Osmanlı, Süveyş Kanalı'na Düzenlediği 2. Kanal Harekatı'nda Neden Yine Başarısız Oldu?

Osmanlı İmparatorluğu'nun 1. Dünya Savaşı'nın Sina ve Filistin Cephesi sırasında, Süveyş Kanalı'na düzenlediği ikinci harekât (23 Nisan - 5 Ağustos 1916) neden başarısızlıkla sonuçlandı?
Osmanlı, Süveyş Kanalı'na Düzenlediği 2. Kanal Harekatı'nda Neden Yine Başarısız Oldu?

ikinci kanal harekatı, osmanlı'nın i. dünya savaşı'ndaki "mısır bizimdir" ısrarının ikinci perdesi. ilkinde kanalın soğuk sularında boğulmamış gibi, bu kez 27 temmuz 1916'da bir kez daha şansını denedi. komuta koltuğunda cemal paşa, sahada ise alman miralay kress von kressenstein vardı. elde yaklaşık 10.000 kişilik bir kuvvet, hedef süveyş kanalı.

niyet mısır'daki ingilizleri yerlerine çivileyip batı cephesi'ne adam kaydırmalarını engellemek. bonus hedef olarak da "belki mısırlı yurtseverler ayaklanır" gibi bir umut var - ki biraz fazla iyimser ama tarih tekerrür etmeyi sever. osmanlı kuvvetleri yine kanala ulaşamadan, çölün ortasında ağır bir tokat yiyip el-ariş'e geri çekilmek zorunda kaldı. bu harekât da bir önceki gibi hüsranla sonuçlandı. ne kanal geçilebildi, ne de mısır kurtuldu.

ikinci kanal harekâtı öncesi hummalı ama umutsuz çaba

bir kanal harekâtı düşünün daha başlamadan yorgun düşüren, daha top atılmadan hüsranı sezdiren. işte cemal paşa'nın ikinci kanal harekâtı için 1915-1916 arasında yaptığı hazırlıklar, tam olarak böyle bir tablo çiziyor.

cemal paşa işe sağlamdan başlıyor. ibin'de alman miralay kress von kressenstein yönetiminde bir "çöl kumandanlığı" kurduruyor. plan belli: hem kanal'a yönelik taciz operasyonları yürütülecek hem de çölde yapılacak hazırlıklar korunacak. adam, daha 1915 haziran'ında başkumandanlık vekâleti’ne tam 26 maddelik detaylı bir rapor yolluyor. raportan fışkıran detaylara bakınca, sanki süveyş değil mars'a çıkılacak sanırsınız.

cemal paşa'nın taleplerinde yok yok:

- 57 taburluk seyyar ordu, 20 mitralyöz bölüğü, 8 süvari birliği, 23 topçu bataryası
halep, adana, lübnan ve filistin’e özel kuvvet tahsisleri,

