi açıdan bağlantı kurup askeriyede kolay yükselebilmeyi saraya damat olabilmekte görmüştür. naciye sultan 1896 doğumludur ve enver ile 1909 yılında nişanlanırlar... yani naciye sultan enver'le nişanlandığı tarihte sadece 13 yaşında imiş... bu konudaki yorum ve takdir okuyucuya aittir.
kaynak: murat bardakçı'nın 'enver' kitabı