- 120'şer araçtan oluşacak otomobil kıtaları, yanında benzin ve tamir ekipleri,

- yüzlerce kilometrelik yol, su hattı, telgraf hattı, menzil teşkilatı,

- çölde erzak taşıyacak binlerce deve,

- gönüllü birlikler, telsizciler, tayyareciler, alman subaylar, sur boruları, haritalar ve tabii ki olmazsa olmaz: bolca nakit para ama işte, osmanlı’nın kasası o dönemde pek de dolu değil. cemal paşa da bunun farkında ve diyor ki: "bakın almanlar bu işten kârlı çıkar, o yüzden onlar da taşın altına elini koymalı." bunun üzerine enver paşa, kressenstein’ı almanya’ya yardım dilenmeye gönderiyor ama almanya’nın da keyfi yok. yine de nazikçe birkaç batarya, biraz er, birkaç mitralyöz ve harita yolluyorlar. cemal paşa’nın esas takıntısıysa lojistik. hicaz demiryolu’nun mısır şubesi inşasına abanıyor. hedef, mesudiye’den süveyş’e uzanacak bir hat. 159 km'lik bölüm 10 ayda bitiriliyor ama isyanlar ve paranın suyunu çekmesiyle iş yolda kalıyor. bu arada paşa durmuyor: 600 km’lik şose yol, su kuyuları, gönüllü birlikler, telgraf hatları; aklınıza gelen her şey için ayrı bir plan yapıyor ama bürokrasi bu ya, ne kadar rapor yollasa, ne kadar telgraf çekse de işler istediği hızda ilerlemiyor. bu da zamanla von kressenstein'la papaz olmasına yol açıyor. öyle ki paşa, ona "sen benim emrimdesin, haddini bil" minvalinde ayar çektiği telgraflar bile gönderiyor. alman subaylara bile "siz benimle değil, padişahın ordusuyla çalışıyorsunuz" diye rest çekiyor.

derken 1916 geliyor. kanal geçilmeyecek ama doğusunda mevzilenip topçu tacizleri yapılacak diye yeni bir plan devreye giriyor. bu da cemal paşa'nın büyük hayalini "büyük mısır seferi"ni rafa kaldırıyor.

enver paşa da gelip hazırlıkları görüyor, şaşırıyor, "çöl böyle miydi be abi" diye paşayı takdir ediyor ama paşa hala yalnız, hala eksik, hala beklemede. en sonunda kendisi söylüyor zaten: "bir buçuk senedir canımı dişime taktım, bari emeğim boşa gitmesin..."

katya ve romani bozgunları

osmanlı'nın süveyş kanalına göz diktiği ikinci büyük çıkarmanın çatışma başlıkları bunlardır efendim:

- katya muharebesi (23 nisan 1916): çöl sıcağında osmanlı birliklerinin hafifçe yoklandığı, ingilizlerin ise hafifçe yumrukladığı ön kapışma. "biz geliyoruz" demek isterken "acaba geri mi dönsek" noktasına gelinen muharebe,

- romani muharebesi (3-5 ağustos 1916): ikinci kanal harekâtı'nın final boss’u. cemal paşa’nın yıllar süren hazırlıkları, on binlerce deve, demiryolu, gönüllü birlik falan hepsi bu üç günde çöl kumlarına gömüldü. ingilizler, kanalın doğusuna yığınak yaparak osmanlı’yı karşılayınca eldeki ne varsa da oraya gömüldü. sonuç? hüsran. büyük mısır seferi bir başka bahara kaldı.


ikinci kanal harekâtı'nın sonu, gazze'nin gelişi ve osmanlı'nın çölde uzun yürüyüşü

1916’nın başlarında enver paşa, cemal paşa’ya "hadi kanalın üstünde biraz gövde gösterisi yap" der. amaç belli: ingilizleri gerip batı cephesi'ne takviye göndermelerini önlemek. bu sırada ingilizler boş durmaz, kanalın doğusuna yığılmaya başlar. bu da işin rengini değiştirir.

cemal paşa, von kressenstein komutasındaki birinci kuvve-i seferiye’yi 23 nisan’da keşfe yollar. katya muharebesi yaşanır. görece başarılı. enver paşa hemen kutlama telgrafını çakar, cemal paşa da gazı alır, "yahu biz bu işi yaparız" der. katya sonrası tayyarelere (uçak yani) âşık olur, sahile denizaltı üssü kurma hayali kurar, filistin’in güvenliğini merkeze alır. hatıralarında "ya bu yeni taarruzu ben istemedim, kressenstein teklif etti" dese de yemezler. daha önceden enver’e yazdığı telgrafta, "hicaz falan hikâye, kanal harekâtı her şeyden önemli" diyerek niyetini açık etmiş zaten.

sonra geliyor romani muharebesi: 2 ağustos 1916’da 10.000 kişilik kuvvet kanalın 40 km doğusundaki romani’ye saldırıyor ama ingiliz savunması taş gibi. topçu ateşi sağlam. üstelik şerif hüseyin de isyan etmiş. 3-4 ağustos'ta, osmanlı birlikleri mecburen geri çekiliyor.

cemal paşa suçu biraz dağıtıyor:

- ingilizlerin iyi hazırlanmış olması,

- ağır topçu bombardımanı,

- arap isyanı’nın patlaması.

diyor ki: "bize takviye lazım paşam, yoksa bu iş yürümez." öte yandan kurmay başkanı von frankenberg biraz daha acımasız: “bu harekât baştan sona ne istediğini bilmeyen bir işti. hedef yoktu, araçlar yetersizdi, ne yapılmak istendiği belirsizdi” diyerek gömüyor. von kressenstein da tarih dersini veriyor: bu iş ilkbaharda yapılmalıydı. çekirge istilası erzak işini mahvetti, şerif hüseyin isyanı harekâtı ikinci plana attı, yani şartlar kötüydü, zamanlama berbattı. cemal paşa’nın yakınındaki falih rıfkı atay ise kısa ve öz geçiyor: “üstün kuvvetler karşısında adım adım mağlubiyet.” romani sonrası osmanlı güçleri el-ariş - nahil hattına çekiliyor. cemal paşa orada kış için bir savunma hattı kurup hicaz’a sefer planlıyor ama tahmin edin kim karşı çıkıyor? tabii ki enver paşa. plan iptal.

tam bu sırada lloyd george başkanlığındaki yeni ingiliz hükümeti, osmanlı’yı sina’dan atmaya karar veriyor ve tarih: 21 aralık 1916, el-ariş düşüyor. cemal paşa için "tahliye et" komutu kaçınılmaz hale geliyor.

sonra sahneye gazze çıkıyor. ingilizler yeniden saldırıyor ama bu kez başarısız oluyorlar. ikinci gazze muharebesi (17-20 nisan 1917), osmanlı için moral kaynağı. cemal paşa hemen bildiriyor: "çanakkale’den sonra ingilizler bu yenilgiyi de unutamayacak. kibirleri kırıldı." ve hükümet de boş durmuyor. murassa osmani nişanı geliyor cemal paşa’ya. yani yine madalya, yine moral.

(bkz: birinci kanal harekatı)

Sonuç

Lojistik ve altyapı yetersizlikleri: Çölde orduyu beslemek ve taşımak için büyük çaba sarf edildi ama su, erzak, yol ve haberleşme gibi temel ihtiyaçlar tam olarak karşılanamadı. Demiryolu ve yol inşaatları tamamlanamadı, deve taşımacılığı da sınırlı kaldı.

Yetersiz askerî destek ve kaynaklar: Cemal Paşa’nın talep ettiği büyük kuvvet ve donanım sağlanamadı. Almanya’dan beklenen yardım sınırlı kaldı, Osmanlı'nın ekonomik durumu da buna el vermedi.

İngilizlerin güçlü savunması ve hazırlığı: İngilizler, Süveyş Kanalı’nın doğusuna ciddi bir yığınak yapmıştı. Topçu desteği ve hava gözetimiyle Osmanlı birliklerini ağır şekilde karşıladılar.

Zamanlama ve çevresel koşulların elverişsizliği: Harekât yaz ortasında, çöl sıcakları, çekirge istilası ve Arap isyanı gibi dış etkenlerin baskısı altında gerçekleştirildi. Bahar aylarında yapılması gereken bir harekât, yazın zorluğuna kurban gitti.

Stratejik belirsizlik ve komuta uyumsuzluğu: Cemal Paşa ile Alman komutanlar (özellikle von Kressenstein) arasında fikir ayrılıkları ve iletişim sorunları yaşandı. Net hedeflerin olmaması, planlamayı zayıflattı.

Bu faktörlerin birleşimi, Osmanlı’nın İkinci Kanal Harekâtı’nı daha başlamadan bitirmiş sayılabilecek bir başarısızlığa sürükledi.